Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Türkiye'ye gelerek Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuğu oldu. Kendilerini önce Beştepe'de ağırladı ve daha sonrasında İsrail'in Gazze'deki soykırımını Genel Kurul kürsüsünden anlattı. Hani Gazze'de devam eden soykırımın ortasında Başbakan Binyamin Netanyahu, ABD Kongresi'nin ortak oturumuna hitap etti ya! ey Netanyahu şunu iyi bil ki; dünya beşten büyüktür! Sahipsiz bir Filistin, sahipsiz Gazze yoktur!
Abbas'ın Gazi Meclis'e davet edilmesi ve konuşması elbette tarihiydi. Neden mi? Çünkü küresel güç merkezlerine de artık meydanın boş olmadığı ve hiçbir ülkenin de yalnız kalmadığı hatırlatılıyor olmasıydı. Bu önemli tablo aynı zamanda Filistin'de yaşanan zulmün sürdüğü bir zaman diliminde ilk kez bir Meclis, onun siyasi temsilcisine kucak açıyor ve sesini dünyaya duyuruyor olmasıydı.
Hep söylerim, masum bir çocuğun öldürülmesi dünya savaşının çıkmasının ta sebebidir. Devletler çıkarları ve yaptıkları siyasetleri ile birlikte farklı politikalar üretebilir ama masum bir çocuğu öldürecek canilikte olamaz. Benim tam durduğum nokta budur…
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın “Ya Zafer Ya Şehadet!” nidası TBMM’de alkış ile büyük destek alması aslında Türkiye’nin durduğu yeri de göstermiştir. Ortadoğu İsrail’e yok hükmündedir ve unutulmamalıdır ki; İsrail kendi sonunu kendi hazırlamaktadır. Elbette zulme itiraz ediyoruz ve artık yeter!
Hülasa, psikopat tavırlarla küçük büyük, yaşlı genç, anne çocuk gibi kavramları tanımadan Gazze'de yapılan bu soykırım ya son bulacak ya İsrail’in sonu olacak. “Ya Zafer Ya Şehadet!” velhasılıkelam…