Kısa Vadede Ekmeğin Sosyolojisi
Rüveyda Sadak
Şaşırabilme yetisini oldukça yükseltebilir seviye diyelim şimdi. Dinliyoruz, bakalım.
“Ekmek, gıda maddesi değil.”miş.
Soralım, ne peki? Ekmek de artık polemik gündem oldu ya. Bitmedi, devamı satırlarda…
“Ekmek, aptal toplumların gıda maddesi.” imiş. Böyle de bir manipülasyon.
Bu kanıya nasıl ve nereden varıldığını öğrenemeyeceğiz galiba diye düşünürken,
“Ekmek, toplum doyduğu için böyle…”açıklaması.
Ne manidar öyle değil mi? Aydınlanmış olduk(!)
Özellikle Afrika gibi coğrafi konum olarak çöl ikliminde yer alan, su kıtlığı mevcut ülkelerde değil ekmek, su bile bulunamıyor maalesef. Çok çeşitli sebepler söz konusu ve nitekim tarım alanlarının kullanıma elverişsiz olması, iklim koşulları ve savaşlar, açlık sonucunu ortaya çıkaran birkaç örnekti.
Bunun farkında mıyız / farkında mısınız?
Bilimsel verilerden gidelim: Dünya’da açlık sıkıntısı yaşayan ülkeler 2022 itibariyle yine şaşırtmadı. Afrika ilk sırada yer alırken devamında Yemen, Güney Sudan, Venezuela ve Kongo son istatistiklere göre en çok açlıkla savaşan ülkeler olarak açıklandı.
13 Ekim’de açıklanan 2022 Küresel Açlık Endeksi raporuna göre çatışmalar, iklim sorunları ve Covid-19 salgını nedeniyle küresel açlık, inkâr edilemez derecede vahim bir durumda. 2022 raporunda, mevcut gıda tedarik krizi “Dünya’nın karşı karşıya olduğu üst üste binen krizler, küreselden yerele gıda sistemlerinin zayıflıklarını ortaya çıkarıyor ve Dünya’nın dört bir yanındaki nüfusların açlığa karşı savunmasızlığını vurguluyor.”
Demek ki bugün gıda krizi ile karşı karşıya olan bazı Dünya ülkeleri, burada devre dışı sayılmış olmalı çünkü tahıl kapsamına dahil ürünlerden (buğday mesela) tedarik konusunda sıkıntılı süreç yaşanırken, yaşam şartları ve ya da tarzları gayet rasyonel (!) bir şekilde oluşum gösteriyor. Ve bu ülkeler, kıtlık sıkıntısı içerisinde yer alıyor yani alice harikalar diyarı bir ütopyada değil, gerçeklikten söz ediyoruz. Madem gıda maddesi olmayan bir ekmek’ten bahsedilmiş ise mevcut koşullarda açlık dolayısıyla sonuçlanan ölümcül hastalıklar da neyin nesi, diye sormak bir tezat oluşturmayacaktır. Şimdi sorun, ekmekte mi ya da ekmeği toplumsal olarak isimlendirmekte mi?
