Bugün sütunlarımıza, Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarını alacağız…
1990 sonrası, SSCB’nin dağılmasından sonra, Doğu Anadolu’nun ‘kadim
şehri…’ Elazığ’dan yükselen bir bayrak dalgalanacaktır. Türk
Dünyasına, ‘gönül dolusu selamlar…’ diyecekti!
Gaspıralı İsmail, 1883 tarihinde çıkardıkları; “Tercüman Gazetesinde…”
ne diyorlardı; “Dilde, İşte, Fikirde Birlik…” O edebi buluşmanın ilk
adresi neresi olacaktı? 1992 Tarihinde Elazığ’dan bir büyük meşale
yanacaktı;
Tarihi buluşturan bir faaliyet başlayacaktı… Her faaliyetin bir,
‘ismi…’ olacaktı. O isimlerde, tarihi kimliğimiz okunacaktır.
Elazığ’dan bir ‘ışık akacaktı…’ Bu ışık, bir büyük, ‘gönül
yangınıydı…’ Bir büyük sevdaydı…
2003 tarihine geldiğimizde; Uluslararası Hazar Şiir Akşamları; Türk
Dünyası Hizmet Ödülleri” ile taçlanacaktı! Dile kolay, 1992’lerden,
2024 yılına gelindiğinde, ‘otuz iki yıl…’ bizim dersimiz oldu!
O dersimize, sürekli çalışmalıydık… Bir büyük coğrafyayı, bir büyük
tarihi, hafızalara kazımalıydık…
Bizler, Fuzuli’yle Bakü’ye gittik ve geldik… Bizler, Magcan Cumabay
’la Akmola’ya gittik…
Bizler, Cengiz Aytmatov’la Bişkek’e gittik… Bizler, Abdullah Tukay’la
Kazan’a gittik… Türk Dünyasının, dört bir yanına; ‘sesimizle,
sözümüzle, sohbetle, muhabbetle ve de şiirimizle gittik/ veya
gitmekteyiz’
Bu bir destandır… Gelecek nesillere taşımakta olduğumuz kutlu
şölenlerimizdir. Tebrikler, Elâzığ…
Elazığ, giderek coğrafyada ‘markalaştı…’ Bir bakıma, ‘kendisini aştı…’
Ne mutlu bizlere ki, artık, kabından taştı! Bu sevda yolculuğunda,
emeği geçenleri gönülden kutlarım…
Şöyle oturup düşünelim… Bütün bu faaliyetler, ‘tesadüfî mi?’ Hayatta
hiçbir şey ‘tesadüflerle…’ izah edilemez! Bu şehirde, Ahi Evran
kokusunu alırsınız…
Bu şehir, Hz. Mevlana’ya konaklık etmiştir… Bu şehir, Anadolu’nun
fütuhatında önemli roller üstlenmiştir! Bu şehir, Horasan Erenlerinin
durağı olmuştur…
Harput, ‘tarihi bir külliyedir…’ Oraya ancak, ‘edeple…’ çıkılır!
Vakarla durulur!
Harput’ta, ‘tarihi tefekkür…’ edersiniz. Her eserde, ‘sessiz bir
çığlık…’ duyarsınız.
O çığlığı kâh dinlersiniz, kâh onunla inlersiniz… Bu bir vecd halidir!
Geçmişten günümüze doğru yolculuk yapıyoruz. Tarihi bütünleştiriyoruz.
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, Türk Dünyası Hizmet Ödülleri,
Şehrin, Türk Dünyasında/ veya bu milleti gönül coğrafyasında bilinen/
veya ısrarla da takip edilen faaliyeti oldular…
Elazığ ismi, Cengiz Aytmatov’un ifade ettikleri gibi, “Türk Dünyasının
manevi azığı…” şeklinde, kendisine yakışır bir tarif buldular. Harput/
Elâzığ, Türk Dünyasının tarih kokan bir, ‘vuslat şehridir’
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, Türk Dünyası Hizmet Ödülleri,
geçmişten günümüze her iki faaliyet, her geçen yıl içerisinde, ‘daha
da önemsenmeli…’ Bir kültür-sanat ve edebiyat şölenine dönüşmelidir…
Kurultaya dönüşmelidir, Edebi faaliyetlerle zenginleştirilmelidir,
Daha fazla sivil, Daha fazla katılımcı bir anlayışa dönüşmelidir…
Samimi bir gayret, o gayreti vakıf zihniyetine dönüştürecek bir akıl,
bir yürek olunmalıdır.
Sanat ve Edebiyat Dostlarına en içten ve kalbi bir sesle söylemek
isterim? Hazar’da ben neyi görüyorum;
Bu milletin, ‘Rönesans’ını…’ 13. Asırda, Anadolu’yu ‘aydınlatan…’
kimlerdir? İlk isim, ‘Yunus…’ dersiniz… Mevlanalar, Ahmet Fakihler,
Ahi Evranlarla yola devam edersiniz!
Bir büyük dinamizm, bir büyük aksiyon görürsünüz! 21. Asırda, bizler
farklı bir şey aramıyoruz. Bu coğrafyada, tarihi buluşturmaktır…’.
“Dile, İşte, Fikirde Birlik” diyebilmektir!
Önümüzde ki yıl, 2025 yılında; Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarını,
Gaspıralı İsmail Anısına Yapalım
Bu bizim âcizane bir teklifimizdir. Geliniz, Elâzığ Şehrinin 2025 veya
2026 yılında; “Türk Dünyası Başkenti Olması İçin…” gerekçeli kararı
hazırlayarak ilgili kurumlara teklifimizi yapalım. 2025 yılından
itibaren, “Türk Dünyası Hizmet Ödüllerini…” tekrar hayata geçirelim.
Her yazımda, usanmadan ve de erinmeden yazacağım; “Türkiye-
Azerbaycan Üniversitesi…” Bir kampüsünün Elâzığ Şehrinde açılması.
Rahmetli Ganire Paşayeva Türk Edebiyatı Vakfında ne diyorlardı;
“Elâzığ Şehrimizde Türkiye- Azerbaycan Üniversitesi’nin açılması için
var gücümle çalışacağım!” Bu irade üzerinde titremeliyiz!
Önümüzdeki yıl içerisinde, Eserleri bestelenen şairlerimizin eserleri
de icra edilsin. Şiir ve Sanatseverler iyi hatırlarlar; 22-23 Eylül
1995 tarihinde rahmetli İshak Sunguroğlu anısına yapılan Uluslararası
Hazar Şiir Akşamlarının Onur Konuğu Doğu Türkistan’ın efsane lideri,
İsa Yusuf Alptekin’di. Bu yılın yapılan Uluslararası Hazar Şiir
Akşamlarının en narin ve de en zarif tarafı, Usta Bestekâr Avni
Anıl’ında aramızda oluşlarıydı. O yıllarda Elâzığ Devlet Korosu Şefi
merhum Celil Mataracı ile birlikte usta şairlerin bestelenen
eserlerinin icra edilişiydi. Hazarın o efsunkâr havasında şiirle
bütünleşmişti… Burada şunu da ifade etmek isterim, Avni Anıl
Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının, “Uluslararası Hazar Şiir ve
Musiki Akşamları” olarak yapılması arzularıydı.
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları sadece, Elâzığ Merkezinde birkaç
programla sınırlı değildi… Şehrin bütün ilçeleri bu katılımın
içerisindeydi. Okullarımız bu heyecanı kendi okul binalarında büyük
bir heyecanla yaşıyorlardı. Sohbetler, konferanslar, bilgi şölenleri
şehri kuşatıyordu… Tabi ki en büyük arzumuz gelecek yıllarda büyük bir
arzuyla mükemmeli yakalama heyecanını yaşatabilmek…
Geçmişte yapılan Uluslararası Şiir Akşamlarını bütünüyle geleceğe
taşıyan şüphesiz ki, “büyük bir dikkat ve itinayla hazırlanan
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları Güldesteleriydi!” Her Güldeste,
gelecek kuşaklara bizleri taşıyacağı bir kaynak eser olarak
düşünülmelidir.
27.nci Uluslararası 27.nci Hazar Şiir Akşamları Elâzığ Belediyesinin
büyük katkılarıyla hayata geçiyordu. Bizlerden de bir kalbi teşekkür…
Bu yıl ki, Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, Şiir, Sanat ve Edebiyat
Camiasının da yakından tanıdığı, “Ahmet Tevfik Ozan…” isminin
verildiği, “Ahmet Tevfik Ozan Fuar ve Kongre Merkezi’nde
gerçekleştirilmesi…” bizler için bir o kadar önemliydi.
27.nci Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarını bizler, “Kurgudan Gerçeğe
Şiir!” ana temasıyla hatırlayacağız.
Bu organizasyonda, Ziya Gökalp ile Kızılelma’ya; Ganire Paşayeva ile
Azerbaycan Türk Dünyasına, Nuri Pakdil’in anısıyla ’da, Kudüs’e uhrevi
bir yolculuğumuz oldu, diyebilirim. Şiir, Sanat ve Edebiyat Dünyasını
bir araya getiren Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının daha nice
yıllara köprüler kurarak uzanmasını dilerim.
Not; Struga Şiir Akşamları, 1966 yılından itibaren yapılan bir büyük
şiir şölenidir. Bu şölen UNESCO tarafından da sahiplenilmiştir.
Hedefimiz, Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının artık UNESCO’ya
taşınmasıdır. Selam ve Muhabbetle