Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

EN BÜYÜK DÜŞMANIMIZ, GAFLET

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Hemen şu soru aklımıza gelir,  “Gaflet Nedir?”

Gaflet, “nefsin heva ve heveslerine uyarak Allah’ı unutmak,

Dünya ve ahiret adına gerekli olan önemli şeylerin değerini kavrayamamak,

Yanılıp ihmale düşmek…”

Ömer Hayyam bir şiirinde ne diyorlar;

“Şimdi sen muktedirsin, aman dostum dikkat et

Tenden aziz canların, azabını hafiflet

Zira bu güzellikler hiç kalıcı değildir;

Öleceksin nasılsa, ne diye bunca gaflet.”

“Mü’min bir yılan deliğinden iki defa sokulmaz!”

Gaflet,  ‘körlüktür…’ Hakikati görememe, anlayamama…

Gaflet,  ‘basiretin bağlanması…’

İsra Suresi 72. Ayette ne buyruluyor;

“Kim bu dünyada kör ise, ahirette de kördür”

Şair La Edri ne diyorlar;

“Gafil olma, kıl namazı çün seadet t’acıdır

Sen namazı şöyle bil ki, mü’minin miracıdır.”

Necip Fazıl Kısakürek şiirinde;

“Şu gaflet yükü insana bak;

Kendinden varlık cakasında…

Tam dört asırdır Müslümanlık,

Cansız etiket markasında.”

Hz. Ali (kv.) ne buyuruyorlar;

Kalp gafil olunca, gözün görmesinde,

Ve kulağın işitmesinde bir fayda yoktur!”

Biz onlar için ‘yaşayan ölüler…’ diyoruz!

İnancımız bizlere aman ha,  ‘gaflette olma’ diyor

Şu fani hayatta gayet canlı ve diri ol…

A’raf Suresi 205. Ayette ne buyruluyor;

“Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek,

Alçak sesle sabah akşam Rabbini zikret, gafillerden olma!”

Gaflette olan, “Allahü te’alayı, emir ve yasaklarını unutan kimse!”

Kur’an bizlere gafletin tanımını ayetlerle vermektedir

Kevser Suresi 5. Ayette şöyle buyrulur;

“Ki onlar, namazlarından gaflet edenlerdir. (ona ehemmiyet vermezler)

Gafletle birlikte,  ‘aymazlık, dalgınlık, dikkatsizlik,

İhtiyatsızlık, uyku…’ gibi söz dizimi arka arkaya gelecektir.

Kaf Suresi 22. Ayette ne buyruluyor;

“( Allah ona buyurur ki, ey insanoğlu! Dünyada iken) bugünden gaflette idin.

Şimdi senden (gaflet) perdesini açtık; artık bugün gözün keskindir.”

(gerçeği görüyorsun)

Rum Suresi 7 ayette ise şöyle buyrulur;

“Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler,

Ahretten ise gafil olanlardır”

Hz. Mevlana, “Eden kendisine eser. Yapan bulur ve çeker.

Unutma! Kazanmak koca bir ömür ister,

Kaybetmeye ise anlık gaflet yeter!”

Gaflet gösterenin, ‘felaketidir…’ Bir bakıma yok oluşudur.

Ha. Mevlana şöyle der;  “insanı ateş değil, kendi gafleti yakar

Herkeste kusur görür. Bil ki, neye nasıl bakarsan o da sana öyle bakar!”

Demek ki gaflet;  “odunumuz, ateşimiz, kendi yakıtımız…”

Gaflet,  ‘karanlıktır, iç karanlığıdır’

Yavuz Sultan Selim Han, ‘gaflet hakkında’ ne der;

“Devletleri yıkan tüm hatanın altında nice gururun gafleti vardır!”

Bizim geleneğimizde ifade edilir;

“Gururlanma padişahım, senden büyük Allah var!”

R. Necdet Evrimer, “Gaflet uykusuna yatanlar için sabah yoktur!”

Gaflet,  ‘basiretin bağlanması,  gözlerin körlüğüdür!”

Atatürk şöyle der; “dünyada her şey için, medeniyet için, başarı için,

En hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlmin ve fennin haricinde mürşit aramak,

Gaflettir, cehalettir, dalâlettir.”

Kalplerin, gafleti felakettir…

Ahiretten gafil olmak,  felakettir…

Nahl Suresi 108. Ayette ne buyruluyor;

“Onlar, Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir.

Gafil olanlar onların ta kendileridir”

İlla ki,  ‘okuma…’ diyoruz

İlla ki,  ‘ilimde derinleşme…’ diyoruz

Hz. Osman (r.a), “Gafil olmayın, çünkü sizden gaflet olmaz!”

Müslüman’ın fıtratında gaflet yoktur/ olmamalıdır…

Öyle ki, Müslüman uyanıktır, feraset sahibidir…

İmam Gazali, “Kişi eğlenmeye ve gaflet göstermeye başlar,

Fayda vermeyen şeylerle meşgul olur.

Allahu Teâlâ’dan dileğimiz bizi bu gafletten uyandırmasıdır!”

Şu dünya,  bizlerin hem kazancı ve hem de gafletidir!

İlim ve marifet ehli olursan kazanırsın;

Dünyanın eğlencesine/ debdebesine dalarsan ne ala…

Epikletos bu durum karşısında ne diyorlar;

“Seni hakikatle doldurmayan her ortamdan uzak dur, yaklaşma.

Boş sözler seni yakacak gaflet ateşidir.

Son nefeste pişmanlık fayda verir mi?”

Hayat,  ‘dedikodudan ibaret…’ değil

Hayat,  ‘malum sen-ben kavgasından da ibaret…’ değil

Hz. Mevlana bizleri uyarıcı bir tespitte bulunuyorlar;

“İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar.

Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar.

Nereye nasıl bakarsan, o da sana öyle bakar.”

İnancımız,  ‘kabahatleri örtünüz’  kusur aramayınız diyor

“Yeryüzünde kibirlenerek de yürümeyiniz…”

Şeyh Sadi Şirazi şöyle der;

“İdrak kulağından gaflet pamuğunu çıkarmalısın ki,

Ölülerin nasihatini duyabilesin…”

Gözümüzü, kulağımızı, gönlümüzü, ufkumuzu basiretimizi açacağız…

Ahmet Hikmet Müftüoğlu şöyle der;

“içinde zikir bulunmayan her kelam; boş,

Fikirsiz her sükût; gaflettir.”

Bir şiirimizde sükûtu şöyle tanımlıyoruz;

 

Yazarın Diğer Yazıları