Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

DOST KİMDİR?

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Nereden nerelere geldik…

Suriye’de 33 şehidimiz…

Türkiye kıyamda…

Elbette kıyamda olacak…

Rus çizmesini taşıyan Eset’in akıl hocaları…

Bütün direktifleri veren de alan da onlar…

O kahpe şer güçler…

Öncelikle Türkiye’nin siyasi iradeyle bir yumruk olması günüdür!

83 milyon insanımız aklıselimle gelişmelere şehadet ediyor…

 

Burada sorgulamamız gereken bir soru var;

“Dost Kimdir?”

Geliniz, bu kavram üzerinde sıklıkla duralım.

Bu sorunun cevabı gerçi,

“Malazgirt’ten Kocatepe’ye kadar, tarihi serüvende verildi…

1071’lerden 1922’lere ‘savaş bizleri karlı dağlara götürdüğü günler’

“Vatan Oğul… Bayrak Oğul… Ezan Oğul… Millet Oğul… Devlet Oğul…”

O ses kadar gür çıktı ki… O sesi duyalım…

Ve soralım; “Dost Nedir/ Veya Dost kimdir…”

Bizim hakiki dostumuz kimdir/ kimlerdir?

Şurası çok iyi bilinmelidir ki,

Ortadoğu’da, ‘hakiki dostluklar üzerinde’ bir ittifak yoktur!

Yapılan /veya yapılandırılan bütün antlaşmalar/ veya koalisyonlar;

Menfaat/ veya halk diliyle ‘post’ kavgasıdır!

O post kâh  ‘ideoloji’  nitelikli olur

O post kâh,  ‘petrol veya enerji savaşına’ dönüşür

O post kâh, bizleri de etkileyecek nitelikte,

Batının Ortadoğu üzerindeki, ‘komplo teorileri’

Veya stratejik hedefleri olabilir!

 

Özellikle altını çizerek belirtmek isterim;

“Yanlış stratejiler bizleri yanlış hedeflere götürür!”

Her adımımızda, “İnce eleyip sık dokuyacağız”

Birey olarak,  millet olarak, devlet olarak,

‘İtidal’ ve ‘ihtiyatı’ elden bırakmayacağız!

İtidal sözlükte, “Aşırı olmama durumu;

 Ilımlılık, ölçülülük” anlamlarına geliyor!

Ayet “Ve işte böylece sizi (ifrat ile tefrik arasında)

Vasat (orta yol) bir ümmet kıldık ki,  bütün insanlara karşı,

Adalet örnekleri, hak şahitleri olasınız” (Bakara, 143)

 

Ülkemiz içerisinde ve dışında; ‘sıkıntılı bir süreçten’ geçiyoruz!

Bu süreçte bizler nelere dikkat edeceğiz?

Öncelikli olarak, bu milletin ‘dostu ve sırdaşı’ kimlerdir?

Her gelene, “A benim sadık dostum” diyebilir misiniz?

Bizim tarihimizde, ‘Lawrens tiplemeleri’ ile doludur!

Dün olduğu gibi bugünde,  hiçbir olay ‘tesadüfî’ değildir!

Tarih ilmi bizlere, ‘sebepler’ sorusunu yöneltir!

‘Sonuçlar üzerinde…’ kendimize dersler çıkarmamızı ister…

Hz. Kuran bizlere, ‘ışık’ tutuyor;

Rehberlik ediyor!

Ayet, “Sen onların milletlerine tabi olmadıkça, ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar,

Senden asla hoşnut ve razı olmayacaklar!” (Bakara, 12)

Ayet, “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyiz.

Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur.

Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez” (4/51)

O halde bizim, bu milletin dostu kimdir?

Ayet, “Sizin asıl dostunuz Allah’tır. O’nun Resulüdür.

Ve namazlarını kılan, zekâtlarını veren ve rükû eden müminlerdir” (4/51)

Bu ayet bize duruşumuzu tarif ediyor!

Bu milletin kimliğini belirtiyor.

Ali İmran süresinde de, ‘aynı konulara’ ışık tutuluyor

Ayet, “Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın.

İşte bunlar için büyük bir azap vardır” (Ali İmran, 115)

İnancımız bizlere ısrarla,

“Parçalanmayınız” “Ayrılığa düşmeyiniz” diyor.

21. asırda, İslam dünyasının içerisinde bulunduğu manzara!

İşte Afganistan, İşte Irak, İşte Suriye,

İşte Filistin, İşte Doğru Türkistan, İşte Yukarı Karabağ,

Suriye’de, İdlib ’de içimiz yanıyor…

Şehitlerimiz var… Şehadet ediyorlar bizlere… Asırlara…

Hale ve ahvalimize… O ahvalimizle birlikte;

Bizleri uyaran; bu uyarılarla birlikte yol gösteren öyle ayetler var ki!

“Ey İman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin

Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar.

Hep sıkıntıya düşmenizi isterler.

Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır.

Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür.

Düşünürseniz biz size ayetleri açıkladık” (Maide, 118)

Stratejik ortağımız dediğimiz, her türlü bilgiyi kendileriyle paylaştığımız,

Bir dünya/ Batı âlemi var!

Onlarla aramızda hiçbir gizli saklımız yok!

Kuran ne buyuruyor, “Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin”

 

Bir Farklı pencere daha!

Bizler onları sevsek te, “onlar bizleri sevmezler!”

Bizlere karşı içlerinde, “Kin ve nefret” vardır!

Ayet, “size bir iyilik dokunsa fenalarına gider.

Başınıza bir kötülük gelse onunla sevinirler.

Eğer sabreder ve Allah’tan gereğince korkarsanız,

onların hileleri size hiçbir zarar vermez..

Çünkü Allah onları kendi amelleriyle kuşatmıştır…”

Ve sabır sükûnet iç içe…

O sükûnetle geleceği takip edelim

“Tarihin yalnız kavmi olduğumuzu bilelim…”

O akılla, o iz ’anla, o iradeyle geleceğe yorumlayalım!

İdlib ‘de, ‘kanayan yaramız…’

O yaraya, başkaları değil bizler ‘merhem olacağız’

‘Milletçe kıyama kalkacağız’

780 bin km2 vatan coğrafyamızda; 83 milyon insanımızla;

“BİR AKIL, BİR YÜREK, ORTAK SEDA OLARAK!”

“BİRİMİZ HEPİMİZ, HEPİMİZ BİRİMİZ”  diyerek…

Öncelikle sabrımızla, sükûtumuzla, sağduyumuzla yüreklere korku salarak…

 “İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın…” şuuruyla hemhal olarak…

Bu milletin sağduyusunda, “çelikten bir irade olduğunu…” bilenlerdenim.

 

Yazarın Diğer Yazıları