17 Ağustos tarihi geldi mi, ‘titrerim’
450 km fay hattı üzerinde asrın felaketi…
İnsanlık âleminin küçük kıyameti kopacaktı!
Sadece 45 saniye de, ‘yerle bir olan şehirlerimiz’
Gecenin 03’lerinde… Ülkem doğal bir afetle sarsılacaktı!
Sözün bittiği yerlerdeyiz…
Cumhuriyet tarihinde, ‘doğal afetlerle yüz elli binin üzerinde
insanımız hayatlarını kaybediyor’
Tarihimizde büyük acılar bırakan o büyük afetler arasında; 1939
Erzincan, 1976 Çaldıran, 1999 Gölcük, 2003 Bingöl, 2011 Van, 2020
Elazığ, 2020 İzmir, 06 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve
ardından saat 13.24’te 7.6 büyüklüğünde ikinci büyük deprem..
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin üzerinden 25 tam yıl geçti… O
depremi anlatan bir fotoğraf vardı…
“Aksaçlı ihtiyar, bir eli ukba da
Gözyaşında, tasa, keder dökülür
Ona bakmaya yüreğim sökülür!
Saçlarına, yangın düşmüş ihtiyar
Bir elinde ekmek, ekmeğe sımsıkı
Tutunan mahcup eliyle de titrer
Deprem anlatır, her iki âlemi
Dünya da, hüznü, mahşeri yaşamak!”
17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen asrın felaketini hafızalara
taşımak istiyorum. Sevinçleri de, acıları da bu millet unutmamalı…
Günün 5 vaktinde, Fatiha Suresinin 6 ve 7.ncı ayetinde; “bizi doğru
yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba
uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil!” yakarışımız olur. Bizleri
asıl koruyacak olanda şüphesiz ki, ‘bu tevhit boyasıdır’
17 Ağustos Gölcük, İzmit, Marmara Depremi olarak anılır… Resmi
rakamlar, depremde hayatını kaybedenlerin sayısını, ’17 bin 480’
olarak açıklar. 285 bin ev ve 43 bin iş yeri bu depremde hasar
görecektir. Marmara Depreminden, 16 milyon insan etkilenecektir!
17 Ağustos Marmara Depreminde; Bolu (270), Bursa (268), Eskişehir
(86), İstanbul (981),
Kocaeli (9.477), Sakarya (3.891), Yalova (2.504), Zonguldak (3) olmak
üzere 8 ilimizde toplam, 17 bin 480 kişi hayatını kaybedecekti…
Depremin meydana geldiği, “Marmara Bölgesi!” Türkiye’nin sanayi merkezidir.
Yıkımın dehşetini analiz ederken, Türkiye’nin 01 Ocak- 31, Temmuz 2024
toplam ihracatı,
“128 milyar 117 milyon 688 bin dolar…”
Deprem Bölgesinde yer alan 8 İlimiz ki, bu illerimiz arasında;
İstanbul, Bursa, Kocaeli, Sakarya gibi sanayinin Türkiye’deki ana üssü
illerimizde yer alıyor. Bu illerimizin toplam ihracatı, “79 milyar 238
milyon 74 bin dolar” Türkiye’nin toplam ihracatının, ‘yüzde
61.87’lerini…’ oluşturuyor.
Deprem acılarını milletçe yaşayan bir ülkeyiz…
24 Eylül 2020 Elâzığ Depremi… Bizlere o acıları derinden yaşattı!
Bir şehir, TOKİ marifetiyle sanki yeniden kuruldu!
Bizleri ürküten nedir, önümüzdeki yıllarda beklenen, ‘depremler’ Her
deprem ürkütür!
Asıl ürküten de, beklenen İstanbul Depremi! (Allah korusun)
Marmara Bölgesi, Türkiye’nin ‘sanayi ve dış ticaret bölgesi…’
17 Ağustos Tarihi bizlere asıl geleceği hatırlatıyor!
Bir söz vardır, “deprem öldürmez, bina öldürür!”
Büyük bir kibirle yükselen, ‘katil binalar…’ O binalar nasıl inşa
ediliyor? Hiç mi, insanımızın vicdanları titremiyor. Gerçekte, “bizler
kendimize zulmediyoruz!”
Kur’an-ı Kerim de, “Zilzal Suresi…” zelzele/ deprem suresidir.
Arapça olarak;
“İza zülziletil erdu zilzaleha
Ve ahracetilerdu eskaleha
Ve kalel insanü ma leha
Yevmeizin tühaddisü ahbaraha
Bienne rabbeke evha leha
Yevmeiziy yasdürun nasü eştatel li yürav a’malehüm
Fe mey ya’mel miskale zerratin hayray yerah
Ve mey ya’mel miskale zerratin şerray yerah”
Zilzal Suresinin meali de şöyle
“Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,
Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,
Ve insan: “Ona ne oluyor” dediği zaman.
O gün yer, bütün haberlerini anlatır.
Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.
O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere
bölük bölük çıkacaklardır.
Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir
Her kim, zerre kadar şer işlemişse, onu görecektir.”
Allah’ın Resul’ü buyuruyorlar; “İzâ Zülzilet” suresi, Kur’an’ı
Kerim’in dörtte birine denktir.
Bir diğer rivayette, “Kur’an’ı Kerim’in yarısına denktir.” İhlas
Suresi, “üçte birine denktir.”
“Kul yâ eyyühe’l Kâfirün süresi de Kur’an-ı Kerim’in dörtte birine denktir.”
“Zilzal Suresi…” fazileti büyük bir sure…
Bizler, 17 Ağustos depremi ile birlikte dehşeti yaşadık!
Depremi, ‘insanlığın küçük kıyameti’ olarak düşünürüm!
İnancımız, “hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecekmiş gibi ahirete çalış!”
Terazi, önümüze getirilen ölçü… Dünya, ‘asla boş veya sebepsiz yaratılmamış…’
Dünya, ‘ahiretin ekin tarlası…’
Her türlü iyilik, güzellik, erdemlik, tebessüm bile, ‘ibadet hükmünde’
Kulak vermemiz gereken bazı kavramlar/ mefhumlar vardır;
“ders almak, ibret almak, nasihat almak vesaire…”
Başımızdan geçen olaylar bizlere, ‘birer ders, ibret hükmünde’ olmalıdır.
Kendimizi, ‘depremlerle birlikte yaşamaya da…’ hazırlayacağız!
Şimdiye kadar meydana gelen doğal afetlerde/ depremlerde hayatını kaybedenlere,
Allah’dan rahmet diliyoruz. Mekânları cennet olsun!
Rabbim bizleri, “belalar, musibetler, felaketler, afetlerle imtihan
etmesin” amin
17 AĞUSTOS’A
Ağla Sakarya, hüzünle akar ya!
Ah, ‘Mavi Deniz’im, göğsü sıkışmış
İstanbul mahzun, ufkunda (bahtında) çığlıklar!
Acı acı kanat çırpar martılar!
Gül Bahçeleri, har oldu; bülbül konmaz
Işıkları söndü, bu acı dinmez!
Gözlerim dolu dolu, hey Sakarya!
DEPREM İKİ HECE
Deprem iki hece, zehir kusan gece…
Saniyeler sürecek… Kıyamet sireni!
On yedi Ağustos, zihinler boşalmış!
Ülkem, insanım, feryadım, acılarım
Dağ inler, toprak inler, ülkem inler
Uzanır beş büyük şehrime, ‘fay hattı’
Yerin altını pamuk eler gibi üste attı!
Saniyeler, koca şehirler enkaza döndü!
Sözün özü, 17 Ağustoslar, bu ülkede bir daha yaşanmasın… Niyet, amel
ve istikamet… İnşallah, niyetimiz hayır, akıbetimiz de hayırlara
vesile olur. Selam ve Muhabbetle