Dört aşama.
Birincisi, Öcalan'ın "silahların bırakılması ve PKK'nın kendini fesh etmesi" çağrısını yapmasıdır.
En önemli aşama bu idi ve Öcalan bu açıklamayı yaptı.
Öcalan'ın bu çağrısı ile PKK ideolojisi sosyolojik ve askeri olarak bitmiştir. Terör nedeni ile maddi ve manevi olarak ağır bedeller ödeyen Türk ve Kürt halkı bu açıklamalardan oldukça memnundur.
İkinci olarak, KCK toplanarak fesih kararı alacak.
KCK bütün örgütlerin temsil edildiği çatı organizasyonudur. KCK kendini fesh ettiği anda bütün örgütlerin üst yapısı yok olacaktır.
KCK'nın alacağı fesih kararı PKK, PYD, PEJAK ve SDG dahil bütün örgütleri kapsar.
En geç Haziran ayına kadar bu toplantı yapılacaktır. Süreç devam ediyor. Türkiye olarak bir yandan terörle mücadele devam ederken terör örgütünün kendisini fesh etmesi çalışmaları yakinen takip edilmektedir.
PYD ve SDG gibi örgütlerin ilk aşamada Abdullah Öcalan'ın mesajının kendilerine değil PKK'ya olduğunu iddia etmişlerdir.
Aslında Öcalan'ın çağrısı KCK bünyesinde olan bütün örgütleri kapsadığı gibi bu örgütlerede özel mektup gönderilmiştir.
Ancak, Suriye'deki ABD destekli terör örgütü SDG'nin, Suriye hükümeti ile imzaladığı protokol da göstermektedir ki süreç olumlu olarak devam etmekte ve terör örgütü kendini fesh ederek silahlarını teslim edecektir.
PYD terör örgütüde Öcalan'ın çağrısına uyacaklarını deklare etmişlerdir.
Üçüncü olarak, kandil kongreyi toplayarak PKK'yı fesh edecektir. Bununla ilgili olumlu açıklamalarda yapıldı.
Dördüncü aşama ise terör örgütü mensuplarının durumu ne olacak?
Bununla ilgili olarak kandil baronları Suriye ve Irak'ı terk ederek ya Avrupa'da yada başka yerlerde yaşayacaklardır.
Suriye'de bulunan silahlı terör örgütü mensupları silahlarını muhtemelen belirli bölgelerde kurulan merkezlere teslim edecekler.
Bunların içinde Suriye'li olanlar isterlerse, Suriye ordusuna katılacaklar veya sivil olarak hayatlarına devam edecekler.
Yabancı teröristler ise geldikleri yerlere geri döneceklerdir.
Peki bu süreçte sorunsuz tamamlanacak mı?
Hayır. Süreç bu kadar kolay olmayacak.
Bölgede, İsrail ve İran bu sürecin tamamlanmasını istemeyeceklerdir.
Özellikle İsrail bu sürecin tamamlanmasına engel olmak için her şeyi yapacaktır. Çünkü terörden arınmış ve Türkiye'nin etkisindeki bir Suriye'yi kendisi için tehdit olarak görmektedir.
Ne Türk Devleti'i nede yeni Suriye hükümeti PYD ve SDG'nin oradaki silahlı varlığını kabul etmediği için varlıklarını devam ettirme şansları yoktur.
ABD ve İsrail her ne kadar o bölgede özerk bir yapı oluşturmak istesede, Öcalan'ın "bağımsız Kürt devleti, federasyon, özerklik, kültürel özerklik gibi çözümlerin tarihsel temeli olmadığını" söylemeside bu projenin yok olduğunun göstergesidir.
Bunu gören yeni ABD yönetimide artık yeni oluşan duruma göre Ortadoğu politikalarında değişikliğe giderek terör örgütüne destek vermede çokta gönüllü değiller
PKK'nın yok olması ile siyasi uzantısı olan DEM partiside yapısal ve söylemsel değişikliğe uğrayarak Türkiye partisi olma doğrultusunda dönüşecektir.
Artık milletvekili adayları, belediye başkanları il ve ilçe yönetimleri kandilden değil kendi içinden ve seçmen tarafından sivil irade ile belirlenecektir.
Kandili temsil eden "eş başkanlık" sisteminde kaldırılacaktır.
Kürt siyasal hareketi içine yerleşerek sırça köşeklerde yaşayan "Türk Solu" artık tarihin çöplüğüne atılmıştır.
Kürt soluda reel olarak bitmiştir.
Coğrafyamızda oyun kurucu olduğu kadar oyunda bozucudur. Ancak dışarıda yaşanan bu olumlu gelişmelere ve Erdoğan ile Bahçeli'nin iç cepheyi sağlam tutmak için gayret sarfederken, muhalefet bloğunun toplumu kutuplaştırıcı ve ötekileştirici tavrında dikkatle izlenmektedir.
Terörün bitmesi ile "Türkiye Yüzyılı" için önemli bir eşik daha aşılmış olacaktır.
