Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Mart Ayı

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Mart ayı, baharlara sefer ayı
Mart ayı, göçmen kuşlara balayı
Kanat çırpar ufkumdaki hülyalar;
Toprağa, dirilişe zafer ay!

FETHİ GEMUHLUOĞLU’NA

“Fethi Ağabey” oldu gönüllerin,
Emeği, gülistan oldu, güllerin
Terkisinde, sevgi dolu heybesi
Hırkası, ‘Yunus kokulu’ ellerin
İhlasla yıkanmış, duru dillerin
Gel der, ‘nefis duvarını’ yıkarak
Ebede doğru takvayla akarak
Muhabbet ister, söze hikmet gerek
Ulu bir çınara döndü gölgesi
Hilkati aşk olanında serveti
Lisân-ı hâl ile dolar halveti
Usulü cedittir, ,ilme daveti
Merhaba derim, ‘asrın muhtarına’
Sevgi dolu yürekle yürüyüşüne

NEFİS

O nefis hem dostum, hem düşmanım
Beni kurtaracak, sade imanım!
İçimdeki fırtınalara sordum?
Sükût nedir, ‘hak dostudur’ dermanım

YILDIZLAR KAYAR

Her Allah’ın günü ‘yıldızlar kayar’
Derviş gönüllü yiğitler ararım!
Her mevsim kendine göre gün sayar
Kışın soğuğunda, bahar ararım!
Keder, yasa boğdu dört bir yanımı
Günleri salıncak gibi sayarım

HAKKA TAPARIZ

Dünya, ahiretin ekin tarlası
Eker, biçer, hasadını yaparız!
İyilikler, ahiretin meyvesi
Hakkı bilir, yaşar, hakka taparız

GAMSIZLAR

Derdini paylaşmayan gamsızlar
Çiğner mazlum gamını vatansızlar!
Namerde el verme, gönül bağlama
Bağımızı koparır, imansızlar

SÜRGÜN ETTİM

Gördüm yüzsüzleri, yüz geri ettim
Tagutları gönlümden sürgün ettim!
Varım, varlığım vatan bahçesini
Sevgi hamurunda, gül yeri ettim!

GÖZYAŞI MÜREKKEP

Gözyaşı mürekkep, kâğıtlardayım
Serin rüzgârlarla öğünlerdeyim
Osman Gazi’den, Şeyh Edebali’ye;
Gönül sofrası dolar, hikmetlerle

KARA KIŞTA

Tepe tepe karlar açar giderim
Kara kışta, Muş’tan göçer giderim
Mart ayında yaman akar Murat’ım
Suyu yüreğimde kaynar giderim

DUMAN EKSİK OLMAZ

Muş’un, duman eksik olmaz başından
Kalk gidek gurbete desem yeridir
Bir anıt dikelim sabır taşından
Yaramı derine gömsem yeridir

ARTUK BEY DİYARI

Kayı Boyu, Artuk Bey diyarısın
Dokuz asrın fetih tılsımı sen de
Feryadı kopan çığ, birlik ruhuyla;
İmdi özümde buluştuğum şehir!

GÖÇÜYOR

Güzel insanlar, bir bir göçüyor
Garibim, fani hayatı ölçüyor
Adımlar, kaldırımlar daha yalnız
Daha kimsesiz, yüreğim üşüyor
Ölüm, ölüm kusan geceler hissiz
Sessiz bir bahara yıldız düşüyor

KUŞLAR

Seher vakti, gökyüzünde kuşlara
Kalbimi bırakır, çizin aşkımı
Dercesine seslenir, yürekten
Sizler uçun, kanat çırpın yüksekten
Bizler, toprağa basan ayağımız
Tevazu kanadı kadar yüksekten,
Masmavi ufuklarda dolaşırız
Gönüllerde yürümek, kanat çırpmak!

MUŞ’A KAR DÜŞER

Elâzığ’a yağmur, Muş’a kar düşer
Soğur yüreğime ahu zar düşer
Burda, vatan türküsü dalgalanır
Duman duman üstüne naçar düşer

Yazarın Diğer Yazıları