Kent(ler)i Bir Sanata Dönüştürmek: 'TOKİ'
Rüveyda Sadak
6 Şubat tarihli sendromun tamamen toplumsal hayatta bir gerçeklik bulmasıydı, deprem. Mevcut durum bir sosyolojik sebep ki nitekim ekonomik hareketliliğin beraberinde getirdiği kültürel ve fizyolojik olarak da oldukça fazla bir düşüşün yaşandığı bu süreç, onarılmaya çalışılıyor. Bu konuda depremzedeler için saha içinde yapılan destek çalışmaları gerek maddi ve gerekse manevi olarak hızlı adımlarla ilerleyerek devam ediyor.
Bölge için minimum bir seviyeden bahsetmiyoruz tabiî ki. Söz konusu devasa bu alan, sonuç itibariyle demografik kat sayısı yüksek bir yüzdesel oranı kapsıyor. Öyle ki ihracat, tarım, sanayi ve bilumum sektörlerde gelişmişliğe yönelik önemli bölge mekanizmaları bunlar. Tam da bu noktada devreye giren ulusal değerimiz TOKİ, sistematik yapıyı başarılı bir şekilde ortaya koyuyor. Depreme dayanıklı tasarlanan konutlar, bireysel olarak güvenirliğinde mutabık kalınan olağanüstü bir konjonktürel değer olan, TOKİ tarafından inşa ediliyor.
Ve derken, “11 ilde 11 konut projesi” ile uygulamada radikal çözümler başlıyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat KURUM, ‘Deprem bölgesi olan 11 il için 11 ile 11 ayrı master plan çalışıldığını ifade ederken, TOKİ çerçevesinde her şehre özel konutların inşa edileceğini’ duyurdu.
Yapılacak konutların özellikli bir biçimde olacağı böylece belirgin olmakla birlikte tarihsel görünürlüğün mimari alana uyarlanacağını belirtelim.
Sorular var, bireylerin merak ettiği sorular.
Mesela, TOKİ binaları nasıl ayakta kaldı?
Cevap, ‘Tünel kalıp sistemi uygulaması’ ile.
TOKİ Başkanı Ömer BULUT, “Yatay mimarinin, temel sisteminin ve taşıyıcı elemanların önemine vurgu yaparak TOKİ için tünel kalıp sistemi, taşıyıcı elemanların fazlalığı sebebiyle yapıyı depreme karşı daha dayanıklı hale getiriyor” açıklamasında bulundu.
Depremde evi yıkılan, hasar görenlerin TOKİ konutlarına yerleştirilmesiyle bireysel kaygı, korku ve telaşın güvenlilik kapsamında önüne geçilmiştir.
Başarılarınız daim olsun. Tebrikler, TOKİ.
