Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

AĞIN'IN DÖRT İNCİSİ VE BADEM

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Ağın İlçemiz, Karasu Vadisine açılan kapısı…

Elazığ İlimizin kuzeybatısında, 75 km uzaklıkta…

Türkiye’nin en küçük İlçeleri arasında, 526 km2

TUİK’in verilerine göre Ağın İlçesinin 2016 yılı nüfusu, 2.808

Ağın İlçesinin 2000 Yılı Nüfusu, 5.246…

Ağın İlçesi, 1954 tarihinde, İlçe oluyor…

İlk Belediye Başkanı, Merhum Ekrem İsbir…

1974 yılında hizmete giren Keban Barajıyla İlçenin,

Kadim çehresi değişiyor…

En verimli toprakları sular altında kalıyor…

Bir şey var ki, “Ağın bir sayfiye kentine dönüşüyor!”

Ağın İlçesinin Keban Baraj Gölüne Kıyısı, ’70 km civarında…’

Eğitim Tarihimizin, ‘en müstesna İlçesi…’

Tarihi boyunca Türkiye’ye muallim yetiştiren İlçemiz…

Eğitilmiş insan gücünde, “Türkiye’de ilk sırada…”

Ağın Düşün Dergisi, Türkiye’nin en eski dergileri arasında;

İlk Sayısı, “1967 tarihinde…” yayınlanıyor.

Ağın İlçesi, sadece Elazığ İlimizin değil;

Türkiye’nin, ‘edebi muhitidir…’

 

2020 Yılı, Mayıs Ayında Ağın İlçemize birkaç yolculuğumuz oldu…

Ağın İlçesi, son birkaç yıl içerisinde o kadar değişmiş ki?

O değişim bizleri de mutlu etmektedir

Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu;

“Ey ak-ın, yeşilin, morum aşığı,

Ey gönül tahtının son yakışığı,

Yıldızın, güneşin, ayın ışığı,

Senin yüzündeki NUR gibi değil”

Ağın İlçesi, o kadar nezih simalar yetiştirmiştir ki;

Vatan Coğrafyamızda, ‘iz bırakan isimler arasında’

Eğitim, Sanat, Edebiyat, Kültür alanlarında…

İlim dünyasında, Bürokrasi hayatımızda…

Yüksek bir ahlakın, fedakârlığın abide şahsiyetleri…

 

Son yıllar, özellikle; ‘Koronavirüs Belası…’

Tarihi bir değişimin de habercisi olduğunu söyleyebiliriz!

Bizler, ‘ramazan bayramını…’ ne kadar eda edebildik?

Öyle ki, ‘toprağın kokusuna’ hasret kaldık!

İnsanımız, ‘neleri ihmal ettiğini…’ düşünmeye başladı!

1980 ve sonrası, “kırsal kesimden şehirlere göçler…”

Bir de baktık ki, ‘verimli topraklar terk edilmiş’

Doğduğumuz, yetiştiğimiz yurtlar, ‘viraneye dönmüş’

“Sıla-i Rahimi terk etmek!” o kadar büyük bir vebal ki?

O vebalin sancılarını son aylarda daha derinden hissedilir oldu!

 

O hissi bizlerde derinden yaşadık dersem yeridir…

Doğduğumuz topraklar Ağın İlçesi…

1965’lerde, İlçenin nüfusu; “yedi bin beş yüz…”

O yılların genç, dinamik ve heyecanlı nüfusu…

2020 yılında, Ağın İlçe tabelasında nüfusu, “bin sekiz yüz…”

Ve Türkiye’nin en ihtiyar nüfusunu barındıran İlçe…

Ağın İlçesi, ‘gurbete…’ yetti artık, ‘gel…’ diyor!

Ata Ocağına, ‘dön…’ diyor!

Toprak, ‘emek ister, tohum ister, gönül ister…’

Toprak, ‘birlik ister, dirlik ister, sevda ister…’

 

Yazımızın başlığına, “Ağın’ın dört incisi…” dedik;

“Badem, Üzüm, Nar ve Leblebi…”

Özellikle, dört inci de, “sohbet kültürümüzün!”

Olmazsa olmazlarıdır…

Muhabbetin damak tadı…

Son yıllarda, “Tarım İşletmeleri…” gündeme geldi.

Ağın İlçemizde, “Badem Üretiminde…” bir yarış başladı.

İnsanımız artık toprağa yönelmeye başladı…

Artık, çelişkileri de kırma dönemi…

Üreten bir Türkiye ideali… O ideale yolculuk…

O yolculukta, her yörenin kendine özgü güzellikleri…

Artık, yakın bir gelecekte; İllerimizi, yörelerimiz;

“Markalarıyla…” bilinecek, tanınacaklar…

Ağın İlçemizin markası; dört incisi…

 

Elazığ’ın meşhur, “Badem Şekeri…”

Bu memleket insanı neye yanar,

“En iyi badem bizde, ama en çok ihraç eden ABD…”

Türkiye’de, “Badem üretiminde ilk 5 arasında yer almamıza rağmen!”

Ceviz gibi, “bademi de ithal ettik!”

Artık, bazı şeylere son verilmelidir!

Bir ürünü incelerken şu ifadeleri gördüm;

“Badem sütü ile zenginleştirilmiş probiyotik yoğurt!”

Bir İlmi makalede şu ifadelere yer veriliyor;

“Badem ilave edilen çikolatalarda antioksidan kapasite değişiminin incelenmesi”

Anadolu’nun  ‘en eski meyvesi’ bademe sahip çıkılmalıdır.

Badem, Ceviz, Dut, Üzüm gibi, “Doğal Gıda Ürünlerinin Kaynağı…”

Teşvik edilmeli, desteklenmelidir…

Ağın İlçemiz, “badem üretiminde…” önemli mesafeler aldı/ alıyor.

Ağın İlçemizde, “Badem Üreticileri Birliğinin Kurulması!” önemli bir adımdır.

Kuru yemiş olarak tüketilen Bademin,

Çikolata, Şekerleme, Pasta yapımının yanı sıra, badem yağının işlendiğini biliyoruz.

“Kabuğundan Sunta ve MDF,  İçinden Bademli Baklava, Badem Ezmesi…”

Bütün bunlar, AR_GE çalışmaları…

Kâhta İlçesinde, “Sert Kabuklu Meyveler Araştırma Enstitüsü” hayata geçiriliyor.

Prof. De. Bekir Erol Ak,

“Bademin yeşil kabuğunu hayvanlara yem olarak kullanmamız mümkün!”

“Badem kabuğundan aktif kömür elde edilebiliyor!”

Bademin iç meyvesinden, “Badem Sütü…” içecek olarak elde edilebiliyor.

Sertliğine Göre; “El Bademi, Diş Bademi, Sert Kabuklu Badem, Taş Badem”

Badem ve Cevizin birer şifa kaynağı olduğu da bilinmektedir;

“Kansere yakalanma riskini azaltması,

Kansızlığı iyileştirici etkileri,

Şeker hastalığına iyi gelmesi,

Kemik ve diş yapımını güçlendirme etkileri,

Badem yağı şampuanlar,

Cilt hastalıklarını önleyici etkileri,

Bağışıklık sistemini güçlendirmesi…”

Şunu talep edebiliriz,

Baskil İlçemiz Kayısı,

Keban İlçemiz Alabalık,

Ağın İlçemiz; Badem, Üzüm, Nar ve Leblebi üretimi…

Elazığ’da, “Doğal Gıda Ürünleri Fuarının Açılması,

F.Ü. Bünyesinde Ziraat Fakültesinin Açılması,

Ağın İlçemizde, F.Ü. Bağlı/ veya bünyesinde;

“Doğal Gıda Ürünleri MYK’nin açılması…”

Ağın’da, “Üzüm ve Badem Araştırma Enstitüsünün Kurulması!”

Her alanda, ‘her sektörde’  ÜRETEN TÜRKİYE…

Şunu iyi görelim, yakın gelecekte; ‘Petrol Savaşının…’ yerini,

“Su Savaşları’ ve de, “belli başlı Gıda Savaşları!” alacaktır.

Geleceğin Türkiye’sine hazırlanalım…

 

 

Yazarın Diğer Yazıları