Hanifi Yavaş

Hedef, İktidar Değil Devlet

Hanifi Yavaş

Demokratik ülkelerde iktidar kadar Muhalefetten  önemlidir. İktidarların doğru işler yapması, muhalefetin varlığı ile değerlidir. Muhalefetin olmadığı ülkelerde yönetim demokratik değil diktatörlüktür.

Muhalefet yapıcı olmalı, iktidarın yanlış polikalar izlemesini eleştirerek engel olmalı, doğru yapılan işlerde ise destek vermelidir. 

Bir diğer husus ise hükümet politikaları ile devlet polikaları birbirine karıştırılmamalı ve milli konularda iktidar ve muhalefet birlik olmalıdır. 

Yine unutmamak gerekir ki iktidarlar gelip geçici ama devletin kurumları kalıcıdır. Muhalefet yapılırken devlet kurumları korunmalı ve yıpratılmamalıdır. 
Bizdeki muhalefet anlayışının nasıl olduğunu görmek için bazı örneklere bakmak gerekmektedir.

Kılıçdaroğlu’nun aşağıdaki ifadeleri de devletin kayıtlarına geçmiştir. 

"Her türlü kara paranın ülkeye girmesine göz yumdular. ‘Nereden getirirsen getir kaynağını sormayacağım’ dediler. Milyar dolarları yani uyuşturucu paralarını cari açık için kullandılar. Uyuşturucu baronlarının parasına göz yumarsan sahipleri de Türkiye’ye gelir."

Biraz da olsa akıl sahibi olan herkes bilirk ki bu açıklamalar kendi devletini Narko Devlet ilan etmektir. Kılıçdaroğlu'nun ifadelerini kullanan batılı devletler ve medyaları Türkiye aleyhinde konuşmakta ve haber yapmaktadırlar. 

Londra'da katıldığı KRT yayınında İngiltere ziyaretinde konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Temiz paranın girdiği sokaktan; kirli para, uyuşturucu paraları kaçacak. Ben bu parayı bulup getireceğim. Bunun için Londra’dayım" diyerek dünyada, kendi ülkesine iftira atarak, ülkesini Narko devlet ilan eden başka bir siyasetçi bulamazsınız. 

Kılıçdaroğlu, yaptığı bir toplantıda, 

“Türkiye’de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yok” diyerek, kendi ülkesine yabancı sermayenin gelmesini engelleme çalışması üzerindeki düşünülmesi gereken başka bir açıklamadır. 

28 Kasım 2020 tarihinde, HaberTürk kanalındaki bir tartışma programında konuşan CHP milletvekili Ali Mahir Başarır "Öyle bir noktadayız ki Cumhuriyet tarihinde ilk kez devletin ordusu Katar'a satılmış" diyebilecek kadar ülkesine ve şerefli ordusuna iftira atarak devleti ve orduyu yıpratmaya çalışmıştır. 

29 Ocak 2021'de konuşan CHP sözcüsü Faik Öztrak, 

"Devlet kadrolarını parti militanı haline getirmek bu millete, bu güzelim ülkeye yapılacak en büyük ihanettir" sözü ile tüm devlet kadrolarını hedef alarak suçlamıştır.

Yine CHP'li Ünal Çeviköz, 

"Maalesef gelen haberlerde, Türkiye'den Azerbaycan'a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan'a gönderildiği ifade ediliyor." 

Türk devleti kardeş Azarbaycan'a yardım ediyor. 35 yıldır işgal altında olan Karabağ'ı işgalden kurtarmak için her türlü desteği verirken, CHP ise iktidara muhalefet edeceğim diye devleti nelerle suçlamaktadır.

Konuşan kişinin yüzünü görmesek, Ermenistan tarafından birilerinin konuştuğunu sanacak kadar vahim bir durum. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, 

“1236 hâkim ve savcı atandı. Tespit edebildiğimiz kadarıyla  113’ü AK Parti ile doğrudan temas halinde. Ya ilçe başkanı ya il başkanı ya kadın kollarında ya da gençlik kollarında”

Yargıyı hedef alan talihsiz ifadeler. Hakim ve savcılar o makama oturduğunda ideolojik düşüncelerini bir tarafa bırakarak anayasaya ve kanunlara uygun olarak millet adına karar vermek zorundadırlar. Yargıyı bu şekilde kategorize etmek devlet yapımıza yapılan en büyük kötülüktür. 

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, "Artık rektöründen baş çavuşuna, uzman çavuşuna kadar herkes AK Parti militanı." 
diyerek en önemli iki devlet kurumu olan orduyu ve eğitim kurumunu yıpratmaya yönelik ifadelere devam etmektedirler. 

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, MİT’in yeni binasının açılış töreni sonrasında söyledikleri de affedilir değildir. 
" Sayın Erdoğan’ın da MİT Başkanı’nın da öncelikli görevi, kurumlarının saygınlığına ve güvenilirliğine gölge düşürmemektir. MİT, AK Parti’nin değil, devletin kurumu gibi davranmalıdır." 
Görüldüğü gibi devletin en hassas kurumunu politik çıkarlarına alet ederek eleştirmek devlete yapılan en büyük kötülüktür. 

CHP lideri, yakın dönemde yabancılara Türkiye'yi şikayet etmeyi ise bir alışkanlık haline getirmiştir. 

Kemal Kılıçdaroğlu, ABD ziyareti kapsamında John Hopkins Üniversitesi öğrencileriyle görüştü. Burada kendisine yöneltilen sorulara yanıt veren Kılıçdaroğlu, ülkesini yabancılara şikayet etti. Türkiye'de vergi kaçırıldığını öne süren CHP lideri, "Vergi kaçakçılığının ulusal spor olarak algılandığı bir ülkede demokrasi gelişemiyor maalesef." ifadelerini kullandı. 

Dünyanın hiç bir yerinde kendi ülkesini başka ülkelere şikayet eden bir ana muhalefet partisi varımdır bilmiyorum. 

CHP lideri, Ankara’daki bombalı saldırıda istihbarat zafiyeti olduğunu belirterek, ”Türkiye istihbarat konusunda sınıfta kalmış durumda.” diyerek yine MİT'i ve başındaki Hakan Fidan'ı hedef almıştır. 

Terörizmi kaynağında yok etmek ve sınırlarımızı korumak amacı ile 

Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon yetkisini içeren tezkereye CHP-HDP ile birlikte red oyu vermiştir. 

Ülkemizin mavi vatan daki haklarını korumak için münhasır ekonomik bölge anlaşması yapıldı. Türkiye orada bu anlaşmayı imzaladığımız, BM tarafından da tanınan hükümeti korumak için Libya tarafından talep edilen ve bu amaçla hazırlanan Libya tezkeresine yine CHP ve HDP'li vekiller Red oyu verdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından paylaştığı video ile bürokratlara, “Size kanun dışı her ne yaptırılıyorsa, pazartesi (18 Ekim) itibariyle durun. Bu illegal, paralel sistemlerden elinizi eteğinizi çekin” diyerek devlet memuru olan bürokratları devlete karşı itaatsizliğe çağırmıştır.

Bu muhalefet tarzını sadece CHP terörün siyasi uzantısı HDP denilen oluşum ve diğer partilerdede görmek mümkün. 

Ulusal felaketlerde millet olarak birlik ve beraberlik içinde olmak çok önemlidir. 

Her doğal felakette olduğu gibi bugün yaşadığımız asrın felaketi ile devlet, millet, STK'lar, vakıflar, dernekler hep birlikte mücadele ederken, CHP ve medyası önce orduyu sonrada Kızılay ve Afad gibi kurumlar üzerinden devleti eleştirmeye devam etmektedirler. 

Verilen örneklerde görüldüğü üzere muhalefetin yapmış olduğu muhalefet, iktidarı değil devleti ve kurumlarını hedef almaktadır. Bu tür muhalefet halkın devlete olan güvenini sarsıcı, çok tehlikeli ve devletin bekasını tehlikeye sokan bir yaklaşımdır.

Yazarın Diğer Yazıları