Yeni eğitim öğretim yılının ilk ders zili çaldı. Milyonlarca öğrenci yaz tatilinin ardından okullarına, öğretmenlerine ve arkadaşlarına kavuştu. Öğretmelerin de öğrencilerine olan hasreti bitmiş oldu. Anasınıfına ve ilkokul birinci sınıfa başlayan kuzucuklarımız uyum haftası kapsamında bir hafta öncesinde eğitime ilk adımlarını attılar.
Her eğitim öğretim yılında âdettendir okulların başlamasına haftalar kala görsel ve yazılı medyada paydaşlar eğitimle ilgili sorunları konuşur. Bir takım öneriler sıralanır da durur. Biz de bu âdete uyup dilimiz döndüğünce birkaç şey sıralayalım. Bizim farkımız şöyle olsun, olumsuzlukların yanında yapılan olumlu işleri de yazalım ve takdir edelim.
Milli Eğitim Bakanlığı geçen eğitim öğretim yılında yardımcı kaynakların dağıtımına başlamıştı; ancak ikinci dönemin ortalarına kavuşmuştu. Bu yıl ise eğitim öğretim yılının başında her seviyedeki öğrencilerimize yardımcı kaynaklar dağıtılıyor. Bakanlığın diğer bir uygulaması ise, ki bu çalışmanın alt yapısı birkaç yıl önce oluşturuldu. İllerde sınav merkezleri oluşturuldu. Bu sınav merkezlerinde görevlendirilen öğretmenlerimiz LGS, TYT ve AYT’ye yönelik yeni sınav sistemine uygun binlerce soru hazırlayarak soru havuzu oluşturdular. Öğretmenlerimizin emeklerine ve yüreklerine sağlık. Böylece dijital dünyayla içli dışlı olan gençlerimiz için akıllı telefonlarıyla rahatlıkla ulaşabilecekleri soru bankası havuzu hizmete sunulmuş oldu.
Milli Eğitim Bakanlığı eğitim öğretime aylar kala okullarımızın kırtasiye ve temizlik ihtiyaçlarının karşılanması için her okulun hesabına ödenek gönderdi. Bakanlığın bu uygulaması ile okulların açıldığı günlerde öğrenci kayıtları sırasında kayıt adı altında velilerden alınacak paranın önüne geçme hedeflendi. Yerinde ve güzel bir uygulama oldu. Milli Eğitim Bakanlığını bu çalışması ile de takdir etmek gerekiyor.
Dilerseniz yeni eğitim öğretim yılında biraz da öğretmenlerimize kulak verelim. Öğretmenlerimizin bu yeni eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığından beklentileri neler onları öğrenelim. Öğretmenlerimizin aslında öyle çok bir şey istedikleri de yok. Özlük haklarının ve maddi durumlarının iyileştirilmesini istiyorlar. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile öğretmenlerimizin “Uzman Öğretmen ve Başöğretmen” olmaları için Milli Eğitim Bakanlığı 18 Temmuzda uzaktan öğretmenlere 180 ve 240 saatlik bir eğitim başlattı. 19 Kasımda da öğretmenleri “Kariyer Basamakları Sınavı” adı altında bir sınava tabii tutacak.
Peki kanunlarımıza göre öğretmenlik mesleği nedir? 13 Mart 1924 tarihinde TBMM’nde kabul edilen Orta Tedrisat Muallimleri Kanunu öğretmenliği “devletin umumi hizmetlerinden talim ve terbiye vazifesini üzerine alan, müstakil sınıf ve derecelere ayrılan bir meslektir” şeklinde tanımlamaktadır. Yine 14 Haziran 1973 tarihinde yürürlüğe giren 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu da öğretmenliğin “Devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleği” olduğunu belirtmektedir. İşte öğretmenlerimizin haklı istekleri ve aylardır sosyal medyada üst sıralarda olan “Kariyer Basamakları Sınavı’nın” iptali ile ilgili gerekçeleri de budur. Öğretmenlerimiz zaten bu mesleğe sahip olmak için her türlü eğitimi almış, sınavlara girmiş ve mesleğinde ihtisaslaşmıştır.
Geleceğimizin teminatı çocuklarımızı her türlü zorluğa rağmen fedakârca yetiştiren öğretmenlerimize kulak verelim. Öğretmenlerimize hak ettikleri değeri ve itibarı verelim. Unutmayalım güçlü ve büyük Türkiye öğretmenlerimize vereceğimiz destek ve itibarla olur.
Milletleri kurtaranlar yalnız ve anacak öğretmenlerdir. (Mustafa Kemal Atatürk)
Yeni eğitim öğretim yılı herkese hayırlı olsun.
Saygılarımla.
