Adnan Üstün

Rağbetimiz Neyedir? Kandillere Bakışımız Nasıl Olmalıdır?

Adnan Üstün

Rağbet “ümit ve arzu etme, isteme, yönelme, ihlâsla yalvarıp yakarma” anlamına gelir. İnanmış bir kimsenin rağbeti-arzusu ve dileği; bir gece değil her gece, bir gün değil bir ömür Allah'ın sevgisini - rızasını kazanmak ve bunun için çalışmaktır. 

* Allah; dinini kemale erdirmiş, tamamlamıştır. Bu dinde eksiklik yoktur. İslam'a ekleme ve çıkarma yapmaya kimsenin hakkı yoktur. 
*  İslam'a aykırı olmayan örf ve adetler, ibadet gibi (İslam'ın emri ve gereği) olarak sunulmadığı ve algılanmadığı müddetçe sorun yoktur. 
* Yanlış olan; gelenek ve adetlerin ibadet olarak sunulması, dinin aslındanmış gibi görülmesi ve zannedilmesidir. 

Dinin aslından olmayıp,  sonradan -dine aitmiş gibi- ortaya çıkan yeni düşünceler, uygulama ve âdetler,  bid’at olarak kabul edilmiştir. 
“Bid’at, Resûlullah’tan (Sallallahü Aleyhi Vesellem) sonra ortaya çıkan ve dinle ilgili olup ilave veya eksiltme özelliği taşıyan her şeydir.” 
* Bid'at; "Asr-ı saâdet’ten (Peygamberimizin yaşadığı dönemden) sonra ortaya çıkan, şer‘î bir delile dayanmayan inanç, ibadet, fikir ve davranışlar hakkında kullanılan bir terim." (TDV İslam Ans.) 

Bu konuda Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: 

“Her bid’at dalalettir (yoldan sapmaktır).” (Müslim, Cum’a, 43) 

“Din namına sonradan ortaya çıkarılan şeylerden sakının. Gerçekten sonradan ortaya çıkarılan her şey bid’attır ve her bid’at de sapıklıktır (yoldan çıkmaktır). Bu durumda sizin yapmanız gereken şey, benim sünnetime ve birer hidayet ve irşad rehberi olan halifelerimin sünnetlerine (yollarına) sarılmanızdır.” (Ebû Dâvud, Sünnet, 5) 

* Allah'ın anıldığı-zikredildiği, Peygamberimizin bahsedildiği her gece mübarektir, bereketlidir. 

* Tevbe ve ibadet etmeyi, sadece belli zamanlara (bir veya birkaç geceye) ayırmak doğru değildir. Önemli olan az da olsa (sadece farzlar "bile" olsa), ibadette devamlı olmaktır ve tevbeyi geciktirmeden yapmaktır. 

* Herhangi bir zaman dilimi; bizim hayatımızda yeni başlangıçlara, hatadan vazgeçmeye ve Allah'a kul olmaya vesile olacaksa anlamlıdır. Yoksa kendimizi veya başkasını kandırmak, oyalamak ve avutmak olur. 

* Kültür ve gelenekte yer alan uygulamalar sebebiyle, bir mekânda veya camide toplanan insanlara; "niye geldiniz, ne işiniz var, bunun aslı yoktur" gibi, demek yerine, bunların; örf ve kültür olduğu, dinin aslından (Kur'an ve sünnette) olmadığı da uygun bir dil ile izah edilerek, Allah'ın kitabı olan Kur'an’ın mesajıyla ve Peygamberimizin sahih örnekliğiyle buluşturmak gereklidir.  

- Konuyla ilgili birçoğu zayıf ve uydurma olan rivayetleri aktararak, kaside ve beyitlerle "sadece" duygu yoğunluğu "duygusal bir dindarlık" yaşatarak, insanların vakitlerini almak-çalmak yerine, hakkında hiçbir şüphe olmayan ayetlerden, özellikle Allah ve ahiret inancından, Allah'ın Rasulü Peygamber Efendimiz ile ilk dönem müslümanlarının (sahabe-i kiramın) hayatlarından, vicdanları harekete geçirecek, gönüllere hitap edecek şekilde bahsetmeli, örnekler ve ilkeler aktarmalıyız. 

* “Bid’atların ve dalâletlerin  istilâsı zamanında; dinde olmayan, örfe ve kültüre ait hususların “din olarak sunulduğu”, insanların Kur’an’dan ve Kur’an ahlakına sahip Peygamber Efendimizin yolundan uzaklaştığı bir zamanda  Kur'an hakikatlerine ve Peygamberimizin yoluna uyanlara ne mutlu! 

Rasulullah Aleyhisselam'ın yolunu kabul etmeyip, bid'atlere girenler kendilerine yazık etmiştir..." 

* Rabb'imiz bizleri; istikamette, dosdoğru İslam yolunda  daim eylesin. Her türlü bid'at ve hurafeden muhafaza eylesin. 
Allah'ım ! 

Rağbetimizi-yönelişimizi ve ilgimizi Sana, Kur'an’a ve Rasulüne eyle... 

Bizimle, İslam'ın arı-duru mesajı arasına girmek isteyenlere, 

Kelamın, sözün Kur'anı hayattan çıkaranlara, 

En güzel örnek, Peygamberimizi yok sayanlara, 

Tamamlanmış bu dine, ekleyen ve çıkaranlara, 

Dinini Sana öğretmeye çalışanlara,  

Sen fırsat verme ALLAH’IM... 

Rağbeti-arzusu ve dileği; bir gece değil, her gece Allah'ın rızası olmak ümidiyle, "ömür geceleriniz" mübarek olsun...
 

Yazarın Diğer Yazıları