Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

SEVGİYİ ÖĞRETMEK

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Muş’un Bulanık İlçesinden İstanbul’a…

Gazete sütunlarında, ‘darp haberleri…’

İnsanı darp, hayvanı darp, canlıyı darp…

Kopkoyu bir cehalet…

Cehaletin cinneti… İhaneti… Kan donduran vahameti…

Söylerim sizlere, ‘güçlü olmak/ veya kuvvetli olmak’

ZALİM OLMAK MIDIR?

İnsana, eşyaya, çevreye, canlıya; ‘eziyet midir?’

Kur’an o yüzlere sesleniyor?

“BİR OLUR MU?”

 “Deki, Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?

Bunu ancak akıl sahipleri düşünüp öğüt alır.” (Zümer, 9)

“Görmeyenle gören bir midir? Artık düşünmez misiniz?” (En’am, 50)

“Kötü ameli kendisine çekici gösterip de, onu güzel gören kimse,

(iyi yararlı amellerde bulunan kimse gibi midir?)” (Fatır, 35)

“Görmeyenle gören bir midir? Veya karanlıklarla aydınlık eşit midir? (Ra’d, 16)

 “Körle gören, karanlıkla aydınlık, gölge ile sıcak bir olmaz” (Fatır, 20)

Bütün meselemiz, “aydınlığa yürüyen” insan olabilmek…

Rahmet mekân Fethi Gemuhluoğlu ne diyorlar;

 “İnsana dost olmak, fikre dost olmak, coğrafyaya dost olmak,

Tarihe dost olmak, kendi vücuduna dost olmak, komşuya dost olmak gibi

Kademe kademe, ama entegre, bir bütün içinde bütün dostluklar söylenmeye mecburdur.”

Dost, bütün zerrelerin kemal halidir.

Sağımıza dönsek, solumuza dönsek, yanımıza dönsek, kendimize dönsek,

Hakk’ın esmasını görürüz.

 

Şöyle düşündüm…

Sevgi kavramında; dostluk, yarenlik, sohbet, muhabbet, bilumum iyilikler…

Peki! Sevginin zıddı nedir;

Koskoca, “NEFRET…”

Bernard Shaw, “Nefret korkağın intikamıdır”

Alphonse Daudet, “Nefret, zayıfın kızgınlığıdır”

William Menninger, “Nefret, sevginin olmadığı yerde gelişir.”

Nefret, zehir kusmuğu gibi bir şey…

N. F. Kısakürek, “Gözler, ya merhamet ya da nefretin ışıldadığı bir kandildir.”

İnancımız, “tebessüm sadakadır!”

Somurtmayan yüzlere, şefkat nazarlarıyla dolu gözlere ihtiyacımız var.

İnancımız, ‘sevgiyi telkin ediyor’

Kalbi, hasbi bir selam kadar güzel bir şey var mı?

Nefret, ‘hırsından ağaca tekme atıyor’

Nefret,  ‘kendisini, yükünü çeken hayvana kamçı sallıyor’

Nefret, ‘emri altındakileri köle gibi görüyor’

Nefret öyle bir şeydir ki, ‘hak bilmez, hukuk bilmez, kul hakkı bilmez’

 

Yaşadığımız hanede, sokakta, mahallede, şehirde, coğrafyada;

Sadece ve sadece, “sevgiye, sevgi diline ihtiyacımız” var.

O dil, Yunus’un dilidir… O dil, ‘fütüvvet dilidir…’

Gönülleri kırma marifet değil?

“Gönüller yapmaya geldim…” diyeceksiniz!

Bu ülkede, ‘siyasetçi, sanatçı, aydın…’ dili güzel kullanacak!

Konfüçyüs, “Dil bozulursa düzen bozulur, kural bozulur

Kural bozulursa adalet bozulur.

Adalet bozulunca da insanlar neyi nasıl yapacaklarını şaşırırlar

Ve şaşkınlar topluluğundan hiçbir şey çıkmaz!”

 

Gandhi, “Nefretin üstesinden sadece sevgiyle gelebilirsiniz.”

Fussilat Suresi 34-35. Ayetler bizlere ders veriyor;

“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav;

O zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse,

Kesinlikle sıcak bir dost olmuş”

“Bu sonuca ancak sabırlı olanlar ulaşabilir,

Yine buna ancak (erdemlerde) büyük pay sahibi olanlar ulaşabilir.”

Bu ülkede, ‘nefreti yeneceğiz…’

Iba Ezra, “Sevgi kusurları görmemizi engeller, nefret erdemleri.”

Nefret; öfkedir, kindir, husumettir, hasettir, kötülüklerin remzidir…

“Sevgisine göre değil, nefretine göre yaşayan insan hastadır!”

Ne diyoruz, “bir kalpte iki din olmaz…”

Nefret, ‘hayatımızı kemiren kurttur’

Nefret, ‘nefsin pervanesidir,  helake götürür’

Şunu hemen ifade etmeliyim;

“Erdemli insandan Erdemli Şehre…” nasıl gidilir.

Sizlere huzur, güven veren, “Sevgi Yoluyla…”

Akıl, gönül olaydı da, ‘sevgiyi çimlendireydi…’

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları