Başlığı beğendiniz mi! Bilmiyorum. Şaft İngilizce bir kelime olup; motorun gücünü ilgili birimlere ileten boru, pardon silindir.
Şimdi bu aksam hayati değer taşırmış, mesela motor
dan aldığı enerjiyi ilgili birimlere adaletsizce dağıtırsa, diyelim tekerin birine biraz fazla diğerine az ivme verirse araç tepe takla gider diyor. Hafazanallah.
Demir öyle haksızlık yapar mı, birine fazla birine eksik verir mi. Onu uzmanlara soracağız. Ben bildiğim şaftlardan bahsedeceğim.
İnsan tüketmek üzere aldığı enerjiyi, sinir, sindirim sair sistemlere dağıtır malum, dağıtımda bir sorun olunca ne oluyor, rahatsızlık oluyor, duymuşuzdur adamın şaftı kaymış.Derlar.
Bir de memleketin şaftı var; senin, benim paralarımızla oluşturulan beytülmal, yani ana merkez. Şimdi bu merkezden dağıtım yapacak şaft gerek.
Devlet toplanma merkezi, güç merkezi hükümet devletin icra organı. Yani toplanan bu enerjiyi, uygun bir şekilde dağıtması gerek.
Dağıtılıyor mu? Acaba! Geçenlerde haberlerde çıktı bir Rektörün soyadından o üniversite de. 15 çalışan var. Tesadüfe bak, tabi hala ve dayıoğulları, çocuklarının arkadaşları hariç.
Bu ne bu..
Adamı adam bilip bir yere getiriyorsun. Gelir gelmez yedi sülalesini yerleştiriyor hükmettiği alana, ulan orası baban çiftliğimi.
İmtihan, hak, hukuk diye bir şey sen duymadın mı.
Şimdi şaft bahsinde geçiyor; diyor bu organ fırıldak gibi dönüyor ya, döne döne zamanla yamuluyor.
Ve içi deliniyor, boru gibi oluyor. Hafazanallah.
Tabi araçların bir şaftı var, ara şaft var mı bilmiyorum. Yönetim sisteminde bir ana şaft bir de ara şaftlar var.
Bu şaftlar borulaşınca diyor. Hafazanallah. Ali’nin hakkı Veli’ye; İsa’nın hakkı Musa’ya kayar gider.
Devlet bir araç dedik şaftı var, yakıtı var, şuyu var buyu var. Biz vatandaş olarak bu aracın neyi oluyoruz. Direksiyonu değiliz, viteste değiliz, şaft değiliz. Kala kala egzoz kaldı. Hafazanallah.
Egzoz patlaması çok kötüdür.
Duyarlı, hukuka bağlı, hakkını irdeleyen, takip eden yepyeni bir birey kimliği çıkartmamız gerekiyor bence.
Borular çoğalırsa tepe takla gideriz. Hafazanallah.
Aklıma geldi, ben hatırlıyorum, kağnı arabaları vardı, şimdiki bu şaft görevini yapan bir kalas olurdu ortasında, ona baba derlerdi.
O babayı gürgenden en güçlü ağaçtan yaparlardı her nedense.
Belki de bir kazayı önlemek içindi. Hafazanallah.
