İlhami BULUT

Elazığlı Yazarımız Prof. Dr. Süleyman Ateş

İlhami BULUT

Sayın hocamız; Prof. Dr. Süleyman Ateş, Fırat Üniversitesinin düzenlediği bir konferans için  bir kaç günden beri Elazığ’dalar. Hoş geldiniz diyerek sağlık ve saadet diliyoruz. 

Hocamızla ilgili haber ve sohbet programlarını bizlere sunan fırat ve kanal 23 televizyonlarımıza teşekkür ediyoruz. Prof.Süleyman Ateş hoca’mızın kısa öz geçmişi... 
 
 03 Ocak 1933 tarihinde ilimizin Tadım köyünde dünyaya gelen hocamızın babası İbrahim Ağa, annesi Behiye Hanımdır. Ümmi fakat son derece dindar olan babası İbrahim Ağa, birinci cihan savaşında dokuz yıl askerlik yapmış, İstiklal Savaşı gazisidir. Tahsiline köy hocasında başlayan Süleyman Ateş, 10 yaşında Kur'an hıfzını tamamlamış ve sonra da  İzzetpaşa Kur'an Kursundan bir süre tecvit ve kıraat dersleri almıştır. 

Elazığ âlimlerinden, tabur imamlığından emekli Hacı Muharrrem Kösetürkmen Efendiden Arapça dersleri alan Süleyman Ateş, 1951 yılında Erzurum'a giderek burada muhtelif hocalardan aldığı derslerden sonra, 1953 yılında Elazığ İmam Hatip Lisesi'ne girmiş ve 1960 yılında ise fark derslerini vererek Elazığ Lisesi mezunu olmuştur. Aynı yıl Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne giren hocamız, talebeliği sırasında Ankara İkişerefeli ve İbadullah Camilerinde dört yıl boyunca İmam-Hatiplik yapmıştır. 

Ankara Devlet Lisan Okulu'nun İngilizce bölümünü bitiren Ateş, 1973 yılında araştırmalarda bulunmak üzere dokuz ay süreyle Irak ve Mısır'da çalışmalarını sürdürür. 1973 yılında Doçent olan hocamız, 16 Nisan 1676 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı'na atanır. 1,5 yıl bu görevi Türkiye Cumhuriyetinin 12. Diyanet  İşleri Reisi olarak deruhte ederek tekrar üniversiteye döner ve 1979 yılında Prof. olur. Almanya'da, alanı ile ilgili incelemeler yapar, Suudi Arabistan Üniversitelerinde tefsir dersleri okutur, Cezayir Üniversitelerinde de tefsir ve tasavvuf dersleri verir. 1996 yılında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin Temel İslam İlimleri Bölüm Başkanlığı'nı yürüten ve bilahare hizmetine Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Öğretim Üyeliği yaparak devam eden Prof.Süleyman Ateş, 1998 yılında emekliye ayrılır. 

Emekli olduktan sonra  da Hocamız hummalı çalışmalarını sürdürerek, "Kur'ân-ı Kerîm ve Yüce Meâli" ile "Yüce Kur'ân'ın Çağdaş Tefsîri" isimli 12 ciltten oluşan eserini, İslâm tarihinde ilk olma niteliği taşıyan 30 ciltlik "Kur'ân Ansiklopedisi"nin son cildini 2003 tarihinde yayınlamıştır. Bu ünlü bilim adamımız bu eserinde, Kur'ân içerisindeki bütün konuları kronolojik olarak ele almaktadır. 

Yeni İslâm ilmihali, İslâm'da Güncel Tartışmalar, Kur'ân-ı Kerîm'e Göre Hz. Muhammed (s.a.v.) , Kur'ân'da Peygamberler Tarihi, İslâm'a İtirazlar ve Kur'ân-ı Kerîm'den Cevaplar, Soru ve Cevaplarla İslâm (4 cilt) , İslâm Tasavvufu,, İnsan ve İnsanüstü Varlıklar, Görünmez Âlemin İzleri, Namazda Okunan Surelerin Tefsiri, Kur'an'da Nesh Meselesi, Müslümanın Cep Kitabı, Ömer Hüdayi Baba Divanı, Kur'an'da Allah-İnsan, Mecazdan Hakikate İlahi Aşk,  İslâm'da Güncel Tartışmalar, İmamiyye Şiasının Tefsir Anlayışı, Bir Ömür Böyle Geçti, Minberden Öğütler Hutbeler, Makaleler, Kur'an Nizamı, Kur'an'a Göre Evlenme ve  Boşanma, İslâm'da Kadın Hakları, Açıklamalı Büyük Dua Mecmuası, İslam Tasavvufu, Cüneyd-i Bağdadi - Hayatı  Eserleri ve Mektubu,İş'ari Tefsir Okulu, Bir Ömür Böyle Geçti (2) , Hac Rehberi- Resimli ve Tatbikatlı, Gerçek Din Bu (2 Kitap) ,  Kur'an'da Kıyamet Sahneleri, Din ve Vicdan Özgürlüğü, Gönül Nurları  gibi onlarca  esere imza atmıştır. 

Biz; yazdığı eserlerin isimlerini okuduğumuzda gözümüz yorulurken, Sayın Ateş'in ömrünü bilime hasrettiğini  çalışmalarından kolayca  anlamış  bulunmamıza hiçbir engel yok. Ayrıca binlerce gazete yazıları, konferans, panel  gibi  bilimsel etkinliği bir ömre sığdıran Hocamıza hayırlı uzun ömürler diliyoruz. 

Prof.Süleyman Ateş, muhatap olduğu; Meleklerin sabah namazı vakti semaya indiklerini ve ikindi vaktine kadar dolaştıklarını, ikindi vaktinde yapılan duaları Allah'a ilettiklerini okudum. Bu doğru ise ikindiden sonra sabah namaz vaktine kadar yaptığımız dualar boşlukta mı kalıyor? ,Şeklindeki soruya verdiği cevap: 

“ Bu işin gecesi gündüzü yok. Duaları Allah'a sunan da melekler değildir. Allah ile kul arasında aracı yoktur. Öyle anlamsız rivayetlere, hele o sakat kitaplara hiç bakmayın. Yalnız şu mealde bir hadis vardır: "Sizi gece gözetleyen melekler, gündüz gözetleyen melekler vardır. Bunlar sabah namazında ve ikindi namazında buluşurlar. Gece sizinle beraber bulunan melekler Allah'a çıkınca, sizin halinizi gayet iyi bilen Allah, yine de meleklerine, 'Kullarımı ne halde bıraktınız? ' diye sorar. 'Yanlarına gittiğimizde namaz kılıyorlardı, yanlarından ayrıldığımızda da yine namaz kılıyorlardı. (Onları hep namazda gördük)           'derler" (Buhârî, Mevâkît: 16, Tevhîd: 23, 33; Müslim, Mesâcid: 210) . 

Bu hadisin amacı, insanları özellikle sabah ve akşam namazlarına teşviktir. Verilmek istenen mesaj şudur: insanı gündüz ve gece gözetleyen melekler vardır. Gündüz melekleri, gece meleklerinden nöbeti devralırken kulu sabah namazında görürler. Gece melekleri de gündüz meleklerinden nöbeti devralırken onu akşam namazında görürler. Burada ikindiyle kasıt, günün sonu yani akşam vaktidir. Her iki grup melek de kulu hep ibadette gördüğü için onun her vaktini ibadetle geçirdiğine tanıklık ederler. Allah elbette kulunun her halini bilir ama meleklerin böyle tanıklık etmesinden de memnun olur.” 

Zaman zaman şiirle de meşgul olduğunu bildiğimiz Prof. Ateş, az da olsa kaleme aldığı şiirlerinde Sırrî  mahlasını kullanır. Bu mahlası, kendisinin yetişmesinde büyük emeği geçen Hacı Muharrem Sırrî Efendi'ye izafeten almıştır. 

Süleyman Ateş'in, Erzurum Müftüsü Hafız Sakıp Efendi'nin kabir taşına yazdığı manzumeyi sizlere takdim ederek dualarımızla hocamızı yâd ederken, umarız biz de kendilerinin rızalığını kazanır, hemşerileri olarak dualarına mazhar oluruz. 

Burda medfun kamil insan ilm-i dine aşina  
Erzurum Müftisi hafız Sakıb-i necm-i hüda 
Berhayat oldukça yaydı, ilm-i şer'i Ahmedi 
Sundu irfan halkasında aleme feyz-ü ziya 

                             *** 
En nihayet "kullu nefsin" şerbetinden nüş edip  
"İrci'i" emriyle buldu vuslat-ı dar-i baka  
Ağladı gittiğine hep Erzurum halkı tamam 
Neş'elendi gelmesinden cümle ervah-i safa 

                             *** 
Gafil olma Fatihayla ruhunu şad eyle kim 
Kalbine dolsun senin de buy-i nisbet daima 
Üç rical-i gayb çıkıp Sırri, dedi tarihini 
Yok vefa dünyada ol "Ukba'ya ragib" Sakıba...Süleyman Ateş. 
 

Yazarın Diğer Yazıları