Rüveyda Sadak

Sosyo-Politik Bir Tevazu(!)

Rüveyda Sadak

Yine enteresan ve bir o kadar da klasikleşen akımın devamıyla başlayan, ittifak sempati cümleler. Aynı zamanda klişe demeçlerden birini dinliyoruz ki günümüze dair alışılmış seviyede ve artık biçim itibariyle absürt sayılamaz bilinenlerden. Gelelim muhabbet konusuna. Sanat icrasıyla tanınan bir isim. Ve Sanatçı’dan bizzat sözler: “Türkiye cahil bir ülkedir. Eğitim seviyesi 5. sınıf. Daha liseden mezun bile olamadık. O yüzden önce eğitim eğitim eğitim.” Vizyondakiler kısmından yeni bir gündemsel polemik oluşturma çabası daha. Yakın dönemden aynı sınıfsal muhabbetin bir farklı jenerasyonunu, İmam Hatip Liseleri için başka bir isim tarafından olumsuz kavramlar kullanılarak söylendiğini görmüştük. Sanatçı kategorisi ile politik bir söylemin ilgisiz şekli hiç bu kadar tutarsız olmamıştı. Ne alaka öyle değil mi? Sanat ve politikanın farklı mecralar olduğunu söylemeye gerek bile yok ve topluma, cahil etiketiyle aşağılayıcı söylemlerde ısrarcı olmak da nasıl bir samimiyet vurgusu, anlamak gerçekten zor. Nitekim çok fazla kitap okuduğunu ifade eden söz konusu sanatçı için mutlaka natüralistleri de okumuş olmalı ki diye farz ediyoruz. Çünkü ‘Sanat toplum içindir’ ya hani, bu anlayış kapsamında yaşlı, köylü vesaire temalı toplum insanı için bu anlayışa bağımsız yorumlarda bulunmak da neyin tutarlılığı oldu. Sosyoloji, şaşkın. ‘Cahil’, kavramıyla topluma ithaf edilen ve nitelendirilen söylem. Ve tabi ‘Eğitim’ koşulu…

Bugün okullaşma oranının %100’lere yaklaştığı Türk toplumunda, eğitim seviyesinin ilkokul 5 benzetmesiyle olumsuzluk teşkil ediyormuş gibi ifade edilmesi ve…

Kavram olarak tamamen farklı kulvarda bir değerlendirmeyle politize edilmiş fikir kapsamı olması tercihi, eğitim başlığıyla da tolere edilmiş görünüyor. Tahsil derken 5. sınıf örneklemiyle ilköğretim kademeye şartlamak üstün (!) kabiliyet doğrusu. Ve meğer siyasi tecrübeleriyle(!) ünlü politik değerlerden olduğunu öğrenmiş bulunduk. Toplumsal olarak, eğitim seviyemiz ilkokul kıvamı seyirlerdeymiş baksanıza. Ortalama bir rakamsal açıklamayla durumu dengelemiş olmalı ki kesin bir neticeyle nokta atışı pozisyon…Evet, Napolyon’un, “Para, Para, Para” nakaratı burada farklı bir versiyonla ‘3 x Eğitim’ olarak karşılığını bulmuş gibi... (Eğitim kavramına tezat şekliyle tabiî ki)

Sosyal medyada fazlaca yankı uyandıran cahil nitelendirmesine karşın, toplumda zaten var olan eğitim mekanizmasına dair sorumluluk teşkili toplumsalın bildiği ve uyguladığı bir sistemsel döngüden bahsediyoruz: Eğitim. Eğitim önemli, gerçekten önemli. Ve şart, tabi gerçekten eğitim içinse. Yani siyasal çerçevede, sosyal medyatik olma amacıyla değil.

Yazarın Diğer Yazıları