Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Biraz Tebessüm

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Ne olursunuz, ‘somurtmayınız’
Ecdat, ‘somurtanlar için’ ne diyorlar;
“Yüzünden (suratından) düşen bin parça olmak!”
Bir yanardağ misali, ‘patlamaya hazır…’
Allah’ın Resulü (sav.) buyuruyorlar;
“Tebessüm etmek sadakadır!”
Kendimizi böyle bir ‘nimetten’ niye esirgeyelim?
Hz. Ali (ra.), “Müminin tebessümü yüzünde, hüznü kalbindedir!”
Ecdat, “kol kırılır yen içinde kalır!”
Charlie Chaplin, “Tebessüm, kana en hızlı karışan ilaçtır!”
Tebessümle, ‘iç dünyamızı tedavi edelim!”
Bir şiirimizde şöyle sesleniriz,
“Biraz tebessüm güneş gibi gelir
Soğuk rüzgârları alır götürür
Açan gülde, o tebessümü koklar
Gün yorgunluğunu alır götürür!”

Bütün yüzler, “Tebessümle…” güzelleşir.
O halde, “biraz tebessüm…” diyoruz!
Tebessüm de, “cennet nişanı…” 
Ay da, yıldızlarda bizlere tebessüm ediyor!
Gecenin karanlığına o tebessümle; “nur düşüyor!”
Mısraların diliyle, “yürekten seslenmek” istiyorum!
“Bir tebessümün dünyalara bedel
Gözlerim gülen yüze; güller feda
Ay doğar geceye, ışığı bedel
Şafak söker, aydınlık güne eda

Çağrım vardır, tebessüme merhaba
Her iyilik birgün döner hesaba
Sevgiden uzak etme günü heba
Tebessümdür, cihanda hoş eda
***
Hz. Ali (ra.), “Güler yüz, sevginin anahtarıdır!”
Mutluluğun anahtarı nelerdir?
Kâh nasip deriz, Kâh hayırlısı…
İnşallah der, ‘tevekkül ederiz’
Şunu ifade etmeliyim, “her insanın kendisine göre derdi var!”
Şems-i Tebriz’i ne diyorlar;
“Derdini sade anlatan adam dertlidir.
Güzel anlatan edebiyatçı, haliyle anlatan âşık.
Tebessümüyle örten ariftir…”
Tebessüm parayla, pulla, makamla satılmıyor, dostlar!
“Tebessüm bedavadır: vereni üzmez alanı mutlu eder!”
Gözyaşınızda bile ‘tebessüm olsun’ derim!
Somurtan yüzlerden, ‘ukalalardan’ usandık artık!
Bir selamı esirgeyenler, ‘gaflette olduklarını!’ bilmeliler!
Selam, ‘almak da -vermek de’ sadece, Hak Rızası içindir!
***
Anadolu’nun her köşesinde, ‘sohbet vardır’ ‘muhabbet vardır’
Muhabbetin olduğu yerlerde, esenlik vardır, yarenlik vardır!
Sosyal Medyada paylaşmışlar;
“Çayı közde, sevgiyi gözde, tebessümü yüzde,
Adamlığı özde, mutluluğu azda arayız!”
Rahmetli Babam derdi, “Oğul kimselere sıkıntı vermeyesiz!”
İnsan odur ki, “tebessüm eden yüzü ile hatırlana…”


BİRAZ TEFEKKÜR
Hadis, “Tefekkür gibi kıymetli ibadet yoktur!”
Bir söz vardır, “yalnız değilsiniz!”
Yüce Yaratan, “Ben size şah damarınızdan daha yakınım!”
Dualarımızda, “Senden yine Sana sığınıyoruz!”
Tefekkür, “Hakkı birlemek…”
Esması, kâinatın her zerresinde tecelli ediyor!
Bizlere düşen, “Yâ Hak deyip, Mevlana gibi dönmek!”
Bir balmumu misali, “erimek!”
Tefekkür, “ibadettir!” Tefekkür, “kulluğumuzu…” bilmektir!
Tefekkür,  “marifet sırrına…” ermektir!
Tefekkür, insanı olgunlaştırır…
Tefekkür,  insanı mana âlemine taşır…
Tefekkür, “hayatı ders olarak…” kavrama yeteneği kazandırır!
Tefekkür, insanı; “gönül huzuruna…” taşır…
Tefekkür, bizlere; “erdemli insan…”  kavramını öğretir.
            
BİRAZ İTİDAL…
İtidal sözlükte; “orta halde olma, ölçülü olma; aşırı olmama hali”
Sağduyu sahibi olma… Soğukkanlı olma…
Yusuf Has Hacip ne diyorlar;
“Her şeyin bir itidali, usulü ve adabı vardır
Her şey itidal ile selamete kavuşur”
Sabır,  “en büyük cihattır!”
Tahammül, insanın dayanma gücüdür!
İtidal,  insanı ağırbaşlı; “vakar sahibi…” yapar!
İtidal,  “kavgaların önünü keser!”
İtidal, gönüllerden barışa ve huzura yükselen en dokunaklı sestir!
Biraz olsun, “itidal…” diyoruz!
Köklerimiz üzerinde; “dal ve dal yürümesini…” öğrenelim!
***        
DOST KİM?
Dost kim, acı günde ararım onu
Düşende yanımda bulurum onu
Nerede ışıl ışıl akan sevgi,
Eyvah ki, düşlerde görürüm onu

Yaman dünya; ders verir, ders içinde
Derde getirir, olmaz dert içinde
Zulüm anlamaz derdi, hal içinde
...Ahını çekende bulurum onu
        
DOST OL        
Bedri, “kadri kıymet bilene” dost ol
Kişi, “dostunun yolu üzerinde”
Hayır işlerinde, sevgiden mest ol!
Gönül bağı, aşk yolu üzerinde… 

DEĞİŞTİ
Değişti, dünyanın hali değişti!
Rengi, çizgisi, deseni değişti…
Sözü, sohbeti, manası, halveti;
Değişti; arzın, gidişi değişti! 
        
BİZİM DOSTUMUZ KİM?
Ayet, “Mü’minler, mü’minleri bırakıp ta kâfirleri dostlar edinmesin!
 Kim böyle yaparsa, artık Allah’dan(onun için yardım namına) bir şey yoktur; 
Ancak (dost görünerek) onlardan (gelebilecek)  bir tehlikeden sakınmanız müstesna!
 Bununla beraber Allah sizi kendisinden sakındırır! 
Dönüş ise ancak Allah’adır.” (Ali İmran, 28)
 

Yazarın Diğer Yazıları