Hanifi Yavaş

Türkiye'nin baş belası 'istemezükçü zihniyet'

Hanifi Yavaş

İnsanların sahip oldukları karakter yapıları, onlarca hatta yıllarca zaman geçse de değişmez.

Topluluklarda insanlar tarafından oluşturulduğu için toplumsal refleksler de aynı karekterden beslenir.

Bizim toplumumuzda da bu böyledir. 

Türkiye'de kendini "sol muhalefet"  diye tarif eden kitlede asla değişmeyen ve kendini yenilemeyen bir kitledir.

Bu kitlenin en zararlı ve temel özelliği ülkenin ve insanların yararına dahi olsa o işi kendileri yapmadığı sürece eleştiriler.

CHP eski gurup başkan vekili Engin Altay'ın sözleri tamda buna işaret ediyor.
"Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa alkışlayacak halimiz yok."
Bu hastalıklı zihin yapısı dün olduğu gibi bugünde böyledir.

Gazeteci Yavuz Donat'ın anlattığı bir olay bu konuda çarpıcı bir örnek.

"1970 yılında Süleyman Demirel birinci boğaz köprüsünü yaparken muhalefet karşı çıkmış "zengine köprü fukaraya kuru ekmek" sloganları ile yapılmasını engellemeye çalışmıştı.
Dönemin inşaat mühendisleri odası inşaat mühendisi olan Süleyman Demirel'i odadan atarak 'sen inşaat mühendisi olamazsın' dedi.

O dönem Turgut Özal Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı olarak bu köprünün yapılmasına onay verdiği için elektrik mühendisleri odasından atılarak 'sen elektrik mühendisi olamazsın'  denildi."

Bu ülkede buna benzer birçok kötü örnek yaşandı.

Keban barajı yapıldığı zaman aynı anlayış yine karşı çıkmıştı.

Dönemin  Alman dergisi "Der Spiegel" 
"Türklerin onursal fiyaskosu"   başlığı ile Keban barajı projesi hakkında haber yapmıştı. Bizim medyada oradan referans alarak ağır eleştirilerde bulunmuştu. Zamanın muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit tarafından "kurbağalara göl yapılıyorsunuz" denilerek engel olunmaya çalışılmıştır.

Bugün bir çoğu hizmette olan, Erbakan hoca'nın ağır sanayi hamlesi ile alay ederek engel olmaya çalışan aynı zihniyettir. Eğer o günlerde ağır sanayi hamlesi başarılı olsaydı Türkiye bugün çok farklı bir konumda olacaktı.

O günden bugüne bu insanların karekteri hiç değişmedi.
Dünya'nın önde gelen havalimanlarında biri olan İstanbul havalimanı yapılırken de, kuşların göç yolları, rüzgarın fazla olduğu yer, bataklık gibi saçma sapan gerekçelerle karşı çıkıldı.

Balıklar ürküyor diye füze denemeleri eleştirildi.

Madenler çıkarılmasın diye ağaç katliamı yapılıyor yalanı ile yaygara koparıyorlar.
Ülkemizin güvenliği ve menfaatlerini korumak için çıkarılan tezkerelere ve sınırdışı operasyonlara bile muhalefet ederek, ordumuzu terörle mücadele ederken "kimyasal silah kullanıyor" diyenlere destek olarak her türlü yalanı söylediler.

Bu kitlenin karekteri değişmez.

Bunlar hiçbir zaman yerli ve milli düşünmeyecekler.

Siyasi körlük, oportünist politikalar ve Erdoğan düşmanlığı üzerinden yapılan her güzel şeye karşı çıkarak bu ülkeye ve millete kötülük yapmaya devam edecekler.

Yerli ve milli otomobil TOGG, KAAN savaş uçağı, İHA ve SİHA'lar, ALTAY tankı ve benzeri yapılan her şey hakkında binlerce yalan söyleyerek engel olmak için muhalefet ettiler.
Bu örnekler tek tek sayılmaya kalkılsa sayfalar dolusu kitap haline gelir.

Türkiye'nin gelişmesi ve kalkınması için öncelikle bu "istemezükçü zihniyetin" siyaseten yok edilmesi gerekmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları