Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sevginin Harman Olduğu

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sevginin harman olduğu yerdeyim
Dertlerin derman bulduğu yerdeyim
Hikmet dersini alır, Yesevi ’den;
Nusretin, ferman olduğu yerdeyim!

Budanır ağaç kuru dallarından
Arınır feryat, fitne dillerinden
Sarınır hasret, gönül tellerinden
Dillerin gönül dediği yerdeyim

HA SANA!
Ha kendini bilmeyene, ha sana!
“Söz gümüş, sükût altın!” anlasana
Bir çift sözümüz var, şu âleme
İtibar etmez misin sen, kaleme!
“Söz uçar, yazı kalır!” anlasana

Doğruyu eğriden ayırmaz mısın?
Söyle, hak diliyle çağırmaz mısın?
Canları sevgiyle doyurmaz mısın?
Dostluklar baki kalır, anlasana!

İNSAN OLMA
Kıyam, rükû, secde de, Allah için
Özünde, sözünde, seste de tevazu
Gaza da, şehadette vatan için
Vatanında, hür yaşama niyazı…

HİSLERİM
Hislerim, ben bir melek değilim, günahım var
Dünya kadar derdim, bir de ahım var
Deli taylar gibi hevesim var
Hislerim, hayalim, Kızılelma’ya…
Dur durak bilmez, gönül almaya

BAHAR BAYRAMI
Bahar Bayramı, gönüllerde açan,
Ilgıt ılgıt rüzgâr serinliğinde
Aydınlık ufkumda, renk renk açan,
Bahtımın en nahif derinliğinde!

DÜŞLERİM
Dinmedi, dinmeyecek düşlerim
İndinde, inlemeyecek düşlerim
Sefer bize, hayatın her adımı
Kutlu idealle yeşerdi düşlerim
Hayal değil, hayatın her adımı
Yüreğimin nakışı düşlerim!

SABIRLA İMTİHAN
Sabırla imtihanmış meğer hayat
Azimle işe koyulmada niyet
Bildim, dualarda saklı hidayet
Ilgıt ılgıt esen rüzgârda safiyet
Rabbim, sabırla vermiş afiyet!

ELÂZIĞ’DA İHSANİYE CAMİİ
Elâzığ’da, İhsaniye Camisi
Şehit İlhanların yolu üstünde
Hafız Abdullah’tan kalan hatıralar
Hala, kulaklarımda ‘edep dersi’
Hatimle, teravih namazlarında
Huzurla geçirdik bir ramazanı
Saflar, sımsıcak bir yürek misali
Selâmlar, dualar ruhumu sardı

ŞEHİRLERİN BULUŞMASI
Buluşmak, ne evla bir yol, bir kavram
Kâh Diyarbakır, Elâzığ Buluşması…
Kâh Muş, Tokat Buluşması…
Kâh Urfa, Kerkük Hoyrat Esintisi…
Fırat Havzasından, Kelkit Vadisine
Anadolu, baştanbaşa ses olur
Gönülden gönüle muhabbet olur
Dağların gözyaşı, nehirler çaylar,
Derin vadilerde yay gibi gerilir
Serin selvilerde sükûtun esişi,
Ses verir, sevda dolu yürek olur

BİZ OLDUK…
Gözlerinin içine baka baka
Yalan söyleyen aldatan biz olduk!
Güven duvarlarını yıka yıka
Dürüst insanı çıldırtan biz olduk

Öyle bir asır ki, hep küsuratlı
Doğru yaya gider, bozguncu atlı
Münafıklık yol kat etmiş süratli
Her güreşte havlu atan biz olduk!

Öyle bir hayat ki, kurşundan bir yük!
Asıl hamallığını taşır bu yük
Fikir cüce kalmış şarlatan büyük
Edebi, üç pula satan biz olduk

Dil, fokur fokur kaynayan bir kazan
Sözcük, fıkır fıkır oynayan tozan
Yalakalar meydanda arabozan
Timsah gözyaşları döken biz olduk

“Biz olduk” tarihleri tahrif eden
“Yalanı” doğru gibi tarif eden
“Cahil ve ukalayı” arif eden
“Günahkârız” fazlasıyla biz olduk!

“Ölmeden önce ölmek” ne demektir?
“Hakka esaret” en büyük emektir
Meziyet o ki, hatadan dönmektir
Fetret devrini yaşatan biz olduk

Yazarın Diğer Yazıları