Mustafa Demirbağ

Pekiii Ya Öğretmenler

Mustafa Demirbağ

Bir türlü yazılarımı planladığım şekilde yayınlayamıyorum. Siyaset gündeminin hızla değişmesinin yanında, sosyal yaşamdaki gündemde aynı hızla değişiyor. Ben zaten siyaset yazmadığım için toplumsal olaylardaki değişimlerle daha çok hem hal olmaktayım. Türkiye de istemesek te anı yaşamak zorunda kalıyoruz. O yüzden planladığım konuları yazmayı hep ertelemek zorunda kalıyorum. Ancak yaşadığımız anlar geleceğimize dair olumlu sinyaller vermiyor maalesef.

Geçen hafta gündem Ankaragücü – Çaykur Rizespor maçı sonunda Ankaragücü Başkanının maçın orta hakemine attığı yumrukla bir anda değişti. Bir hafta boyunca tüm medyada konu ele alındı ve neredeyse söylenecek her şey söylendi. Ben ise köşemde müsaadenizle bu olay vesilesi ile kendi meslek gurubuma ait olan büyük bir sorunu gündeme taşımak istiyorum. Tabi bizim sesimiz gündemi değiştirecek kadar kuvvetli olmayabilir. Elimle düzeltme şansım olmadığı için sözümü yükseltmeyi tercih ediyorum. Bu da olmazsa kalp ile buğzetmekten başka çarem kalmayacak.

Maçın hakemine yapılan filli darp, büyük ihtimalle cezasız kalmayacak gibi görünüyor. Hatta darbın olmadığını varsayarsak bile PFDK Ankaragücü Başkanına muhtemelen hak mahrumiyeti, para cezası gibi yaptırımlar mutlaka yapacaktı. Sporda şiddet yasası yeterli olmasa bile birçok konuda düzenlemeler getirmektedir. Ayrıca iç disiplin yönetmelikleri ile de bir takım cezalar uygulanmaktadır. Benzer durumlar maalesef sağlık alanında da yaşanıyor. Görevi başında bir sağlık çalışanına yapılan sözlü ve fiili şiddetler yine eksik olmakla beraber kanunlar çerçevesinde cezalandırılıyor. Hastanelerde, hastane polisleri bulundurulmakta, birçok hastane ve sağlık kuruluşunda çalışan sayısız güvenlik görevlisi elinden geldiğince sağlık çalışanlarını korumaktadırlar.

Şimdi sizlere hepinizin sözde kutsal olarak gördüğü, özde ise “Bana mazlumu getirin.” haline dönüştürülen, geleceğimize şekil verdiğini söylediğimiz ama işimize gelmeyince itibar etmediğimiz, yılda sadece bir gün hatırladığımız, hemen hemen her ailede en az bir mensubu bulunan, Peygamber mesleği olan fakat kaderine terk edilen bir meslek olan öğretmenlerimizin maruz kaldığı şiddetlere verilen cezalardan bahsetmek istiyorum. Bahsetmek istiyorum! Ama bahsedecek bir şey bulamıyorum. Çünkü görevi başında bir öğretmene yapılan sözlü ya da fiili eylemlere karşı onları koruyan özel bir yasa, maalesef yok. Elbette her meslek gurubunda olduğu gibi bu meslek gurubunda da hata yapan arkadaşlarımız vardır. Medyanın bunları tespit ettiğinde üzerlerine bir karabasan gibi çöktüğünü de hepimiz görüyoruz. Cani öğretmen? Bir eğitimciye bu yakışır mı? Bu insan olamaz? gibi birçok hakareti henüz suçu ispat edilmediği halde fütursuzca söylemekten geri durmuyorlar. Peki, okul bahçesinde saldırıya uğrayan, sınıflar basılarak darp edilen eğitimciler, her gün yazılı ve sözlü tehdit alanlarımız, onlarca yalanla itham edilenlerimiz, ebeveyn olarak kendi yetersizliklerinin sorumluluğunu öğretmene yükleyip istediğini alamayınca türlü türlü iftiralarla muhatap olan öğretmenlerimizin halini neden bir hakemin darp edilmesi kadar yazıp çizmiyorsunuz. Ceza alan öğretmenleri ifşa ederken büyük haz alanlar, öğretmeni darp edenler nerde biliyor musunuz? Ben size söyleyeyim; sokaklarda elini kolunu sallayıp, caka satarak geziyorlar. Okulu basan veliler neredeler? Okulu basan deyince keşke haklı olarak yapsalar bunu. Sudan sebepler yüzünden, ego tatmini olarak yapıyorlar bunları. Akılları sıra erkeklik yapıyorlar. Çünkü yaptıkları yanlarına kar kalıyor da o yüzden bu cesaretleri. Ne ilginçtir ki, onların bizleri darp etmeye, hakaret etmeye hakkı var. Bizim kendimizi savunmamız ise idari ve adli soruşturma konusu oluyor. Adına da “Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışlar.”, “Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.”, “Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak.” diyorlar.

Yaptığı kamu görevi nedeniyle bir sürü iftira ile karşı karşıya kalan öğretmenlerimiz, açılan soruşturmalar nedeniyle isteklendirme (motivasyon) kaybına uğramaktadırlar. Tamam, suçu olan

elbet cezasını alsın, hatta herkesten fazla alsın. Peki ya suçsuz bulununca; o iftirayı atana bir yaptırım var mı? Bakın size bir sürpriz yapayım; hiçbir yaptırım yok. Bayat bir espri oldu kusura bakmayın. Aslında bende yeteri kadar kaliteli espri yapacak birikim ve yetenek var ama bu saçmalıklara kaliteli espri yapmayı kendime zulüm sayarım.

Okulda çalışan bir eğitimciyi koruyan hiçbir mekanizma maalesef yok. Öğretmenlik Meslek Kanununun çooooook eksik olsa da çıkarılmasını olumlu bir gelişme olarak görüyorum. En azından artık bir kanunumuz var. Şimdi bu kanunun içini doldurma zamanı gelmiştir. Öğretmenlere yapılan her türlü şiddete ilişkin cezalar da bu kanunun içine konulmalıdır. Bunun içinde eğitim çalışanlarının idari, mali ve özlük haklarını koruduklarını iddia eden tüm sendikalara büyük iş düşmektedir. Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütleri olduklarını iddia edenlerin etkisi bu kadar küçük olmamalıdır. Hatta mali konulardan daha çok, bu husus eğitim sendikalarının kırmızıçizgisi olmalıdır.

İnanın içimiz o kadar dolu ki! Söyleyecek o kadar çok şey var ki!

Hiçbir meslek gurubunda çalışma ortamındaki kişilere oğlum, kızım diye hitap edilmez. Sokakta gezen gençlere, alışveriş merkezlerinde çalışan bir kişiye oğlum ya da kızım diye hitap eden biri varsa bilin ki o büyük ihtimalle öğretmendir. Bizlerin bakış açısı budur. Elbette hata yapanlar vardır, olacaktır. Ama bu muameleyi hiçbir şekilde hak etmiyoruz.

Son olarak meslektaşlarıma şunu söylemek istiyorum. İşimizi yapmaya yılmadan devam edelim. Her ne olursa olsun vatan bizim ve her çocukta en nihayetinde vatan evladıdır.

Yorumlar 3
SM 19 Aralık 2023 18:56

Toplumu imar etmeye çalışan öğretmeni maalesef imar ettiği toplumda onu mağdur eden çok.Ellerinize sağlık

İsmail 19 Aralık 2023 10:40

Olacakları hissettiniz demekki. dün bir öğretmene yapılan saldırı ulusal medyada beş dakika bile gösterilmedi. yazık demekten başka bir şey bulamıyorum

Bayram SEVİM 18 Aralık 2023 14:37

Maalesef bir hakem kadar değerimiz yok. Para sproda var.

Yazarın Diğer Yazıları