İlhami BULUT

CENNET ANNE

İlhami BULUT

Bir gün Musa Peygamber Mevla’ya münacatta bulunarak, ahiretteki komşularından birinin bildirilmesini ister.

                    Talep yerine getirilerek isim bildirilir.

                    Adresi alan Musa (as)yola revan olur.

                    Adres; bir kasabada bir kasap dükkânı, varır dükkâna selamlaştıktan sonda Tanrı misafiri kabul eder misin diye sorar peygamber.

                   Kasap; misafirin peygamber olduğunu bilmez, elindeki satırla bir yer göstererek, şurada azıcık otur elimdeki işi bitireyim gidelim der.

                   Vakit akşam saatleri, işini bitiren kasap, eline bir parça da et alıp evin yolunu tutarlar.

                   Varırlar eve; sofra hazır, ev sahibi misafire siz buyurun ben geliyorum birazdan der, ayvana kapısı açılan odalardan birine girer.

                   Biraz zaman geçer, içeriden arada bir Musa sesi duyulur, peygamber hayrete düşer, benim peygamber olduğumu bilmiyor ama niye benden bahsediyorlar diye merak etmeye başlar.

                    Ev sahibi bir müddet sonra gelir; kusura bakma der, seni yalnız bıraktım.

                     Yaşlı bir annem var, her akşam gelir suyunu, sütünü içirir, yemeğini yedirir, temizliğini yapar. İstirahate geçmesini sağlarım, o da tutturur oğul sen Musa’ya komşu olasın, Musa’ya komşu olasın.

                     Yaşlılık işte; ben de diyorum ana, senin Musa dediğin koskoca bir peygamber ben kim o kim ki, ahirette komşu olayım Musa’ya.

                     Misafir demez mi ben Musa.

                     Ev sahibi anlamadım, anlamadım misafirim, hangi Musa.

                     Ben peygamber Musa; Rabbimden ahiretteki komşulardan birisinin isminin bildirilmesini istedim bana bu adres bildirildi ben de geldim seni buldum.

                     Bir anda duygular tavan yapar.

                     Ev sahibi neee der, annesinin bulunduğu odaya koşar, kapıyı açar bakar ki anne son nefesini vermiştir.

                      İftar etmeden ev sahibinin şaşkınlığı, yaşlı annenin derdi ve peygamberin de merakı sona ermiştir.

                           Anne bu cennet uzak değil yeter ki evlat, evlat olsun.     

                                                ***

                                       BİR İYİ BİR KÖTÜ

                      İyi haberler uzaklarda kaldı, kötü haberler maalesef yanı başımızda.

                      13 Nisan günü Kapadokya şiir etkinliğinden dönerken, Hekimhanlı Aydemir isimli bir vatandaşla aynı koltukta yolculuk nasip oldu.

                       Otobüs Kayseri Terminaline girdi, yolcular ayrılmasın, araç hareket halinde diye bir anons geçti,

                       Yanımdaki arkadaş ihtiyaç için araç personelinden izin aldı hızla çıktı.       

                         Gitmesi ile dönmesi bir oldu, araç hareket etti.

                         Yüzü kızarmış halde, sıkıntıyla kıvranıyordu.

                         Hayırdır dedim.

                         Dedi tuvalete gittim, 1,5 TL. olmuş ücret, 1,25 TL. vardı bende bozuk para olarak, bir de tüm 100 TL. ne onu kabul etti, ne de onu, eksikte kabul edemem parayı da bozamam dedi ben de geri dönüp geldim diye sitem etti.

                        Basit bir nedenle hayatımızı sıkıntıya sokan bu insanları ne yapmalı bilmiyorum.

                        25 Kuruş için bir insanın yolculuğunu zehir edebilenleri toplumca ayıklamalıyız.

                        Ben de dedim gazeteye vereceğim, inşallah KAYSERİ BELEDİYE Başkanı’nın kulağına su kaçıran olur diye. 

                      Biz yazdık belli mi olur. Biri de iletir ilgili yerlere belki.

 

Yazarın Diğer Yazıları