Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Mayıs Ayındayız

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Mayıs Ayında öncelikle önemli gün ve haftalara şöyle bir bakalım…
28 Nisan- 04 Mayıs, Kardeşlik Haftası…
Mayıs Ayının İlk Haftası, Bilişim Haftası…
01 Mayıs, İşçi Bayramı… 01-07 Mayıs, Trafik ve İlkyardım Haftası…
Mayıs Ayının 2.nci Haftası, Vakıflar Haftası…
05 Mayıs, Avrupa Günü… 05-06 Mayıs, Hıdırellez Günü…
04-10 Mayıs, İş Güvenliği Haftası… 10-16 Mayıs, Engelliler Haftası…
10 Mayıs, Danıştay ve İdari Yargı Haftası…
12 Mayıs, Anneler Günü… 12-18 Mayıs, Hemşireler Günü…
14 Mayıs, Dünya Eczacılar Günü… 15 Mayıs, Hava Şehitleri Anma Günü…
15 Mayıs, Uluslararası Aile Günü…
15-21 Mayıs, Gençlik Haftası… 18-24 Mayıs, Müzeler Haftası…
19 Mayıs, Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı…
25 Mayıs, Etik Günü…
21 Mayıs, Uluslararası Çay Günü… 29 Mayıs, İstanbul'un Fethi…
31 Mayıs, Dünya Sigarasız Günü…

Mayıs Ayının İlk Günü ve Haftasını bizler, “Kardeşlik Haftası…”
Bizim kültürümüzde ne vardır?
“Ahilik…” vardır.
Ahiliğin sözlük anlamı nedir?
“Eli açık, kardeş, yiğit, delikanlı…”
Ahilik, bu milletin sosyal, kültürel ve iktisadi dinamizmini
oluşturan, “esnaf teşkilatıdır!”
Bizim inancımız, ‘emeği ve göz nurunu kutsal bilmiştir’
Allah'ın Resulü (sav) buyuruyorlar, “İşçinin ücretini teri kurumadan
önce veriniz!”
Emekle birlikte, ‘hak, hukuk, adalet kavramları birlikte gelir…’
“İşçi çalıştıran kimse, işçisine ne kadar ücret vereceğini bildirsin!”
İşçi ile işveren arasında, ‘akit/ veya sözleşme şarttır!’
Her iki tarafında rızasının olması/ veya üretime katkıda bulunması
bağlamında moraldir.
1 Mayıs İşçi Bayramının tarihi sürecine baktığımızda, “Türkiye’de ilk
defa 1923 tarihinde resmi olarak kutlandığını görmekteyiz…”
1 Mayıs, 2008 tarihinde “Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edilir.
1 Mayıs, 2009 tarihinde ise, “Resmi Tatil Günü…” olarak ilan edilir.
Türkiye'de, ilk defa bilinen işçi bayramı, “1906 tarihinde İzmir’de
ilk defa kutlanmıştır’
1923 tarihinde İstanbul’da kutlanan 1 Mayıs'ta, İşçiler; “Yabancı
Şirketlere el konsun, 8 Saatlik İş Günü, Hafta Tatili, Serbest Sendika
ve Grev Hakkı…” pankartlarını taşıyacaklar!
Bir Mayıs Gününü bizler nasıl yorumlayacağız?
“Emek ve Dayanışma Günü…” olarak,
Bu günü, ‘birlik, beraberlik ve dayanışma günü…’  olarak da ifade edebiliriz.
1886 tarihinde ABD’nin Chicago şehrinde, işçiler taleplerinin
karşılanması için genel greve giderler. Polisin ateş açması
neticesinde, ‘çok sayıda işçi ölecektir’ İşçi liderleri sahte
tanıklarla ve düzmece Kanıtlarla suçlanarak idam edilecekler…
1889 tarihinde gerçekleştirilen Paris Kongresi’nde alınan kararlar
neticesinde, “işçilerin ortak bayramı” olarak benimsenecektir.
Mayıs Ayını bu millet, ‘gül ayı…’ olarak tanımlarken, 1 Mayıs tarihini
de, “Bahar Bayramı…” fikrinde, zihninde, iradesinde tanımlayacaktır.
1 Mayıs tarihine, ‘sağduyu ile yaklaşalım…’
Bu günü telaffuz ederken de, ‘insan merkezli…’ olarak, ‘hak ve hukuk
çizgisinde yürüyerek…’ sorumluluklarımızı yerine getirelim.
1 Mayıs Günü, günümüzde bütün dünyada; ‘İşçi ve Emekçiler Bayramı…’
olarak idrak edilir.
Birlik, beraberlik ve Dayanışma temelleri üzerinde inşa edilen, 1
Mayıs,  her zaman için, “kardeşlik şuuru içerisinde…” vicdanlara tesir
eden bir anlayışı da beraberinde getirir.
1 Mayıs 1930 tarihi, Elâzığ’da yerel olarak yayınlanan Turan
Gazetesi’nin ilk çıkış tarihidir.
1 Mayıs 1948 tarihinde, “Sedat Simavi tarafından Hürriyet Gazetesi
kurulacaktır!”
Kıbrıs meselesini ilk defa, Hürriyet Gazetesi’nin 1948 tarihindeki
nüshalarında, “Türkiye’nin gündemine taşıdığını…” biliyoruz.
1 Mayıs 1964 tarihinde, “Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), özel
yasayla özerk bir kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulacaktır”
1 Mayıs 1999 tarihinde de, “TRT internet sitesi “trt.net.tr” yayın
hayatına başlayacaktır.
Mayıs Ayının ilk gününden son gününe kadar, ‘takvim yapraklarını
dikkatle çevireceğiz’
29 Mayıs tarihinde geldiğimizde, “İstanbul’un Fetih Şenliği…” kalbi
huzurla, büyük bir güven ve tevazu ile yâd edilecektir. Bu milletin en
fazla bağımlı olduğu, “Çay Gününü de 21 Mayıs tarihinde birlikte
sohbetlerimizle inşallah tatlandıracağız…”
Bizim sesimiz, sözümüz, sohbetlerimiz, ‘sağduyuya çağrıdır…’

Yazarın Diğer Yazıları