2010 yılının sonlarına doğru Tunus’ta başlayıp bazı Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerine yayılan Arap Baharı adı altında yapılan eylemler Mısır’ı da etkiledi. Mısır’daki bu eylemlerin sonunda 29 yıldır iktidarda bulunan Mısır lideri Hüsnü Mübarek’in iktidarı son buldu.
2012 Haziran seçimlerini Özgürlük ve Adalet Partisi kazandı. Yeni Cumhurbaşkanı Mursi oldu.
3 Temmuz 2013’te dönemin Genelkurmay Başkanı Sisi liderliğindeki Mısır ordusu darbe yaparak yönetime el koydu. Türkiye her türlü darbeye her zaman karşı olduğunu ulusal ve uluslararası platformlarda her zaman dile getirdi. Seçimle göreve gelen Muhammed Mursi’ye her zaman destek verdi. Bu yüzden Mısır ile olan ilişkilerimiz 2013’ten itibaren elçilik düzeyinden maslahatgüzar düzeyinde sürdürüldü. Ekonomik ilişkilerde ise bir sıkıntı yaşanmadı.
2013 yılından itibaren kriz halinde olan Türkiye-Mısır arasındaki siyasi ilişkilerde geçtiğimiz hafta ise yeni bir gelişme yaşandı. Katar’da düzenlenen 2022 Dünya Kupası’nın açılış maçında Katar Emiri Temim bin Hamed el-Sani tarafından verilen resepsiyonda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Mısır Devlet Başkanı Sisi el sıkışarak ilk kez doğrudan temas kurmuş oldular. Türkiye-Mısır ilişkilerinin geleceğini de belirleyebilecek olan bu gelişme ile iki ülke arasındaki normalleşme sürecinin geleceğine yönelik umutlar yeniden canlandı. Türkiye-Mısır arasındaki görüşmeler aslında 2020 yaz aylarından itibaren bürokratik düzeyde başlamıştı.
Bölgemizde ki siyasi konjonktürde son zamanlarda meydana gelen değişiklikler ve gelişmeler nedeniyle Türkiye; önce Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan ile daha sonra da İsrail ile ikili ilişkilerde yeni sayfa açmaya başladı. Katarda da iki liderin görüşmesi Türkiye-Mısır ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılacağını gösteriyor. Görüşme sonrası her iki tarafın da yapmış olduğu olumlu açıklamalar da bu yönde oldu.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Mısır’a birlikte hareket edelim çağrıları şimdiye kadar hep havada kaldı. Mısır Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayan bir politika sürdürmeyi tercih etti. Libya konusuna da Türkiye ile Mısır’ın yaklaşımları farklıydı. Türkiye ile Mısır arasındaki normalleşme sürecini belirleyecek iki temel unsur Libya ve Doğu Akdeniz konularında anlaşıp anlaşamayacaklarıdır. Esas olarak Türkiye’nin bu iki konuya ve bölgesel konulara bakış açısı rekabetten ziyade birlikte hareket etmektir. Bu nedenle Türkiye Mısır’a müzakere ve diyalog kapısını açık tutmaktadır. Zaten Libya konusunda, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı Hidrokarbon Anlaşması Mısır’ın da ekonomik çıkarlarına uygundur. Doğu Akdeniz’de iş birliği yapılırsa Mısır da kazançlı çıkacaktır. Çünkü Avrupa’ya doğalgaz transferinde öncü olmak isteyen Mısır için en güvenilir hat Türkiye üzerinde yapılmasıdır. Mısır bu gerçeği de görerek ona göre hareket etmesi her şeyden önce kendi çıkarına olacaktır.
İki liderin görüşmesi ve görüşme sonrasında iki tarafında olumlu açıklamalarda bulunması Libya ve Doğu Akdeniz’de yeni gelişmeler olacağını gösteriyor.
Ayrıca Türkiye’nin yakında Beşşar Esad ile yapacağı bir görüşme bölgede yeni dengeler oluşturacaktır. Türkiye Suriye ilişkilerinin normalleşmesi de hiç şüphesiz her iki devletin çıkarına olacaktır.