Garibinize gider mi bilemiyorum,
“6 Aralık tarihi- Dünya Özür Dileme Günü…”
Bugün için yazdığımız bir şiirde şöyle diyoruz;
“Dünya özür dileme günündeyiz!
Özrü mazur görülür mü acaba?
Bedri, künde üstüne künde yeriz!
Mazluma hak sorulur mu acaba?
Ettim, oldu bir defa; der geçeriz
Hesap-mizan kurulur mu acaba?”
Ben şahsen, “kırılan bir kalbe nasıl özür dilenir, bilemiyorum!”
Bizim Yunus ne diyorlar?
“Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Bir gönül yaptın ise
Er eteğin tuttun ise
Bir kez hayır ettin ise
Binde bir ise az değil!”
Farklı bir zaman diliminde yaşıyoruz. Doğu toplumu genellikle, “hisleriyle birlikte hareket eder…”
Hislerini/ duygularını aklının önünde tutar. Batı dünyası bunu çok iyi formüle etmiştir. Ve sürekli de doğu toplumlarının aleyhinde kullanmıştır.
Allah’ın Resul’ü (sav) buyuruyorlar; “Sonradan özür dilemeyi gerektiren şeyleri yapmaktan kaçınınız.”
Bizlerin buradan alacağı en önemli ders nedir; “sözü ölçerek, biçerek, tartarak söylemek!”
La Edri ne diyorlar; “Söz ağızdan çıkana kadar o senin esirin, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esirisin!”
Tıpkı, “yaydan çıkan ok…” misali, efendim. Ecdat ne diyorlar, “düşün, ondan sonra konuş!”
Bizlere düşen görev nedir?
Hadis, “Bir kimseye; kardeşi haklı olsun haksız olsun, özür dileyerek gelirse onu kabul etsin!”
Hz. Ömer (r.a.); “İnsanların en akıllısı, en çok özür dileyenidir.”
İbn-i Sina, “Yaptığı hata yüzünden özür dileyenin, bu dileğini kabul etmekte geç kalma.”
“Ruhumu Besleyen” şiirimizde şöyle diyoruz;
“İnat, kibir, öfke, haset her biri
İnsanın özüne yapışan kurtçuk!
İman, ihlas, İhsan, takva her biri
Ruhumu besleyen manevi gıda
İyilik çemberi dönsün hayırla…”
Herhalükar da, şu fani âlemde iyilik tekerleğinin dönmesidir.
Elbette ki, insan hata yapar, yanlış yapar, günah işleyebilir!
Furkan Suresi 71 ayette şöyle buyrulur; “Evet kim tövbe edip erdemli davranırsa bu durumda gerektiği şekilde Allah’a yönelmiş olur!”
Tevbe de, ‘özür vardır, hatadan dönüş vardır, pişmanlık/ nedamet vardır.’
Muallim Naci’nin o meşhur sözü, “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür!”
Erdemli insan olma yolunda kendimizi/ kendi hayatımızı disipline edeceğiz!
Fatih Sultan Mehmet, “Yerinde söz söylemesini bilen, özür dilemek zorunda kalmaz!”
Hayat, azami dikkat, rikkat, hadiselere karşı hassasiyet istiyor.
Akıl ve vicdanı birlikte kullanacağız! Nefsimizin mahkûmu olmayacağız!
İskender Pala, Özür dilemek bir erdemdir. İlla özür dileyecek sözü sarf etmemek daha büyük bir erdemdir. Akıllı ile deli arasındaki fark odur ki, biri bildiğini söylemez, diğeri söylediğini bilmez.”
Hz. Mevlana ne diyorlar;
“Bir gönül mü kırdın; ağlamalısın.
Hele özür dilemesini bilmiyorsan;
Senden dost olmaz… Senden yâren olmaz…
Ya incittiğin, kırdığın gönlü ALLAH seviyorsa,
Resülullah (sav) seviyorsa,
Hatta arz-ü semâ dahi seviyorsa!
Nerden bileceksin, bilmiyorsun
Bilseydin ödün kopardı dokunmaktan…”
Alphonse Daudet, “Suçu bağışlayan asildir; ancak özür dileyen daha asildir.”
Özür de neler yok ki?
“İnat, Öfke, Kibir, Haset gibi…” insan benliğinin o sert kılcal damarlarını açıyorsunuz!
Ziya Paşa’nın şu sözünü çok severim;
“insana sadakat yakışır görse de ikrah,
Yardımcısıdır doğruların Hazret-i Allah”
Kibar insan, cesurdur… Kibar insan, asildir… Kibar insan, olgundur…
Kibar insan, her türlü kötülükten kendisini sakınmaya çalışır.
