Hanifi Yavaş

6284 ve Hz Yusuf olayı

Hanifi Yavaş

Arapça sözlükte, “uydurmak, yalan söylemek, asılsız isnatta bulunmak" anlamına gelen “iftira” kavramı, dini terim olarak: “bir kimseye işlemediği bir suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, davranış veya nitelik isnat etmek” anlamında kullanılmaktadır.

Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı, kadına yönelik ayrımcılığı, tacizi ve şiddeti ortadan kaldırmak amacıyla hazırlanan 6284 sayılı kanunun yeniden gündeme gelmesine neden oldu. 6284 sayılı kanun nedir? 

8 Mart 2012'de kabul edilen ve 20 Mart 2012'de T.C. Resmî Gazete'de yayımlanan yasadır.

Kadına şiddet olaylarının önlenmesini amaçlayan ancak Türk aile yapısına dikkat edilmeden hazırlanan bu kanun, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesini değil, şiddetin artmasına ve yuvaların dağılmasına neden olan  başlıca etkenlerden biridir.

Kanunun çıktığı 2012 yılından bu yana aile parçalanmalarının arttığı istatistiklerle ortaya konmaktadır.

Erkeğin evden uzaklaştırılma süresi de oldukça uzundur. Şikayetçi olan kadının mahkemeye gitmesine bile gerek kalmadan polisi araması, tek başına erkeğin uzaklaştırılması için yetiyor. Kadının "bana bağırdı" ya da "korkuyorum" demesi yeterli bir sebep sayılıyor. Burada darp raporu gibi herhangi bir belge de aranmıyor ve erkeğin görüşüne başvurulmadan karar veriliyor. 
Şiddet olmasa dahi kadının en küçük şikayetiyle erkeklerin evlerinden 3 veya 6 aylık süreyle uzaklaştırılması yuvaların yıkılmasına, çocukların olumsuz etkilenmelerine ve öfke patlamalarına yol açarak cinayet vakalarına sebep olmaktadır. 
Avrupa’da bu kanun erkeğin en fazla bir hafta evinden uzaklaştırılması için veriliyor. Amaç tartışmış olan eşleri, çocukları ve komple aileyi mağdur etmek değil, eşleri birbirinden uzaklaştırarak teskin etmektir.

Resmi verilere göre, yılda 120 bin ila 130 bin aralığında evden uzaklaştırılan baba ve özellikle baba özlemi çeken çocukla karşılaşıyoruz. 
Bu kanunun, Türk aile yapısı, kültür ve inançlarına uymadığı gerçeği ile karşı karşıyayız. 
Müslüman olan toplumumuzun inançlarına özellikle ters bir kanundur. 

Ayet ve hadislerle genel olarak doğruluk, dürüstlük ve adaleti emreden; yalancılık, haksızlık, kötüzan gibi kötülükleri yasaklayan hükümler, insanların birbirine asılsız suç ve kusur isnat etmelerini de önlemeyi amaçlamaktadır. 

Müslümanları kötü huy ve davranışlardan uzak tutmaya çalışan Hz. Peygamber onları iftira konusunda da uyarmıştır. Bilhassa İslâm’a yeni giren kadın ve erkeklerden  biat alırken Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık ve zina yapmamak, hayırlı işlerde Resûlullah’a karşı çıkmamak gibi sosyal ve siyasî önemi bulunan prensiplerin yanında iftira etmemeyi de zikredip söz alması bizler için referans niteliğindedir. 

Bu konuda en çarpıcı örneklerden biri ise Kur'an'da ifade edilen Hz Yusuf ve Züleyha örneğidir. Hz Yusuf  güzelliğinden ötürü firavunun karısı olan Züleyha tarafından iftiraya uğramıştı. Bu iftiranın sebebi Züleyha'nın Yusuf'a aşık olması ve onunla beraber olmayı istemesiydi.
İffet timsali Yusuf peygamber bu teklifi kabul etmeyince Züleyha ona iftira atmıştı. Bu iftira neticesinde hazreti Yusuf uzun bir zaman hapse mahkum edilmişti.

Bu olayda da Allah'ın bize verdiği ders, kadının ya da erkeğin tek taraflı beyanını esas alarak karşı cinse yaptırım uygulamanın ne kadar yanlış olduğudur.

Kanun yapıcılar, yasa çıkarırken toplum yapısını, kültür, örf, adet ve inançlarını dikkate almalıdır. Kanunlar insanın ve toplumun mutlu olması, düzen içinde güvenli bir hayat sürmesi için birer araçtır. 
Ama Maalesef 6284 sayılı yasa bırakın bireyi, aileyi ve toplumsal yapıyı korumayı, uygulamalar ile görüldüğü üzere mağduriyetler ve yıkımlara neden olmuştur. 

Yapılması gereken, daha fazla tahribat yaşanmadan, kendi toplumsal ve kültürel değerlerimiz dikkate alınarak, kadına şiddeti önleyici tedbirlerin alınarak bu kanundaki yanlışlıkların düzeltilmesidir.
 

Yazarın Diğer Yazıları