İlhami BULUT

En Ucuz, En Kolay ve Ne Zor Sanat

İlhami BULUT

 

Şimdi bu tanımı giydirebileceğimiz bir sanat dalı bulmaya çalışalım. Malum, ok çuvala sığmaz. Bir araştırma, bir egzersiz gerekecektir.

Mimari, heykel, resim, müzik, tiyatro ve sinema; bunların tümü bir maliyeti illa ki, gerektiren sanat şubeleri; öyleyse bu sanat dalları yukarıdaki nitelemenin dışında kalır.

Bu yedi sanat dalından diğeri de Edebiyat (şiir ve nesir) nesir de az çok bir masrafı gerektirir. Bir roman, hikaye yazmak için en azından bir yazıcı ve yazılacak zemin elzemdir.

Bale, dans gibi eylemler de sanata dahil ediliyor, edilsin. Çok güzel. Bunların hemen hepsi bir maliyet gerektiren sanat uzantıları.

Kala kala ‘ŞİİR’ kaldı elimizde, bakalım; şiir için ne gerekli, kısmen dil ürünüdür ama lal olan biri de fevkalade şair olabileceğine göre;

Peki şiir için ne gerek; sadece gönül gerek, öyleyse en ucuz tanımıyla; bu sanatı buluşturduk sıfır maliyetle.

Kalbi olmayan hiç kimse yoktur, gönül ve kalp maddi ve manevi varlıklardır. İşte şiir bağlamında sadece gönül kavramı üzerinde durmamız gerekecek.

‘Herkeste biraz şairlik vardık’ Bence de; katılıyorum bu nitelemeye ama nasıl vardır, hemen herkes; duvara bir çivi çakabilir, çivi çakmak, marangoz ameliyesi olduğuna göre, öyleyse herkeste biraz marangozluk vardır, ipliği iğneden geçirmek bir terzi eylemi ise. Her iplik geçiren ve çivi çakan; marangoz ve terzi midir? İşte tartışma burada başlar. Tartışmaya hiç gerek yok esasen, herkeste bir şairlik vardır, bir elbise dikecek, bir mobilya yapacak kadar mı, yoksa bir çivi çakacak, iğneden ipliği geçirecek kadar mı!!!

Herkes şiir yazabilir mi, en özgür alan elbette ki yazar, herkes resim yapabilir mi, tabi ki yapar, lisede bir resim hocamız vardı, tahtaya bir at başı çizdi, dedi; herkes bunu çalışsın; bana geldi dedi yahu İlhami sen nereye baktın bu çizimi yaptın, bu sadece at başına benzemiyor dedi. Ama ben bir çizme eyleminde bulundum.

Öğretmenime göre at başı değil lakin rahmetli annem görseydi, bu atın ta kendisi derdi, illa ki hissiyat karışır sanata, asıl olan objektiflik.  Yani. Herkes mimarlıkta yapabilir, tüm sanatları yapabilir ama ne kadar ve nasıl. Bam teli burası işte.

Şiir bilindiği gibi, söylenir, yazılmaya da gerek yok, ezberden söylenir. Öyleyse sıfır maliyetli tek sanat dalı ŞİİR.(fakir sanatı demeyelim de, zira padişahlar da şiir yazmıştır çünkü)

Peki nasıl en kolay olacak ‘sabunu koydum leğene’ şiir mi değil mi, sana ne, bana ne, taliplisi varsa ona göre şiirdir. Şiir en özgür alan. Ben şahsen; Elazığ’ın tamamı şair olsa, komşum Malatya, Diyarbakır’da olsun derim, memleketimin tümünün şair olmasını isterim, hatta Yunanistan ve İsrail’in: hülasa tüm dünyanın şair olmasını isterim; ah keşke olsa, dünyanın ilhamdan başka bir derdi kalmazdı ya;

En ucuz ve en kolay olanı da bulduk; o da yine ŞİİRE tekabül etti.

En zor ciheti tanıma uyuyor mu,bakalım  ‘minareden at beni, in aşağı tut beni’ buna şiir diyene saygı duyarız Allahıseversen şimdi yani, ‘Hüsniye, seni gördüm, döndüm deliye’ bir taş attım göle dedi faşş faşşş.. atan atar attığı kadar, sınırlama yok. Saygılıyız.

Bir gün hiç evden çıkmayan Yahya Kemal Beyatlı’ya, akşam olunca sorarlar; gün boyu eve kapandın, en azından bir beyit vardır üstat.  Oku da dinleyelim, derler. Beyatlı; sabah bir virgül koydum, akşam gelirken kaldırdım o virgülü . Sessiz Gemi’yi sekiz yılda yazan Şair; biraz aceleye geldi der.

Canım sende; her şiir seneler mi sürmeli, bir dakikada da yazılabilir. Üzerinde durulması gereken belki de tek öğe Yahya Kemal’in şiirleri gibi kalıcı olması, bunu başarırsan istersen bir saniyede yaz. Anlık duygularla yazan şairlerimiz yok değil, Bedri Rahmi gibi.

Öyleyse bu sanatların en zoru da ŞİİR, zira şiire sanatların sanatı demişler.

Bir batılı şairin dediği gibi‘şiir dans gibi olmalı, estetik’ nesir yürüyüş ise, şiir danstır. Yine batılı bir bilge şöyle der: ‘Bilim aklın şiiri, şiir de gönlün bilimidir’

Günümüz şairlerinden İsmet Özel ise şu kesif yorumu ekler: diyelim ki, bir sevdiğinle merdiven iniyor veya çıkıyorsun, sevdiğin insanın ayağı kaydı düştü, soluğu kesildi, tuttun silkeledin; onun o anda söylediği şey şiirdir diyor. Yani o anda bankadaki hesabıma para yattı mı diye sormaz. Ben böyle yorumluyorum şahsen. Yani; lüzumsuz şeyler değil, hayati şeyler söyler. Bunun gibi.

Bir parkta, babasıyla gezen çocuk.,kendi kendine konuşan birini işaret ederek: baba adam bu deli mi ne, diye sorar. Babası; yok oğul yok o bir ŞAİR.

Bence tarafsız olarak bu başlığa bir yanıt bulduk mu ne; o zaman;

Diyebilir miyiz!

EN UCUZ, EN KOLAY VE EN ZOR SANAT ŞİİRDİR.

Yazarın Diğer Yazıları