Devlet; sosyolojik olarak toprakları ve sınırları olan, içinde kurum ve kuruluşları ve siyasal örgütlenmesi olan bir yapıdır.
Sosyoloji bize devletle ilgili birbirine benzeyen çok tanım yapar ama devletin hafızasından ve kadim devlet yapısından hiç bahsetmez. Oysa küçük çadır ve obalardan devletler ve imparatorluklar kuran kadim devlet dediğimiz yapının hafızasıdır.
Büyük hedefleri olan inançların ve teşkilatların üç temel yapısı vardır. Bunlar:
İtaat
Gizlilik
Çalışmak
Bu temel esaslar üzerine kurulan teşkilatların bazen tek bazen de birden fazla yapıları vardır. Dışarıdan bakıldığında birbirinden farklı yapılar gibi görünmelerine rağmen, ortak hedef ya da beka söz konusu olduğunda bu farklı yapıların bir araya gelerek ortak hareket ederek aynı hedefler için çalıştığı görülür.
Bütün bunların gerçekleşmesi için özel olarak yetiştirilen liderler, devlet adamlığı ciddiyeti ile hareket ederler.
Rahmetli Erbakan ve Türkeş, siyasi tarihimiz boyunca yapmış oldukları koalisyon hükümetleri ile bu birlikteliği başarı ile gerçekleştirdiler.
Görünen o ki, Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş kendi yaşadıkları dönemlerde bu görevi başarıyla ifa ederek meşaleyi Erdoğan ve Bahçeli'ye devretmişlerdir.
Hatırlarsanız önceki yazımda Erbakan ve Erdoğan ilişkisini anlatmıştım. Bu yazımda da Türkeş ve Bahçeli gerçeklerini en şeffaf haliyle izah etmeye çalışacağım.
Son 20 yıl ve öncesine baktığımızda Devlet Bahçeli’nin her zaman devlet adamlığı ciddiyeti ile hareket ettiğini görürüz.
Buna bir çok örnek sayabiliriz.
En önemlisi de 1999 yılında, çok sıkıntılı bir dönemde ülkenin hükümetsiz kalmaması adına insiyatif kullanmış ve büyük risk alarak koalisyon ortağı olmuştur.
Son 20 yıl içinde gerçekleşen siyasi gelişmelere baktığımızda, Erdoğan ve Bahçeli siyasi arenada hep rakip gibi görünmüşler ve yeri geldiğinde birbirlerini çok acımasızca eleştirmişlerdir. Büyük hedefler için yapılan büyük planlar nedeni ile bu durum kaçınılmazdır. Çünkü dünya siyonizmi, sizin attığınız her adımı takip ederek planlar yapmaktadır. Hedeflerinize ulaşmak için yaptığınız planların gizli olması gerekmektedir.
Devlet bey, 2015 yılında Ak Parti tek başına iktidar olamayınca koalisyon görüşmeleri sırasında, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "başbakan sen ol" teklifini bir dakika bile düşünmeden reddederek büyük bir feraset ve devlet adamlığı örneği göstermiştir. Erdoğan iktidarının yıkılmasını önlediği gibi Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başına getirenlerin büyük oyununu da bozmuştur.
Devlet bey, 15 Temmuz 2016 tarihinde ABD'nin içimizdeki hain aparatları aracılığı ile yaptığı darbe girişimi ve sonrasında gelişen süreçte de büyük bir inisiyatif almıştır. Bu defa zamanının geldiğini ve tüm kozların açıkça oynanması gerektiğini düşünmüş ve Erdoğan ile birlikte Cumhur ittifakı adı altında hareket etmeye başlamışlardır.
16 Nisan 2017’ de Başkanlık sistemine geçildiğinden halkın seçtiği Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın sistemde iki başlılığa neden olacağını öngören Devlet bey bu defa sistem değişikliğinin önünü açarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kurulması için harekete geçmiş ve yeni sistem kurulmuştur.
İki liderin birlikte hareket ettiğini çok geçte olsa fark eden Emperyalist siyonist güçler,önce MHP'yi ele geçirmeye çalıştılar. Bunda başarılı olamayınca, yeni sistemde 50+1'in ne kadar önemli olduğunu gördükleri için MHP'yi bölmek ve koparabildikleri Milliyetçi oylar ile iktidarı yıkma planı içine girdiler. Ama Devlet bey her zamanki feraseti ve devlet adamlığı ciddiyeti ile partiye sahip çıkarak oynanan oyunları bir kez daha bozarak oyun kurucu rolünü devam ettirmiştir.
Rahmetli Alparslan Türkeş’in, yıllar önce yaptığı bir konuşmasında ittihat ve Terakki’yi eleştirirken kullandığı şu sözlerin ne kadar önemli olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz.
"İşte ittihat Terakki Enver, Talat ve Cemal paşa bunlar çok vatanseverdir,çok dürüsttürler,hırsız değillerdi. Ama komitacılardı. Komitacılık ile devlet adamlığı farklı şeylerdir. Bize akıllı ve ileriyi gören devlet adamı lazım. Milletini tanıyan, tarihini bilen, kudretli devlet adamı lazım."
İşte bugün o akıllı ve ileriyi gören devlet adamları ülkemizin başında olup" Tam Bağımsız Türkiye" ve "Türkiye Yüzyılı" hedefine ulaşmak için büyük bir mücadele içindedirler.
Akıllı olmak, ileriyi görmek ve bunun için planlar yapmak, tarihini bilen kudretli devlet adamlarının işidir. Bunu daha iyi anlamak için Devlet Bahçelinin 1992 yılındaki konuşmasını gerçekten anlamak ve devlet aklı ile yapılan uzun soluklu bir planın nasıl yürürlüğe konulduğuna bakmak gerekir:
Yıl 1992
Devlet bey kürsüde konuşuyor.
"Dünya yeni bir nizam getirdi. Kanada, ABD, Meksika, Kuzey Amerika Birliği kurarken, 12 Avrupa devleti, birleşik Avrupa devletine giderken, Sovyet Rusya'nın kabileler şeklinde küçük devletlere parçalanmasının bir manası olsa gerek.
Türkiye’yi 921 yıldan beri birlikte yaşayan insanları parçalayarak küçültmek istemelerinin bir manası olsa gerek.
Gelecekten ve 21. yüzyılda kucaklamakla şeref duyduğumuz, Allah'ın bir lütfu olarak karşıladığını, 1.merhale olarakta Türk birliği olarak düşündüğümüz bir gerçeği bugünden köreltebilmek için Türkiye üzerinde oynanan oyunları anlamak gerekmektedir.
Bütün bunların olduğu bir Türkiye’de hiç kimse bir şey diyemiyorsa hep beraber bir şey söyleyelim.
Ve diyorum ki, Cumhuriyetin 69.yılındayız.
Yıl 1992. 21.yüzyılın eşiğindeyiz.21 yüzyılın Türk yüzyılı olmasını istiyor isek gelin hep beraber haykıralım.
Cumhuriyetin 100.yılında 2023 yılında lider Türkiye olarak Türkiyeyi hazırlayalım."
Görüldüğü üzere 2023 ve Türk Birliği planları Devlet bey tarafından 30 yıl önce planlanarak deklare edilmiştir.
Milliyetçi hareket, böyle bir liderleri olduğu için gurur duymalı ve etrafında kenetlenmelidir.
Dünyanın açıkça üzerimize geldiği böyle bir dönemde, ayrılıklara değil birlik ve beraberlik içinde olmaya ihtiyacımız vardır.
Onun için diyoruz ki, Devlet gibi adam DEVLET BAHÇELİ.
