Hanifi Yavaş

Türkiye'de Dünden Bugüne Tohumculuk

Hanifi Yavaş

Tarımsal üretim için en önemli stratejik girdi tohumdur. 

Kamuoyunda yurt dışından tohum ithal ettiğimiz, dışa bağlı olduğumuz şeklinde bir çok yanlış algı bulunmakta. 
Bu yanlışların başında tohumculukta yurt dışına ve özellikle İsrail’e bağımlı olduğumuz yalanı ile olumsuz bir algı oluşturulmaktadır. 
Oysa gerçek bu değildir. 
Artık Türkiye kendi tohumunu üreten bir konumdadır. 

Tohumculuk sektöründe, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde 1964’ten bu yana faaliyet gösteriliyor. 
1974’den beri “Ulusal Gen Bankası” adıyla çalışmalarını sürdürüyor. Ulusal Gen Bankası aynı zamanda dünyadaki gen bankalarının da ilk örnekleri arasında sayılıyor. Türkiye’nin dört bir yanından gelen 107 bin çeşit tohum Ankara’daki Tohum Gen Bankası’nda -18 C° "uzun dönem odalarında" 100 yıl saklanabilecek şekilde muhafaza edilmektedir.
2010 yılında açılışını cumhurbaşkanı'nın yaptığı,   dünyanın üçüncü büyük tohum gen bankası olan Ankara'daki merkezde 1000’in üzerinde tohum çeşidi tescil ettirilmiş durumda. 

Yabancı tohum bağımlılığını azaltmak amacıyla yapılan ıslah çalışmalarıyla, doğal şartlara ve hastalıklara dayanıklı, verim ve kalitesi yüksek çeşitler geliştirilmektedir. Hububat ve bakliyat gibi birçok tohumda %100 yerli çeşitler geliştirilip, patentleri alınmıştır.

Yapılan çalışmalarla artık 650.000 ton yerli tohum kullanılmaya başlanmıştır. Sadece buğdayda bile 1000’in üzerinde çeşit tescil ettirilmiştir. Yapılan tüm bu çalışmalarla tohumda artık hiçbir ülkeye bağımlılığımız kalmamıştır. 

Tohum ithalatı bizde olduğu gibi tüm dünyada da belli ürünlerde bulunur.
Bu durum ektiğimiz tohumları kendimiz üretmediğimiz anlamına gelmemektedir.
Global dünyada her ülkenin her ihtiyacı karşılaması mümkün değildir. İhtiyaç duyulan konularda tüm ülkeler birbirinden alışveriş yapmaktadır. Şöyle bir örnek verirsek konu daha iyi anlaşılır. Amerika ve Almanya birden fazla araba markası üretiyor ama bu ülkeler, Japonya’dan araç ithal ediyor. O zaman Almanya ve Amerika araba konusunda kötü bir ülke mi oluyor? 
Ama bizdeki algı maalesef bu şekilde kuruluyor.

Bu sektördeki büyümenin hangi boyutlarda olduğunu görmek için bazı rakamlara bakmak daha aydınlatıcı olacaktır. Tohumculukla iştigal eden firma sayısı 2002 yılında 120 civarında iken tohumculuk şirketi sayısı 2021 yılı  itibarıyla 1004'e çıkmıştır. 
Türkiye'de 2002'de 145 ton olan tohum üretimi 2020 sonu itibarı ile yaklaşık 8 kat artarak 1 milyon 242 bin ton civarına yükselmiştir. 

Türkiye, tohum ithal eden ülke konumundan
tohum üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir.

Son 5 yıllık dönemde sertifikalı tohumluk ihracatı 58 bin tondan 2020 yılı sonu itibarıyla 72 bin tona yükselmiştir. Aynı dönemde yapılan tohumluk ithalat miktarları ise 49 bin tondan 46 bin tona gerilemiştir. 

TSÜAB Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Gençer, Türkiye’nin dünyadaki tohumculuk sektöründe adından söz ettiren duruma geldiğini belirterek, “Tohumda kendi kendimize yetiyoruz, 90’dan fazla ülkeye tohum ihraç ediyoruz” diyerek bu gerçeği açıklamıştır. 

Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği Başkanı Yılmaz’ın, "Dünyanın birçok ülkesine tohum ihraç ediyoruz. 30-35 yıl öncesinde dünyanın hiçbir ülkesine tohum ihracı söz konusu değilken, bugün dünyada 11. sırada yer alan bir tohum sektörümüz var" şeklindeki açıklamaları da bu konudaki gerçekleri tescil etmiştir. 

Sektördeki yetkili insanların yapmış olduğu bu açıklamalar, tohumculuk sektöründeki  büyümenin boyutlarını apaçık göstermektedir. 

Tohumluk ihracatında Rusya, Ukrayna, Macaristan, Irak ve Azerbaycan ilk sıralarda yer alıyor. Toplam tohumluk ithalatının yüzde 35'i ise Fransa, İtalya ve ABD'den yapılıyor. 

Ülke olarak en fazla, Fransa'dan tohum ithal ediyoruz. 
Bu ithalatta Fransa'nın payı yüzde 15.4, İtalya'nın yüzde 11 ve Hollanda'nın yüzde 8.8'dir. 
Tohum ithalatında en çok adı geçen İsrail'in geçen yıl yapılan ithalattaki payı ise yüzde 6.9'dur.

Yetkililerin yaptığı bu açıklamalarla görüyoruz ki ülkemizdeki tarım alanlarına özellikle de tahıl üretimi için yüzde 99 oranında yerli tohum ekiliyor. Sebzede yüzde 70 civarına gelinmesine rağmen, mısır ve ayçiçeği üretiminde ise istenilen seviyelerde değiliz. Çalışmalar bu tempoda ve bu kararlılıkta devam ettiği sürece önümüzdeki yıllarda istenilen seviyelere muhakkak gelinecektir.

Yorumlar 1
Zeki Sadak 11 Haziran 2022 21:42

Uzmanlık alanın olmamasına rağmen yapmış olduğun araştırmalar için teşekkürler. İyi bir çalışma ve yazı olmuş. Ellerine sağlık.

Yazarın Diğer Yazıları