Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

20 Temmuz, Kıbrıs'ta Milat!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

20 Temmuz tarihinde, ‘iki bayramı’ birlikte kutlayacağız!
Kurban Bayramı ve Kıbrıs Barış Harekâtı…
20 Temmuz Tarihi, “Milli Birlik ve Beraberliğin Taçlandığı Gün”
Bu bayram bizlere, “EMR-İ Bİ’L-MA’RUF” tefekkür ettiriyor.
Bizim o güzel geleneğimizde kimlere kına yakılır?
“Kurban edilecek hayvana (Allah’a adandığı için)
Asker adaylarına (kendilerini vatanlarına adamaları için)
Evliliğe aday gençlere (kendilerini ailelerine adamaları için)
Kurban, her hâlükârda; “Allah yolunda teslimiyettir!”
Bugünkü ruhla Kıbrıs’a yönelmek istiyorum

Kıbrıs Barış Harekâtının, 47. Yıldönümündeyiz…
Bu harekâtın ismine, “Barış ve Huzur Harekâtı” demişiz!
Kıbrıs Türk’ünü, bir büyük “katliamdan” 
“ENOSİS” gibi,  “Kıbrıs’ın Yunanistan’a İlhakını” önlemişsiniz…

Kıbrıs Ada’sı, coğrafi yapı olarak incelendiğinde;
Anadolu’nun bir parçasıdır!
Türkiye’ye 65 km uzaklıkta… İsrail’e, 267 km, Mısır’a, 418 km,
Yunanistan’a ise 965 km uzaklıktadır!
Kıbrıs tarihinde hiçbir zaman, “Rum Adası” olmamıştır!
Bu tarihi realite değişmeyecektir de!
Kıbrıs’ta, İslam Fütuhatı vardır;
Kıbrıs’ın Fethini, Hz. Muaviye Dönemine kadar götürebiliriz!
O fethin en büyük nişanı olarak da, 
Peygamberimizin halası, “Ümmü Haram’ın makamı” oradadır!
1571 yılında fethin sembolü, “Selim Camii” oradadır!
Kıbrıs, 1571 tarihinde, Sultan Selim Döneminde fethedilir…

Kıbrıs’ın önemi nerede başlıyor; Stratejik Konumundan!
Türkiye’nin güvenliği açısından Kıbrıs, yüzen bir gemiyi andırıyor!
Kıbrıs Adası’nın sahiplerinin değişmesiyle birlikte,
“Akdeniz’de hâkimiyetin sahipleri de…” değişmiştir!

Bizler Kıbrıs’a, “Yavru Vatan” dedik!
Sevgimizin sıcaklığını bu ifade ile de okuyabilirsiniz…
“Yavru Vatan” Kıbrıs’ımız, 
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” adıyla, “15 Kasım 1983” tarihinde, 
Batı dünyası içine ne kadar sindirememişse de,
“Hür, Bağımsız ve Müstakil bir Devlet” oluyor!
Bu tarihlerden itibaren, Kıbrıs, “Iraklılaştırılmak” dan kurtarılıyor!

Kıbrıs Meselesi ilk defa, 1948 tarihinde;
Hürriyet Gazetesi tarafından Türkiye’nin Gündemine taşınır!
O gündem, artık bu milletin “olmazsa olmazları” arasındadır!
Bizler, “Zürih ve Londra Antlaşmasıyla”
“11 Şubat 1959 tarihinde…”  
Kıbrıs’a, “Hak ve Müdahale Yetkisini…” aldık!
Bu vesileyle dönemin Dışişleri Bakanı,
“Fatih Rüştü Zorlu’yu da unutmayacağız!
Dr. Fazıl Küçükleri ve de, ismi Kıbrıs ile ‘özdeşleşen’
Bir büyük kahraman, Rauf Denktaş’ı da, unutmayacağız!
Kıbrıs’ı bizlere vatan yapan, “şehit ve gazilerimizi” de unutmayacağız!
20 Temmuz 202 Tarihinde,  İki Bayarım birlikte idrak etmekteyiz
Kıbrıs Barış Harekâtı, daha nice yıllar anılacak, hatıralarıyla birlikte yazılacaktır!
Kıbrıs ve Şark Meselesi
Fransız tarihçi Albert Sorel; 
“Türkler, Avrupa’ya ayak bastığı ilk günden itibaren ‘Şark Meselesi’ fiilen doğmuştur!” 
Şark Meselesinde, iki önemli safha vardır;
Birinci Safhası, 1071–1683 yılları arası ki, bu dönem Türklerin ‘fütuhat asrıdır…’
Avrupalı bu döneme, Türk Dünyasının ‘taarruz dönemi’ ismi ile değerlendirir…
1683 tarihinden itibaren başlayan dönemi ise, Avrupa’nın, ‘taarruz dönemi’
Türklerin ise, ‘savunma Dönemi’dir!
‘Şark Meselesi’ batı dünyasının bu milletin varlığı,
 Ve hâkimiyet coğrafyası üzerindeki, niyetinin adından başka bir şey değildir!
Onlar, utanmadan ve de sıkılmadan içlerinde taşıdıkları kötü niyetlerini sıkça dışa vuruyorlar!
Onlar, bu coğrafyada, utanmadan ve sıkılmadan tarih boyunca da,
 ‘emperyal niyetlerine maşa olarak…’ kâh Rumları, kâh Ermenileri, kâh Arapları
 Ve kâh diğer unsurları  acımasızca kullanıyorlar!
Kullandıktan sonra ne yapıyorlar, ‘işe yaramaz’ ifadesiyle tarihin çöplüğüne atıyorlar!
Kıbrıs, Batı’nın düşündüğü gibi olmadı…
Ve inşallah olmayacak da!

KIBRIS TÜRK MÜCAHİTLERİ ANADOLU’YU ÖRNEK ALIYOR!         
Kıbrıs’ta ki, ‘mücadele tarihi’ Anadolu’ya ne kadar benziyor!
Anadolu’nun işgal edildiği,
Bu millete, “Mondros Mütarekesinin” ağır şartlarının, dayatıldığı bir dönemde;
Bu milletin özünde bir, “milli direniş örgütü” oluşuyordu!
Tarihte bu örgüte, “Kova’yı Milliye” 
Günümüz ismiyle, “Ulusal Milli Güçleri” ismi veriliyordu…

Tarih yapraklarını şöyle bir çevirdiğinizde,
27 Temmuz 1957 Tarihinde; 
“Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı” kuruluyordu!
Anadolu’da, “emperyal güçlere” karşı örgütlenen insanımız,
Kıbrıs’ta, aynı maksatları taşıyan  “emperyal güçlere karşı” örgütleneceklerdi.
Kıbrıs Barış Hareketinin başarıyla gerçekleştirilmesinden sonra,
Bu,  “tarihi yapılanma…” 1 Ağustos 1976 tarihinde,
“Türk Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına” dönüştürülecektir.
Bilindiği üzere, “Kıbrıs Mukavemet Teşkilatı”(TMT)  üyelerine,
“Mücahit” ismi denilmekteydi!
20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı Yapıldığı Tarihte,
Kıbrıs’ta, “17.151”  mücahit bulunuyordu!
Kıbrıs’ta, “mukavemet teşkilatının” kurulmasında,
Dönemin Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu’nun da,
“Emekleri” ve de, “manevi destekleri” vardır!
TMT’nin tarihi kurucuları arasında kimler vardır;
“Rauf Denktaş, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve M. Kemal Tanrısevdi” 
Kıbrıs Mukavemet Teşkilatının  “marş” gibi sloganı,
“Hareketten Bereket, Bereketten Kuvvet Doğar,
İleri Arş İleri, Türk Hiç Dönmez Geri”
Kıbrıs’ta, “ENOSİS” e,
Yani, “Ada’nın, Yunanistan’a ilhakına” karşı bir mücadele vardır.
Bu mücadele yıllarca, Türkiye’de, “meydanlarda da” dile getirilir;
“Ya Taksim, Ya Ölüm”
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı, bu tarihi taksimi, “Hayatiyete” geçirecektir.
Kıbrıs’ta, “Türk Mukavemet Teşkilatının”
Kuruluşunun üzerinden, “64 yıl” 
Kıbrıs Barış Harekâtının Üzerinden, “47 yıl” geçmiştir.
Kıbrıs’ta artık, “geriye dönüş” söz konusu olamaz!
Kıbrıs’ta, artık “geleceğin kurgusu” temel faktör olarak alınmalıdır.
Sözün Özüne gelecek olursak,
Kıbrıs ve Anadolu,  “fiziki coğrafyası…” kadar,
Siyasi Mücadelesi birbirine o kadar çok benziyor ki!
O benzerlik, her iki coğrafyanın da; stratejik öneminden kaynaklanıyor.
20 Temmuz Tarihi, bu milletin tarihinde aynı izdüşümü sağlayan;
“Uzakları bizlere yakın eden BAYRAM!”
Şehitlerimizi ve Gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anarken;
Bayramınızı kalbi hislerle tebrik ediyorum…
 

Yazarın Diğer Yazıları