ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR!

ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ?

 

Çocuk istismarı ve ihmali ana, baba ya da bakıcı gibi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, t

ÇOCUK İSTİSMARINA HAYIR!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

ÇOCUK İSTİSMARI VE İHMALİ?

 

Çocuk istismarı ve ihmali; ana, baba ya da bakıcı gibi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurdigerar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen ya da kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerin tümüdür. Bu eylem ya da eylemsizliklerin sonucu olarak çocuğun fiziksel, ruhsal, cinsel ya da sosyal açıdan zarar görmesi, sağlık ve güvenliğinin tehlikeye girmesi söz konusudur.Son günlerde çocuk cinayetleri, çocuk kaçırma olayları ve çocuk istismarına yönelik haberleri sıkça okuduk. Çocuklara yönelik işlenen suçlarda cezaların arttırılması da gündemde. 

ÇOCUK BOYUTUNDAN CİNSEL İSTİSMAR NEDİR?

Çocuklar genelde tehdit ve cezalar nedeniyle olayları gizlemek eğilimindedirler. İstismarcı ise hediyeler yoluyla çocuğu kandırıp susmasını sağlayabilir. Çocuğun cinsel istismarıyla ilgili söylediği her şey ciddiye alınmalı fakat çocuğu tekrar sorguya çekmekten kaçınılmalıdır. Çocukla bu konu hakkında konuşurken rahat, sessiz bir ortam seçilmelidir

 

İSTİSMAR 3 TÜRLÜDÜR

 

Duygusal, fiziksel, cinsel gibi değişik şekillerde de olsa bunların hepsi istismardır. Cinsel istismar belki bunların içinde en ağırı olduğundan, dikkati fazlaca çekse de çocuğa yeterince sevgi vermemek ya da barınma ihtiyacını karşılamamak duygusal istismara, çocuğa kaba kuvvet uygulamak da fiziksel istismara giriyor..

 

BİR ÇOCUĞUN İSTİSMARA UĞRADIĞINI NASIL ANLARIZ?

 

 Çocuklar kendisini istismarın sorumlusu olarak görebilir. Derin suçluluk ve utanç duygusu yaşayabilir. Dışlanmaktan ve ceza verilmesinden, ilgi ve sevgiyi kaybetmekten korkabilir. İstismara maruz kalmış çocuk travma geçiren çocuklar özelliğini gösterir. Örtülü depresyon geçirebilirler. İçine kapanma ve ya aşırı hareketlilik içerisinde davranış sorunları yaşar. Kaygılı tepkiler içerisinde öfke patlamaları, duygusal iniş ve çıkışlar, günlük yaşam aktivitelerinde uyumsuzluklar gösterirler. Belli bireylerle yalnız kalmak istememesi veya yalnız kalmaya direnebilirler. Okula gitmek istemeyebilecekleri gibi, derslerine düzenli girmeyebilirler. Ders başarısında belirgin düşükler yaşanabilir. Bedenlerinde morarma, çürükler görülebilir. Afektin sığlaşması veya azalması, jestlerinde, mimiklerinde ve yüz ifadelerinde donukluk dikkat çeker. Ağlanacak duruma güler, gülünecek duruma ağlayabilirler. Yakın vadede, çocukta davranış değişiklikleri görülür, içe kapanmaya, yalnızlaşmaya doğru bir eğilim olur. Çocuğun kendine güveni azalır, hayattan zevk almamaya ve mutsuz olmaya başlar.

 

UZUN VADEDE ETKİLERİ DEVAM EDER Mİ?

 

Özellikle cinsel istismarın etkileri 10-20 yıl sonra da ortaya çıkabilir. Bu etkiler depresyon, panik bozukluk, yeme bozuklukları şeklinde görülebilir." Erkek Çocuklarda Eşcinselliğe Doğru Bir Eğilim  Bile Gelişebilir"

 

BİR ÇOCUK İSTİSMAR EDİLDİĞİNİ AÇIKLARSA ÇOCUKLA NASIL BİR İLETİŞİM KURULMALIDIR? 

Çocukla bire bir konuşmak için özel bir mekan bulun. Bu mekan, konuşmanızın kesilmeyeceğinden emin olacağınız bir yer olsun.
Siz masanın arkasında  çocuk da karşınızda sandalyede oturmasın. Onu sakinleştirmek için çocuğun yanına oturun.
Çocuktan izin almadan ona dokunmayın.  İzinsiz dokunmanız ona istismar olayını hatırlatabilir.
Çocuğu açıklıkla ve sakince dinleyin. Çocuk sizinle istismarı paylaşırken tepkileriniz hayati önem taşımaktadır. Bu esnada duygularınızı, mimiklerinizi ve beden dilinizi  kontrol edin. Çocuğun size anlatacakları ve muayene sonucu görecekleriniz sizi şok edebilir. Gördüklerinizi ve duyduklarınızı sakin karşılayabilmeniz çocuğu desteklemek için önemlidir. Çocuğu dinleyin ve kendisi için önemli olan konuları siz herhangi bir soru sormadan anlatmasına izin verin. Tüm ilginizi çocuğa verin. 

Bazen çocuğun sizinle sır olarak paylaşmak istediği şey bir istismar olmayabilir. Ebeveynlerin boşanma süreci, ilişki problemi ve veya farklı nedenlerden dolayı yaşadığı ruhsal zorluklar olabilir. Yönlendirici olmadan kendini rahat ifade etmesine izin vermek gerekir.
Çocuğun dilinden konuşun: Çocuğun anlayamayacağı kelimeleri kullanmayın. Çocuğun yaşadıklarını paylaşırken  kullandığı kelimeleri kullanın. Bu özellikle cinsel istismarla ilgili konuşmalarda çok önemlidir: Çocuğa anlaşıldığı duygusunu yaşatır.
Çocuğu yaşadığı olayları anlatması için cesaretlendirin: Yaşadığı olayları anlatması için ona destek olun fakat vermek istemediği ayrıntılar için asla zorlamayın, baskı yapmayın ve yönlendirmeyin.
Çocuk yaşadıklarını sizinle paylaşırken ona şunları söyleyin: “ Sana inanıyorum”, “Bana söylediğine çok memnun oldum”, “Bu senin hatan değil”, “İstismar doğru bir şey değil”.
Çocuğa açıklama yaparak mümkünse çocukla görüşmenizi kaydedin: Çocuğun anlattığı olayları ve kelimeleri yazın. Eğer bu çocuğu olumsuz etkileyecekse veya etkiliyorsa devam etmeyin.
Çocuğu, yaşadığı istismarı paylaştığı  için takdir edin. Eğer çocuk dolaylı bir şekilde  istismardan söz ediyorsa (örneğin; birinin başına geldi gibi), çocuğu yaşadıklarını anlatması yönünde teşvik edin.
İstismarı bildirmek için okul/kuruluş ya da yerel çocuk koruma kurumlarına/ yetkililere ( rehber öğretmene) haber verin.
Gizliliğe saygı gösterin: İstismar olayını okulda bu konuda sorumlu kişi dışında başka biriyle konuşmayın. Bunu böyle yapacağınızın bilgisini çocuğa da verin.

MEDYANIN BU OLAYLARDA Kİ PAYI NEDİR SİZCE?

Günümüzde medya birtakım kişileri cinselliğe eğilimli hale getirebiliyor. Böyle olunca da suçlarda artış olabiliyor. Medya bilinçlendirme adına böyle haberlere yer vermeli ancak abartılı olarak yer verilmesi doğru değil. Çünkü birçok anne bu haberlerden yola çıkarak çocuklarını aşırı bir koruma altına alıyor. Mesela çocuğunun dışarıda oyun oynamasına izin vermiyor, dışarısının tehlikeli olduğuna dair çocuğu aşırı bir şekilde uyarıyor. Bu sefer de çocuğun kendine güveni azalıyor. Çocuk annenin aşırı korumasıyla yetiştiği için girişimciliği azalıyor. Çocuk istismarını önleme konusunda devlete önemli görevler düşer. Bu konuda yasal uygulamaların ve takibinin sıkı tutulması oldukça önemlidir. Bunun yanında, okullarda, halk eğitim merkezlerinde, televizyonlarda, gazete ve dergi gibi yazılı basın araçlarında toplumu bilgilendirici eğitimler hazırlanmalı ve yayınlar yapılmalıdır. Devlet politikasının, şiddete karşı bir duruşu olmalıdır. Ebeveynler ise çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim içinde olmalı, onlarla zaman geçirmeli, çocuklarına, “Her türlü sıkıntını bizimle paylaşabilirsin.” hissini vermelidir. Böylece çocuk istismara uğrasa dahi, bunu aileyle paylaşmaktan çekinmeyeceğinden tekrarını önlemiş olurlar.
 

SİZCE BU TEHLİKELİ KİŞİLER ETRAFIMIZDAMI?

Tehlike her zaman dışardan olacak diye genel bir yargı yok genellikle böyle bir tehlike yabancılardan değil de aile dostlarından gelebiliyor. Ailelerin çocuklarını bedenlerine sahip çıkmaları konusunda uygun bir dille uyarmaları gerekiyor. Ailesinin olmadığı yerde çocuğun bedenine kimseyi temas ettirmemesi gerektiğini çocuğa uygun bir dille anlatmak lazım. Tanımadığı kişilerle birlikte bir yere gitmemesini, tanımadığı kişilerden hediye kabul etmemesini öğretmek lazım. Çocuk Yakın Akrabalarla Bile Uzun Süre Yalnız Bırakılmamalı! Bilimsel araştırmalara göre istismar ve tacizin yüzde 98’i çocuğun ya da ailenin tanıdığı bir kişi tarafından yapılıyor. Çocuklara tehdidin ancak yüzde 2’si yabancılardan geliyor. Aileler genelde istismarı çok uzakta bir olaymış gibi algılıyor. 

ÇOCUĞU BİR TAKIM KİŞİLER İLE YAN YANA BAŞ BAŞA UZUN SÜRE BIRAKMAMAK LAZIM.

 Çocuk yakın akrabası da olsa büyük kişilerle aynı odada yatmamalı ya da uzun süre kalmamalı. Ya odada başka biri de bulunsun ya da uzun süre kalmasınlar. Çünkü kişiler göründüğü gibi olmayabiliyor maalesef. Çocuk istismarcıları çok yakın akrabalar dahi olabiliyor; kuzeni, dayısı, amcası olabiliyor. Onlarla dahi çocukları aynı yerde yatırmamaya dikkat edilmeli.

İSTİSMARI UYGULAYAN KİŞİLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

 En önemi özelliği derin aşağılık duyguları, kompleksleri, çocukluğunda utanç duygusuna boğulmuş olmaları, dürtü kontrol bozuklukları ile kendini tutma ve yönetememe becerisi ve iç görü geliştirememiş kişiler istismar uygulayabilirler. Sürekli elemden kaçınarak hazzı yaşama eğilimindedirler. Hazza odaklanmışlarıdır. Yaşamda kendini merkeze alarak karşısındaki bireyleri ötekileştirmişlerdir. Çevresinde bireyler sadece haz ihtiyaçlarını karşılamak ile ilgi rolleri oldukları yönünde düşünürler. Algılama, muhakeme, değerlendirme, sebep ve sonuçları arasında ilişkiyi kurmada güçlük çekerler.

 ÇOCUĞUN İSİTİSMARINI TESPİT EDEBİLMEK İÇİN NELER YAPILIR?

Aileyle profesyonel mesleki çalışma yapmak gerekir. İstismar kararı profesyonel olarak tıbbi, sosyal hizmet, psikolojik ve adli değerlendirmelerden sonra verilmelidir.
 
İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLAR HEMEN TEDAVİ EDİLEMEZSE NELER OLABİLİR?

Tedavi uzun yıllara dayalı klinik, psikolojik ve sosyal rehabilitasyonu gerektiren bir süreçtir. Eğer tedavi altına alınmazsa çocukta uyum ve davranış sorunlarına yol açar. Çocuk aile içi ilişkilerde, kişilik ve sosyal gelişiminde etkileri uzun yıllar sonra ortaya çıkabilecek sorunlarla karşılaşabilir. Gelecekte ki yaşamında istismar uygulayan bireye dönüşebilir. Her şeyden önce istismar çocukta stres faktörüdür, Stres ve sürekli baskı altında hem aile içi hem de aile dışı ilişkilerde sağlıklı yaşamına yön veremez. Bu durum beraberinde davranış sorunlarına neden olabileceği gibi yaşam kalitesi düşer. Beraberinde kendine yönelik zararlar, intihar girişiminde bulunabileceği gibi çevresini cezalandıran, zarar verebilen davranış özellikleri de gösterebilir.

 
BİR ÇOCUĞUN İSTİSMAR EDİLDİĞİNDEN ŞÜPHELENİYORSAK NE YAPMALIYIZ? ONA NASIL YAKLAŞMALIYIZ?

Öncelikle istismar karşısında ailelerin çocuklarını koruyucu ve önleyici yaklaşımları geliştirmeliyiz. Çocuk ihmali ve istismarının önlenmesi toplumsal bilinçlenmeyi ve sağlıklı bir toplum düzenin gerektirir. Aile içi ilişkilerde ebeveynler, çocuğun istismar karşısında kendi sınırlarını belirleye bilme gücü gerek kişiliğine gerekse fiziğine yönelik müdahaleler karşısında “hayır” diyebilme gücü ve kararlılığını, anne-baba sağlıklı rol model olarak göstermelidir. Böylece çocuğun kendi sınırlarını oluşturmada desteklemeli, özellikle kendi duygularını açık iletişim içerisinde söyleyebilmesine fırsat vermelidir. *Aileler cinsel istismar karşısında çocuklarının davranışlarındaki değişikliği iyi gözlemlemesi gerekiyor. Sana dokunmak isteyen birine  asla izin verme ve bunu mutlaka bize anlat. Bu olayda senin hiçbir suçun yok” diyerek çocuğu bu tür olayları anlatmaya teşvik edilmelidir. İstismar şüphesi ile çocuk ve ergenlerle görüşme yapmak, klinik deneyim ve uzmanlık gerektiren özel bir alan olmakla beraber çocuk ve ergenlerle çalışan hekimler, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, psikolojik danışmanlar/rehber öğretmenler ve emniyet görevlileri temel prensipler üzerinden hareketle ön değerlendirme düzeyinde gerçekleştirilebilecekleri bir iştir.Çocuklarla yapılacak görüşmelerin başarılı olabilmesi ve hedeflenen bilgilerin elde edilebilmesi için öncelikle çocuğun gelişim basamaklarını çok iyi tanıma ve uygun görüşme tekniklerini bilme gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Aileler mutlaka çocuğunun yakınında olan kişileri tanımalı ve iletişim bilgilerini bilmeli, öğretmenleri ile irtibatta olmalı, okula devamsızlığı olup olmadığını kontrol etmeli. Öğretmenlerin bu konularda aileyi bildirmesi kadar, ailelerin de öğretmen ve okul yönetimi ile diyalog halinde olması gerekir.
 
SON OLARAK NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
Bazı aileler olayın üstünü örtüp yok sayarak çocuklarını çevrenin tepkilerinden koruduklarını düşünürler. Fakat cinsel istismar suçlamasında bulunmak ve bunu kanıtlamak kolay olmasa da, olayı görmezden gelmek çocuğun suçlunun korunduğunu düşünmesine neden olabilir. Ayrıca olayı saklı tutma kararı çocuğa, bu olayın gerçekten yaşanmadığını ya da olayda onun da suçu olduğunu dolayısıyla otoriterlerin haberdar edilmemesi gerektiğini ima edebilir. Cinsel istismarı gizli tutmak, gerçek anlamda suçluyu korumak ve ona başka çocukları da istismar etmesi için fırsat tanımaktır. Çocuğunuza inanın.Çocuğunuzu yaşadığı istismar konusunda konuşmak için yüreklendirin: Çocuğunuz yaşadığı travma tik deneyimi atlatabilmesi için tekrar tekrar konu üzerinde konuşma ihtiyacı duyabilir. İyi bir dinleyici olmaya çalışın ve çocuğunuzun korku, öfke, aşağılanma, suçluluk, karmaşa, utanç gibi duygularını ifade etmesine yardımcı olun. 
Duygusal destek sağlayın: Cinsel istismara uğramış çocuğunuza ilkyardım ona şefkat ve anlayış göstermektir. Ne kadar acı verici olsa da, çocuğunuza aşırı kaygı ve acıma duyguları göstermek, onun bu süreci atlatmasını güçleştirebilir. 

Çocuğunuzu suçluluk duygusundan arındırın: Kesinlikle, çocuğunuzun yaşadığı istismarın onun sorumluluğu ya da suçu olmadığını anlamasını sağlayın. Asla "Bunu sana yapmasına nasıl izin verirsin?" gibi suçlayıcı cümleler kurmayın.

Uzman yardımı alın: Cinsel istismar mağduru çocukların bu olayın üstesinden gelmesine yardımcı olmak, çocuğa öz-saygısını ve kendine güvenini tekrar kazandırmak, onu suçluluk duygularından arındırmak, aile bu süreçte çocuğa nasıl yardım edebilecekleri konusunda destek vermek ve yetişkinlik döneminde ciddi bir psikolojik rahatsızlığın oluşmasını engellemek için bir uzmana başvurmaktan kaçınmayın. TEŞEKKÜRLER...