Rüveyda Sadak

Fırsatçılığın Böylesi: Yok Artık!

Rüveyda Sadak

Bir dönem geçiyor ki toplumsal olarak nasıl düzelir sorusu hep akıllarda. Ülke kapsamında birçok şehrin yaşadığı deprem için üzüldük, üzülüyoruz. Kayıplar fazla. Durum böyleyken ters etki kuralına ihtimal bile verilmiyor öyle değil mi?

Hani mesela o ilk gün… Telefonlar bir mesaj yoğunluğu içerisindeydi… Yanlış anlaşılmasın bu bir geçmiş olsun dilekleri değil. Ne peki? Akşama belirlenmiş bir saat dilimi. Asparagas familyasından ve sanıyoruz ki doğru kavram buydu. Asparagas! Aksini açıklayabilecek herhangi bir teorem mümkün değildi çünkü. Toplumu neden tedirgin etmek?

Bireyler bazında büyükten küçüğe tedirgin edebilme gayretlerine ‘o an’ bile devam edildi. Pes! Bu ‘dezenformasyon’ ve ‘fırsatçılık’ değilse neydi acaba? Sadece bununla sınırlı olmadı tabiî ki . Toplumsal hassasiyet göz ardı edilip aşırı korku, panik hali neyin mantığını olumlu gösterebilirdi. Şimdi ayrıca sosyal medyalarda toplumsal telaş oluşturan anti-psikolojik ayrıntılı söylemler yer alıyor. Hepsi de dilden dile endişe temalı.  Bu konuda paylaşım yapmak da üstün seviyeymiş meğerse.

Depremin ertesi günlerinden birinde, yola park bir araç… Hasarlı zincir marketten sırtında makineyle ve oldukça rahat pozisyonda ilerleyen birine soruldu. Nedir o? Meğer kendisinin imiş. Öyledir (!) mutlaka. Öyledir! Ne oldu şimdi dayanışmanın geleneksel işlevine. Böyle bir durumda bile neredeyiz? Maalesef yine fırsattan fırsat üretmek, amacı araçsallaştırmaktan ibaret oldu. Deprem öncesi normalin bir klişesi haline gelen fırsatçılık, an itibariyle normal tutumlardan değil ve olmamalı da.

Evet, deprem ile iç göç sebepli bir hareketlilik söz konusu ve zarar gören çoğu depremzede, çevre illere geçerek düzen kurmaya çalışıyor. Bugün zarar gören bu illerde iyileştirmeye dair somut adımlar gerçekleştiriliyor. Demografik yapının tolere edilmesi, korunması kapsamında depremden etkilenen illeri, bölgesel olarak planlama yönlü çalışmalar başlatılarak revizyona gidiliyor. Bunu hayata geçiren projelerden biri de TOKİ’nin inşa etmiş olduğu afet konutları ve böylelikle depremde zarar gören depremzedeler için burada güvenli bir ortam sunuluyor.

Ülkemizin sanayi, turizm, ticaret ve tarım alanlarında ekonomiye ciddi oranda katkı sağlamış olduğu bu iller, deprem ve ekonomi konusunda gereklilikte mutabık kalınması örneğini yerine getiriyor. Nitekim, Tarım Kredi Kooperatifleri ile depremzede çiftçilerin ürünleri alınarak, satışa sunuluyor olunması sonucu destek sağlanıyor.

Yazarın Diğer Yazıları