Geçtiğimiz sezonun ara transfer döneminde Elazığspor’un varsa üç beş kuruşu çöpe atılmasın niyetiyle yazmış olduğum yeni bir oluşum la yeni bir takım oluşturmak gerektiğini yazdığımda neredeyse beni vatan haini ilan edeceklerdi.
Bakın ara transfer döneminde bin bir güçlükle tahtayı açtık, fazlasıyla transfer yaptık tahtayı tekrar kapalı duruma getirdik. Ne değişti, ne oldu, nereden nereye geldik bilen var mı sahiden, ya da kendi kendine yorum yapıp sorgulayan oldu mu? Aklın yolu birdir, son beş maçı nasıl ve hangi şartlarla alıp bulunduğumuz ligde kaldığımızı sağır Sultan bile duymuştur. Şehrin takımı, gönül bağımız, sevdamız demekle olunmuyor bu işler. Şehrin takımını Şahin Şerifoğulları’ nın sırtına yükleyeceksin başarılı olunursa alkış başarısızlıkta yuhalayacaksın.
Olmaz, bu işler böyle yürümez. Kimin ne kadar emeği var bu işte herkes çok iyi biliyor, Serkan başkanın gayreti ve çabasıyla bir noktaya kadar gidebilirsin ancak.
Bakın isterseniz şimdiki duruma, geçen sezon başı aynı yerdeyiz. Bir adım yol alındıysa birisi çıkıp açıklasın, Şahin başkanın gayreti haricinde taşın altına şehir olarak elini koyan varsa söylensin bilelim.
Transfer mevsimi açılalı epey zaman oldu, takımlar gerekli transferleri yapıp hedefleri doğrultusunda çalışmalara başladılar. Kendimize dönüp baktığımızda gemi karada beklemeye devam ediyor, Geçen sezon sonu takımın başında bulunan Alaattin hocayla yollar ayrılmış gibi, yerine hoca ve hocalar aranıyor. Ya tutarsa diyoruz malzemeden haberimiz yok. Geçtiğimiz sezon sonu yine bir yazımda bu takım bu futbolcu kadrosuyla gelecek sezon devam ederse ligden düşer demiştim ve sözümün arkasındayım. Kadronun muhafazası kontrol edilemediği gibi transfer yapıp gidenlerin olduğunu da duyduk. Tekrar etmekte ısrar edip yetersiz kadroyla hedef belirlemenin olamayacağını söylemek istiyorum. Eğer ilk yarının durumuna bakıp ara transfer döneminde geçen sezon yapılan çalışmalar yapılacaksa kimse kusura bakmasın, çekirge sıçrayamaz artık.
Çözümün tek yolu neşteri yaraya vurup tez elden bu acıdan kurtulmaktır. Geçici ve dönemsel pansumanlarla yarayı yok edemezsiniz, acı her an başınızı ağrıtıp durur. Sorunun çözümü deprem döneminde başaramadığımız Elazığsporu’u kurtarma düşüncesini seçim döneminde kaçırmamak olmalıdır. Eğer bunu şehir olarak başaramıyorsak, ya da bu şehrin ve takımın sahibi benim nakaratlarına alkış tutacaksak bu kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir.
Kısaca yara bizim, acı bizim. Bu yaraya neşteri vurmak sadece Şahin başkanın görevi ve yükü olamaz, bu takım bu şehrin sevdası diyorsak, çözüm yolunu hep birlikte bulup bu yükün altına hep birlikte girmeliyiz.
Bu yolda sıkıntılarımız varsa, bunu başarabilecek gücümüzde azalma ve çözümsüzlük varsa çuvaldızı önce kendimize batırmamız gerekir diyorum.
Hedefsiz çember kendi etrafında dönüp durur, bir adım boyu uzamaz.
İşte tekrar başa döndük.
