Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Ömür kısa

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sanma dünya yolu sonsuza akar
Ömür kısa gölgesi uzar gider
Mizan vakti gelir, tartıya bakar
Bütün hesaplar, Hakk’a uzar gider
Ey gönül gözyaşı sonsuza akar
Aşk yolcusu, vuslata uzar gider

ÖLÜM
Ölüm, sevdiğin dalından koparır
Bilirim mahşere yolculuk başlar
Bu ne his, dünyalarımı aparır
Yerinden oynarmış olanca taşlar

ÖLÜM KADERDE…
Ölüm kader de, keder gözyaşımız
Kim bilir nerde, son lokma aşımız
Ürküntü verir; her ölüm, ayrılış!
Taşınır, fani âlemden na’şımız
Yolumuz mahşer, tevhide sarılış
Müjdedir en kutlu nida, “Kurtuluş”

AKLI SEFERBER ET
Aklı seferber et, marifete!
Ruhunu haberdar et, zarafete
Marifet, insanı kâmil olmaktır
Yüreğin dönsün artık nezakete!

ANKARA
Ankara’yı, Hacı Bayram Veli’de gör
Hele bir sabrı, rüzgârla ele de gör
Bir masumun duasını dile de gör
Gönül dünyasının şehadetinde;
Yaşar, ebed-i müddet gayretinde
Yaşar, yedi düvelin hayretinde!

ANKARA’NIN
Ankara’nın dört bir yanı yayladır
Hacı Bayramla çağrımız hayradır
Ötüken’den tuğramız Ankara’ya;
Yürür derviş gazilerle toyladır!

Asya'nın gül bahçesi Ankara’dır
Gonca gül gibi sevdası, yâredir
Gözyaşı dökülür, pare paredir
Mevla’m nice sırlar açar, söyletir
Zeval vaktinin bitişi, öyledir!

AHLAT’TAN HARPUT’A
Bir ulu rüzgar; Ahlat’tan Harput’a
Kubbet-ül İslâm Şehrinden merhaba…
Yürür, dalga dalga dağ gibi ordu
Çağ yürür, fersah fersah fetihlerle
O aşk ile Malazgirt Meydanında;
Düşünürüm at kişnemelerini,
Kılıç seslerini, nağralarını…
Dinlerim asırların müjdesini,
O müjde ile açar gözlerini,
Yirmi birinci asrın vuslat şehri

SAMİMİYET
Salih bir amelle başlar, sadakat
Azim, irade, gayret, ihlas, sabır
Merhem olur, hayatın özsuyuna
İstikâmet, saadet burcuna çıkar
Merhamet, hasmı bile eritir
İste gönül, feryadın kâfi gelir
Yüzüstü bırakmaz doğru kulunu
Ey samimiyet ihlas sana muhtaç
Ta ki ebede yürüsün erdemlik

SEFERBER OLALIM
Sevgiye hayra seferber olalım
El birliği, akıl ve iş birliği,
Feraset yolu içinde olalım.
 Erdemli insan dolunay misali
Rehber, Kur'an ışığında olalım
Birlik şuuru ruhumuzu sarsın
 Emr-i bil Maruf yolunda olalım
Resmet cihanı, çalışma ibadet
 Bu kutlu adet yolunda olalım

YİĞİT SÖZÜNDE BARIŞTIĞIM ŞEHİR
Sırtımı dayadım Kayabaşı’na
Bir gün batımında seyrine daldım
Terimi toprağına harç yaptığım
İnsanıyla murat bulduğum şehir!

Harput’un eteklerinden uzanır,
Hasret tüten, tarih kokan yolların…
Bir fanus gibi açılır dört yana,
Dört iklim bağrına bastığım şehir!

Derler, ‘Elâzığ bir çanak içinde’
Sevdası, Uluğ Türkistan içinde
Çanak tutar eller gülzar içinde
Türküler, gönlümü verdiğim şehir!

Çanakkale, Yemen ve Sarıkamış
Dua tüter ocağ, gazi yüreği
Anılar, daha dün kadar taptaze,
Şefkatin yüzüne sürdüğüm şehir!

Anadolu’m sende, metin bir kale
Yurduma kırmızı gül, beyaz lale
Duruşun güven verir istikbale
Güzel Türkçe’m bayrak yaptığım şehir!

Kayı Boyu, Artuk Bey diyarısın
Dokuz asrın fetih tılsımı sende
Feryadı kopan çığ, ‘birlik ruhuyla
İmdi özünde buluştuğum şehir!

Kayabaşı, benim sadakat taşım
Efsanelerde can bulur yoldaşım
Dinle kopuzdan, ses verir sırdaşım
Yiğit sözünde barıştığım şehir

Yazarın Diğer Yazıları