OKUYUCUYA DOĞRU MESAJ VERMEMİZ LAZIM

İşte Yazar Arıkan ile yaptığımız röportajın detayları

Merhabalar! Öncelikle sizi tanımak isteriz

OKUYUCUYA DOĞRU MESAJ VERMEMİZ  LAZIM
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İşte Yazar Arıkan ile yaptığımız röportajın detayları;

Merhabalar! Öncelikle sizi tanımak isteriz. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?

-Merhabalar! Öncelikle Adım, Serhan Arıkan. 27 yaşındayım. Ailemle birlikte yaşıyorum. Babam esnaf ve annem ev hanımıdır. 4 kardeşiz ve benden büyük bir ağabeyim var. Elazığ’lıyım. Bilgisayar Teknolojileri ve Programlama mezunuyum. Şuan Açık Öğretim son sınıf İşletme Fakültesinde okuyorum Özetlersek Eğitim hayatım halen devam ediyor.

Serhan Bey, hobileriniz nelerdir ve kendinizi kısaca nasıl tanımlarsınız?

-Tabi ki! Memnuniyetle! Öncelik olarak kitap okuma diyebilirim. Akabinde gezmeyi severim. Sosyal etkinlikleri, sinema, seminer, konser, gezi vs. Oyun olarak Satranç oynamayı severim. Sohbet ve muhabbet ortamları vazgeçilmezimdir. Merak ettiğim şeyleri araştırmayı severim. Bu sebeple Fırat Üniversitesinin kütüphanesinden ziyadesiyle faydalandım. Aradığım birçok eski yazma eserler oldu. Merak ettiğim şeylerin ardından hep gitmişimdir. Peygamberimizin:’İki hırslı doymaz;  biri ilim hırslısı diğeri mal hırslısı.’ sözünü bu sebeple çok seviyorum.
Özetle! Kendime araştırman diyebilirim.

Çok güzel! Peki, kitap yazmaya nasıl başladınız ve şiir ile tanışmanız ne zaman oldu söyler misiniz?

-Elbette! Aslını isterseniz şiir konusu hiç aklımdan geçmeyen bir konuydu diyebilirim. Neden derseniz? Ortaokul ve Lise yıllarında dahi şiire merakım olmamakla birlikte ilgi alanım olmadığını da söyleyebilirim. Yazdığım şiir kitabı bu sebeple size garip gelebilir. Ancak SÖZÜM BAŞKADIR adlı kitabımda da bahsettiğim gibi; yazdığım şeyler aslında sevenin sevdiğine söylediği hitaplardır. Bunun adına eğer şiir denmeseydi Aşıklar, bunu kendileri keşfederlerdi. Aşıkların sonsuz hissiyat ve duygu dünyasının kelimelerle kodlanmış şeklidir diyebilirim şiir için. Benim yazdığım şeyler de içimi kemiren ve çalkantılı geçen zamanlarımın izlerini taşımaktadır. Bunu okuduğunuzda kendinizdeki duygu değişiminden beni bir nebze de olsa anlayacağınızı umuyorum.
Bu arada Kitap yazma konusundan da bahsedeyim. Ayrılık dönemlerinde yazdığım şiirleri birkaç arkadaşıma mesaj şeklinde gönderirdim. Sonrasında silerdim, bana o anı anımsattığı ve hüzünlendirdiği için. Oysaki arkadaşlarım hiçbirini silmemekle birlikte bir deftere hepsini yazmıştı. Özellikle Murat Demir’e bundan ötürü kitabımda ayrıca teşekkür etmişimdir. Kendisinin de önerisiyle bu kitap yazıldı. Yoksa kesin olarak diyebilirim ki böyle bir düşüncem yoktu ki, olsaydı şayet şiirleri silmez, aksine bir deftere mutlaka yazıp muhafaza ederdim.
 

Gerçekten ilginç! Peki, kitaplarınızı çıkarma aşamasında maddi olarak ya da sponsorluk desteği aldınız mı?

- Tamamıyla kendi çabam ve birikimim ile kitaplarımı basmayı başardım. Hiçbir sponsorluk desteği de bu konuda almadım. Belki de almak güzel olurdu; ancak neden bilmiyorum ama bunu düşünmedim bile. İlk kitabım SÖZÜM BAŞKADIR adlı şiir kitabım. İkinci olarak HER ŞEY HAYALLERİMİZ İÇİN adlı Aksiyon, Gerilim, Macera, Eğitim ve Kişisel Gelişim ağırlıklı romanım. Her ikisinin de yorumları gerçekten çok güzel. Gelen yorumlar ve gerekse çevremdekilerin olumlu cevapları beni oldukça memnun etti. Her iki kitap da aynı dönemlerde yazıldı diyebilirim. Şiir kitabı, bilindiği üzere her ne kadar da okunma oranı pek yüksek olmasa da çıkmasını arzuladım ve oldu şükür. 2. Kitabımda da şiir kitabımdan bahsettiğim pasajlar oldu. Bu sayede romanı okuyan okuyucularım aynı zamanda şiirlerimi okuyup istifade edecekler. Belki de bu merakları ilk kitabıma doğru çevrilecek diye düşünüyorum. Çünkü romanımı okuyan okuyucular, şiir kitabımı da mutlaka okumak istediklerini belirtiyorlar. Okuyucuya doğru mesajı verebilmek benim için en güzel olanıydı elbette.
 

Peki, romanınızda Kişisel Gelişim ve Eğitim ile ilgili bir yol izlediğinizi söylediniz. Bunu biraz daha açabilir misiniz?

- Hemen açıklayayım. HER ŞEY HAYALLERİMİZ İÇİN adlı romanım ismi ile müsemma diyebilirim. Şöyle ki, haydigererine doğru yürümek isteyen ve bu bağlamda yolları kesişen üç arkadaşı konu alıyor. Romandaki karakterlerden biri ise Hayri adındaki kişidir. Gözü kara kişiliği olan Hayri, bulunduğu çevrenin, ekonomi sıkıntıları ve buhranlarından etkilenmektedir. Öte yandan bir hayali vardır. Bu hayalini gerçekleştirmek istiyor. Nasıl olacağını bilmiyor; ama olacağına inanıyor. Bu sebeple diğer iki arkadaşı olan İlker ve Suat ile birlikte soygun yapmaya karar kılıyorlar. Yalnız bu soygun umdukları gibi gitmiyor ve sonrasında hepsi de cezaevine alınıyor. Sonrasında ise bir şekilde Hayri, birkaç hafta içinde Cezaevinden kurtuluyor. Sebebini kendisi de bilmiyor. Hayri, sadece yakalanmadan önce saklamış olduğu iki çanta parasını almanın peşindedir. Oysa gittiği yerde parayı bulamıyor; lakin parayı bulan iki insanla karşılaşıyor. İşte! Tam bu noktada tanışacağı insan hayatını, fikirlerini, cezaevinde yaşadığı tüm kötü şeyleri kendisine unutturacak derecede sağlam bilgiler, stratejiler ve planlar sunuyor. Her şey bundan sonra başlıyor. Heyecanlı bir plan, Mısır’dan kaçarak dahil olan Amun adındaki Arkeolog ve birçok isim. Sonrasında New York’a kadar uzanan gizemli bir kaçış planı özetle. Romanın konusuyla ilgili bu bilgileri yeterli umuyorum. Kişisel Gelişim ve Eğitim konusu ise şöyle burada okurlarıma, akan olay örgüsü sırasında kişilerin sohbet ve muhabbetleri arasında önemli ve değerli gördüğüm bilgileri paylaşıyorum. Okuyucuyu düşünmeye, anlamaya, hmeye, farklı bakış açısıyla bakmaya ve çıkarım yapmaya teşvik ediyorum. Kur’an’dan ayetlerle, hadislerle, yaşanmışlıklarla, bilimle vs. konuya yaklaşıyorum. Bunu bazen ateist bir şahsın ağzından yapıyorum ve bazen de inançlı birinden…
Romanda, Beden dili ve Yüz mimikleri yani mikro ifade okuma hakkında, dini konularda, duygusal bağlamda, bilimsel bağlamda ve merak edilen birçok konuda araştırmalar sonucunda derlenen bilgiler sunulmaktadır. Bu sayede bilgileri azar azar ve zevkli bir şekilde okuyucuya veriyorum. Bu konuda başarılı olduğumu yine gelen yorumlardan anlıyorum. Bu da beni mutlu ediyor diyebilirim.
 

Bu arada, kitaplarınız için sponsorluk ve destek almak ister misiniz? Maddi sebepler bazen sorun oluşturabiliyor, İleriye dönük çalışmalar yapıyor musunuz?
- Dediğiniz gibi maddiyat bazen haydigererinizin önünde engel olabilir. Ancak kendi emeğimle yapmış olduğum başlangıç elbette ki insanların ilgisini çekecektir diye umuyorum. Eğitime yapılan destek tüm okurlara ve bu sayede insanlığa yapılır diye inanıyorum. Öyle umuyorum ki böyle bir desteği vermeyi duyarlı kişiler yürekten isteyeceklerdir. Çünkü ciddi anlamda beğenilen kitaplarımın geniş kitleye duyurulması artık gerekli bir durum arz ediyor. Ayrıca dediğiniz gibi sponsorluk ile gelecek destek ile basmayı düşündüğüm eserlerim bulunmaktadır. İnsanların; özellikle genç, orta ve olgun nüfusa hitap edebilecek nitelikte eserlerdir diyebilirim. Öte yandan okurlarıma edindiğim bilgileri paylaşmak benim için her zaman en güzel şeydir diyebilirim. Bunun için yapılabilecek en küçük bir destek dahi nazarımda kutsal bir şey gibidir diyebilirim. Minnettarlığım da ayrıca tabi.
 

İnşdigerah hedefinize kolay ulaşırsınız diyoruz. Bu arada konuşma ya da bir seminer etkinliğiniz oldu mu?

- Evet! Kitaplarımın tanıtımı ile ilgili olarak Çubuk Bey Anadolu Lisesinde konferans salonunda öğrencilerin ve öğretmenlerin de katılımıyla güzel ve renkli bir seminer yaptık.. Bunun hazırlanmasında rol alan tüm öğretmen arkadaşlarıma candan teşekkür ediyorum. Öğrencilere anılarımdan bahsettim. Onlar için hazırlamış olduğum görsel şiir sunumumu izlettim. Öğretmen arkadaşımın da önerisiyle kendi sesimle de seçtiğim bir şiirimi okudum. Okuyuşumu çok sevdiler ve alkışları da bunun kanıtı oldu diyebilirim. Son bölümde sorulan sorulara yanıt verdim. Şiir ya da kitap yazma konusunda şayet destek için birine başvurmak isterlerse bu konuda elimden geleni yapacağımı kendilerine belirttim. Sosyal medya adresimi paylaştım. Hediye olarak şiir kitabımı bıraktım. Böylelikle şiirlerimi hem kolayca ulaşabilecekler ve okuldaki tüm öğrenciler de istifade edebilecekler.
 

Şiir kitabı olarak gerçekten kalın bir kitap olduğunu düşünüyorum. Bildiğiniz gibi şiir kitapları genelde 100 sayfayı geçmez. Bu kadar çok yazarken sıkılmadınız mı?

- Bu soruyu seminerdeyken öğrencilerden biri daha sormuştu. Yazma çabası gütseydim şayet haklısınız beni sıkardı; ancak böyle bir çaba hiç gütmedim. Aksine bazen uykusuz gecelerin birinde ansızın bastıran bir ayrılık acısı ve anıların zihnime saldırışı ile yazdığım şeylerdi bunlar. Sadece onları yazarak rahatlayabiliyordum. Hani bir düşünürün şöyle bir sözü vardı:’Yazdığım şeyler, bana içten saldıran şeylerdi.’ İşte! Bu sebeple ben yazarken sıkılmadım; tam tersi asıl ben, yazdığımda rahatladım bir parça. Tüm bu yazdıklarım, bir ayrılık sonrası oluşan bir boşluğu doldurma çabasıdır. Sıkıştırılmış şeklinde yazılan bir şiir kitabıdır. Çünkü sayfaların her birinde bazen birden fazla şiirler bulunmakta. Sonlara doğru kısa şiirler tek sayfada 10’a yakın bulunmakta. Buna rağmen 224 sayfalık bir kitap hacmine ulaştı bu yazdıklarım. Eğer her sayfaya bir şiir gelecek şekilde yazılmış olsaydı şiir kitabımız 600 sayfalık bir kitap olurdu. Bu sebeple elinizde tuttuğunuz kitap aslında 3 ciltlik bir şiir kitabıdır. Böylelikle bu kitabımdan istifade edecek okurlar hepsine birden ulaşabilecek bir divan kitabı almış olacaklar.
 

Peki, size destek olunursa gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz var mı?

- Yeterli destek olunca hazırlamış olduğum projelerimi sunmak isterim elbette. Daha önce hiçbir kitapta geçmeyen faydalı bilgiler ve öğretiler sunma niyetindeyim. Bunu kişisel gelişim ya da ders kitabı şeklinde değil de yine roman ve olay örgüsü esnası içerisine serpiştirerek sunmayı düşünüyorum. Bunun en verimli yol olduğunu gördüm. Tıpkı yaşadığımız hayat senaryosunda karşılaştığımız her insandan öğrendiğimiz ve unutulmayan bilgiler ve öneriler gibi. Kendi tecrübelerim, geçmişteki büyüklerimizin eserleri, ayetler, hadisler ve okuduğum yüzlerce kitaplardan süzerek oluşturmuş olduğum öğretilerimi okuyucularla paylaşmak istiyorum. İddialı gelecek sözlerim ancak şunu söyleyeyim yerli yabancı hiçbir yazarın ve kişisel gelişimcinin paylaşmadığı özel bilgileri sunacağım inşdigerah. Öğrendikleri şeyler hayatlarını kolaylaştıracak. Küçük şeylerden büyük dersler çıkarabilecekler. Sherlock Holmes tarzı analiz, sentez ve çıkarım konusunu sevenler fazlasını bulacaklar diye umuyorum. Belki bir gün kitabım çıkınca buna sizlerde şahit olacaksınız diye ümit ediyorum.
 

Anlattıklarınız gerçekten çok farklı ve güzel şeyler kulağa da hoş geliyor. Daha önce kitap yazma fikri aklınızdan hiç geçti mi? Yani arkadaşınız size böyle bir öneride bulunmadan önce.

- Hayır. Böyle bir düşüncem hiç olmadı. Sebep olarak şunu söyleyebilirim. Ben, kitap okumayı dahi sevmeyen biriydim. Böyle bir alışkanlığım yoktu. Ta ki bir gün lise yıllarında okuduğum 32 sayfalık kitaptan sonra. Aslında hikâye kitabı gibi diyebilirim. 1976 yılında SABAH gazetesiyle verilen ücretsiz kitaplardan birini daha önce çalışmış olduğum yerin üst katında buldum. O yıllarda tezgâhtar olarak çalışıyordum. Üst kattaki yazıhaneyi temizlerken daha önce çalışanlardan birine ait olan Aşk ve Savaş adlı kitabı buldum ve kısa olduğu için okudum. Sonrasında bunun hemen altında yine aynı sayfa adedinde birkaç kitap daha gördüm ve ilerleyen günlerde onları da okudum. Sonrasında ise alıştım ve okuma isteği doğuverdi birden. Sanki bir şeyin yokluğunu yaşıyordum. Okurken aklımdan geçen senaryolar dizisini özlemiştim adeta. Hayal gücü ve akan bir yaşam, sizi cezp ediyordu. Bunu o an anlamıştım ve sonrasında bitmek tükenmek bilmeyen bir okuma merakı ve okudukça öğrendiğim şeyler.

Peki, şiirlerinizi kitap haline getirmeniz yaklaşık olarak 4 yılı aşkın bir süre sonra gerçekleşiyor. Bununla ilgili yardım almak için hiç Elazığ içindeki yayın evlerine ya da destek olacak yerlere şiirlerinizi gösterip başvurdunuz mu? Aldığınız karşılık nasıl oldu merak ediyorum?

- Tabi ki! Aslında öğrencilere destek olmak ve yol göstermek konusundaki sözlerimi tam olarak bu sebeple söyledim. Üzülerek belirtmeliyim ki birçok yere başvurdum ve şiirlerimi de götürdüm. Oysaki yeni ve genç yazarlara gösterilmeyen hassasiyetten ötürü üzgün olduğumu söylemeliyim. Bu, beni hiç yıldırmadı açıkçası. Bunun altını çizmek istiyorum. İnsanlar, siz yükselmek istedikçe engel çıkarmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyorlardı. Aklınıza bir inanç tohumu ekmişseniz, onların üzerinize atmış olduğu topraklar sizi ancak daha da güçlü yapabilirdi. Ben de azim ve sabır ile bekledim ve meyvelerimi aldım şükürler olsun. Nerelere başvurduğum hakkında bir yorum yapmayacağım. Beni yolumdan çevirmeye çalışmak için bin bir bahaneler süren insanlara teşekkür ediyorum. Çünkü söyledikleri şeyler benim inancımı en az o kat daha arttırdı diyebilirim. Esen rüzgâr siz de bilirsiniz ki ateşi söndürmüyorsa daha da alevlendiriyordur. Ayrıca eğitime katkı konusunda, sponsorluk ve destek konusunda ılımlı, yeniliğe ve ilerici insanların olması aramızda bulunan gizli cevherleri ortaya çıkaracak diye düşünüyorum. Çünkü artık aramızda olmayan insanları yad etmek, aramak ve onların eserlerini ortaya çıkarmak bir yana yaşayan ve gerçekten insanlığa yön verebilecek kapasite olan insanların önünü kapamak ve engeller koymayı hoş bulmuyorum diyebilirim.

Bu sözlerinizin ilgili birimlere ulaşacağına ve gerekenin yapılacağını umut ediyoruz. Peki, romanınız hakkında planlarınız var mı acaba?

- Çok güzel bir konuya değindiniz aslında. Çünkü okuyuculardan gelen yorumları da ekleyerek bu fikrimi söylüyorum. Roman; aksiyon, macera, duygusdigerık, polisiye, kişisel gelişim vb gibi temaları içeriyor. Ayrıca okuyucularım, romanın kendilerini heyecanlandırdığını ve zihinlerinde izledikleri senaryonun bir filme aktarılması gerektiği yönünde düşüncelere sahip. Aynı şekilde, bu konuda hem fikir olduğumu söylemeliyim. Vizyona giren filmler arasında heyecan, gerilim ve polisiye ağırlıklı pek film ortaya koyduğumuz söylenemez. Öte yandan oluşturulan kurgu çerçevesinde doğru bir senaryo, kamera ve diğer tüm olanaklar ile gerçekten ilgi çekici bir film olacağına inanıyorum. Bu konuda okuyucularım ile aynı fikirde olduğumuz bir kez daha belirtiyorum.
 

Araştırmacı ruhunuzu neye borçlu olduğunuzu söyler misiniz?

- Ünlü Fizikçi Albert Einstein’ın deyimiyle doyumsuz merakıma borçluyum. Ayrıca entelektüel yönümü doyurma çabası ve ilim konusunda kendimi doygunluğa ulaştırma arzusu diyebilirim.

Peki, çok okuma veya okumayı sevme ile ilgili örnek aldığınız bir kişi ya da bir söz var mı?

- Söz olarak var aslında. Fahrettin-i Razi’nin çok sevdiğim bir sözü var. Razi şöyle der:’Ben ömrümde sadece iki gece kitap okumadım. İlki evlendiğim gece ve diğeri ise babamın öldüğü gece.’ Bu sözü benim için tek kelimeyle muhteşem! Tarihte böyle kişiliklerin olması gerçekten onur ve gurur verici diyebilirim.

Romanınızda sadece yerli olan Türk isimleri değil de yabancı isimleri de kullanmanızın bir sebebi var mı?

- Evrensel Roman yazma niteliğinden kaynaklı diyebilirim. Sadece Türk insan’ına değil tüm dünya insanlığına hitap eder mahiyette yazdığımı düşünüyorum. Yazdığım ve yazacağım eserlerdeki öğretiler için bir ilk adım bence bu kitap; ancak son adım olmayacak inşdigerah. Çünkü gerçekten faydalı olduğumu bildiğim anda bildiklerimi karşılıksız bir şekilde paylaşmak bana zevk verir. Bazen Mısır’dan bir kişilik, bazen Amerika, bazen, İngiltere ve bazen de diğer dünya ülkelerinden insanlarla devam edebilir diğer romanlarım. Böylelikle romanlar evrensel nitelik kazanarak diğer dillere çevrilme imkânı bulabilecektir. Şayet faydalı öğretiler her kesimden insanın işine yarayacak ise neden diğer dillere çevrilmesin ki? Bence mümkün olmayacak gibi görünmüyor.

Son olarak okuyucularınıza ve yeni yazarlara tavsiyede bulunmak ister misiniz?

- Tabi! Eğer gerçekten dinleyecek olurlarsa kendilerine mutlaka vereceğim cevaplar olacaktır. Öncelikle okuyucularıma ilgi, alaka ve güzel yorumlarını eksik etmedikleri için teşekkür ediyorum. Akabinde romanlarımı okuduktan sonra önerileri olursa elbette ki bunu belirtmeleri yeterlidir. Gelen cevapların çoğu olumlu yönde olduğundan verilen mesajın rahatlıkla okuyucuya verildiği yönünde içimin rahat olduğunu belirteyim. Daha yeni olay ve faydalı bilgiler çerçevesinde buluşacağımıza inanıyorum. Çünkü kitabı okuduklarında hayata benim gözümden baktıkları için kendileriyle ortak bir noktada buluştuğumuza inanıyorum. Bu beni mutlu ediyor.
Öte yandan yeni yazarlara tavsiye konusunda sarsılmaz bir inanç ile eserlerini tamamlamalarını öneririm. Eser hazır olunca, bekleyecek sabrınız, sarsılmayan inancınız ve yılmayan bir azminiz olduğu müddetçe mutlaka kapıların kendilerine ardına dek açılacağına inanıyorum. Nice kimseler bu fikrinden vazgeçirmeye çalışacaklardır biliyorum; ancak her şeye rağmen bunların da bir gün aşılacağını bilmelerini istiyorum. Hiçbir acı sonsuza dek sürmez diyorum. Her şey için teşekkür ediyorum.