Muhammed KURŞUN

Baş Ağrının Sebebi Burnundaki Kıl!

Muhammed KURŞUN

TBMM malum 1 Temmuz’dan 1 Ekim’e kadar tatilde. Anayasamızın 93.Maddesinde Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay tatil yapabilir ibaresiyle her yıl vekiller seçim bölgelerine giderek veya tatil beldelerinde tatil yaparak senenin yorgunluğunu atmaya çalışırlar. Tabi Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi üzerine, Meclisi toplantıya çağırır ibaresini de unutmayalım…!

Gelelim tatildeki vekillere…

Genelde seçim bölgesinde halkın sorunlarını birebir dinleme şansı oldukları gibi aynı zamanda eksiklikleri yerinde görme şansını da yakalarlar. 1 Ekim’de Meclisin açılmasıyla birlikte sorunlar genel kurulun maddeleri arasına koyulur ve çözümünün takibinde bulunurlar. Bu çalışmalar yıl boyu devam eder durur ta ki karne alana kadar!

Peki karne alma ne zaman?

Tabii ki karne zamanı 5 yıl sonrası yapılacak seçim sonrası verilir. Bazen 5 yılın altında seçimler olsa da sonuçta vekillerin performansıyla doğrudan etkilidir. Son zamanlarda lider bazlı görünse de halkın genel kanaati değiştiğini sanmıyorum.

Elazığ’da 5 vekilin performansı elbette halkın gözünde karne notunu çoktan oluşturmuş hatta bugün karneleri verseler notları hazırda olduğu gözlemlerimin arasındadır. Tabii ülkenin ekonomide ki verdiği imtihan hükümetin zor bir çizgiden geçtiğini de göstermektedir.

Bu kadar zor bir seçime yaklaşırken hala burnundan kıl aldırmayan vekillere inanın bir anlam çıkarmak çok zor. Neyse halkı karne zamanı notunu kullanacaktır lakin burnundan kıl alma demişken aklıma gelen kıssayı sizinle paylaşmak isterim…

Zengin yaşlı bir adam bir sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyanır, İlaç alır, geçmez. Bir iki gün bekler, ağrı devam eder. Doktor çağrılır. Doktor muayene eder, ağrının sebebini anlayamaz sadece ağrı kesiciler verip, gider. Fakat adamın baş ağrısı geçeceğine daha da artarak sürer.

Bir gün, yaşlı adam kendini iyi hissetsin diye eski berberi çağrılır. Berber yataktan kalkamayan yaşlı adamı tıraş ederken, adamcağız derdini anlatır ve ölümü beklediğini söyler. Berber bir an düşünür ve der ki;

– Sakın sizin burnunuzda kıl dönmüş olmasın.

Adamın burnunu kontrol eder;

– Hah işte! Kıl dönmüş. Sorun değil ben hallederim.

Deyip yaşlı adamın şaşkın bakışlarına aldırmaksızın çantasından cımbızı kaptığı gibi kılı çeker. Ev halkı yaşlı adamın müthiş çığlığıyla odaya koşar. Berber canı çok yanmış olan yaşlı adamın elinden zor alınır ve cımbızın ucunda tuttuğu yirmi santimlik kılla evden kovulur.

Adamın burnu kanlar içindedir. Pansumanlar yapılır, adam yatıştırılıp tekrar yatağına yatırılır. Ertesi sabah yaşlı adam aylardır ilk defa rahat bir uykudan uyanır. Gözlerinin yaşarması geçmiştir. Baş ağrısından ise eser kalmamıştır. Dönen kılın sinire değip gittikçe uzayarak dayanılmaz ıstıraplara yol açtığını doktorlar ancak o zaman keşfeder. Çözümün bu kadar basit olabileceği kimsenin aklına gelmemiştir. Sapasağlam ayağa kalkan yaşlı adam berberi çağırır ve ona bir servet bağışlar…

Burnundan kıl aldırmamak başı çok ağrıtır!

Hülasa, hayat akarken, bazen büyük sorunların çok basit çözümleri olabileceğini unutmamak gerekir. Bu çözümlere ulaşmak için herkesi dinlemeyi bilmek, herkesin fikirlerine açık olmak gerekir velhasılıkelam…!
 

Yazarın Diğer Yazıları