Rüveyda Sadak

'Z'den Sonra... 'Alfa' Kuşak

Rüveyda Sadak

Bunu duymuş olmalıyız, kuşaklar çeşitli adlandırmalar içerisinde yer alıyor.

Söz konusu bir matematiksel jargon denilebilir ki ‘X, Y, Z’ şeklinde sıralanıyor.

Eski dönemlere dair alışkanlıkların, nedir mesela? Toplumda bireysel olarak sanal değil, gerçek ortam içerisinde bulunulmuş olması, dünyaya adapte olma gereğini bir tür geleneğe dönüştürmüştür. Gerçek Dünya’dan sadece iki kısa örnek ve kısa bir anekdot diyelim. Rusya-Ukrayna savaşı dönemi ve Pandemi sürecinden kalıntılar olarak, küresel bir komplikasyon yaşanıldığı görülüyor. Ülkelerin ekonomik sıkıntılar içerisinde yer aldığı, bugün Dünya gündeminde ilklerde. Şimdi konuyu detaylandıralım.

Kısa bir tarih yolculuğu…

Aslında çok da fazla bir geçmiş tarihten bahsetmiyoruz. 2000’li yılların başlangıç dönemleri... Oldukça farklı bir tanıtımla sunulan her yerde ve her alanda gri renklerle sembolize edilen bir gösteri sanat(!) ‘Milenyum’

Eşyaya atfedilen üst seviye değer karakter ancak böyle bir şey olurdu öyle değil mi?

Bu kavram ile metalik bir dünya hayalinin girizgâhı, toplumsala yansıtılmış figürlerle platform ekranlarda çoktan yerini almıştı. Son yıllarda Z kuşağının özellikle sosyal medya konusunda aşırı kullanım hassasiyeti biliniyor. Doğruya doğru, şimdi.

Teknolojik ilerlemelere bağlı olarak türlü alternatifleri bulunan internet kapsamında sosyal medya kullanımı, giderek artış gösteriyor. Öyle ki sosyal medya sebebiyle zaman kavramından bağımsız bir yaşam biçimi meydana geliyor. Teknolojinin kullanımı tabiî ki ve özellikle gençler açısından önem teşkil ediyor. Teknofest gibi projelerde yer alan geleceğin gençlerini görmek son derece gurur verici. Ve fakat sosyal medyanın rengârenk görsellerle etkisi altına almış olduğu, doğru’lardan(!) bahsediyoruz sadece.

Teknoloji, ‘Alfa’ kuşağı itibariyle şimdilerde kat sayısının neredeyse 0-4 yaş grubuna denkleştiği bir mekanizma içerisinde yer alıyor. Burada organik olan hiçbir şey bulunmuyor. Elinde tablet, telefon ile ortama uygun bireyler yetişiyor. Z kuşak ile başlayan Milenyum, metalik renklerle Dünya’yı renklendiriyor, organikten zerre olmayan ve sadece telefon, tablet, internet gibi gibi türleriyle. Sosyal kavramı, asosyal ile yer değiştiriyor. İnternet ortamının doğallığında(!) gerçek ile gerçek olmayanı ayırt edeme şeklinde bir sanal kurgunun, bireysel izolasyonu görülüyor. İnsan iletişimleri zayıf biçimde ilerliyor. Bilinçsiz bir internet kullanımı mevcut söylem denilebilir. Bir örnek durum karşısında birçok bireyin, ‘doğrusu bu’ nitelendirmesiyle artış gösteren Sosyal Ağ’ların, sorunsallara sebep olmasının azalması temennisi diyelim.
 

Yazarın Diğer Yazıları