Erol KARA

Mahşerde Siyasetçi ve İdarecilerin İşi Zor

Erol KARA

Siyasetçi yönünü millete dönüp, gençlere kulak vermeli. 

Siyasetçi kibir ve enaniyeti yaşam biçimi haline getirip dava kardeşliğini bitirirse, en ufak bir kasırgada, şehre ayar vermeye kalkışırsa, her şeyin ayarı bozulur. Sonu kapatılan partilerin kenarda köşede kalmış mensuplarına döner. 

Siyasetçi özgürlükçü ve demokratik taleplere sırtını dönüp, nasıl olsa bendendir deyip, dostlarını etrafından uzaklaştırıp,  en ufak bir kasırgada, ali menfaatleri için yalan söylerse, vatandaşa hakaretleri yağdırırsa nezaketi sorgulanır ayakaltı olur. 

Şimdi kimse bana siyasetçinin nezaketini sorgulamaya haddiniz, hakkınız yok diyemez.  

Çünkü, Türkiye'de siyaset kirlendi.  

Kirlendi çünkü, ülkede yaşayan her birey, siyaset kurumuna ve siyasetçiye karşı güven duymuyor. 

Bakınız ; Türk siyasi tarihinde hep popülist politikalar, ahbap çavuş ilişkileri ve feodal yapı kendini gösterdiği için hükümetler sık sık değişip ülke koalisyonlarla yönetiliyor. 

Bakınız Japonya’da yıllardır aynı hükümet işbaşında. Niye çünkü hükümeti denetleyen bir mekanizma var. Hata yapan onurunu kurtarmak için zaten kendini lağvediyor. Bizde ise hata yapana yeniden görev verilip daha iyi yerlere getiriliyor ve sevabına günahına geçmişine bakılmaksızın ödüllendiriliyor. 

Siyaset kurumunun kirlenmesinde en büyük etken, partilerin tepeden inme listeler gönderilerek dayatma ile Milletvekili seçtirmesi.  

Tepeden inme isimleri, ön seçim yapmadan hür iradenin dışında dayatma ile milletvekili seçtiren partiler, özgürlükçü demokrasiden bahis edince inanı ki,  insanın gülesi geliyor. 

Bakınız : totaliter rejimlerde baskı ile partilerin tespit ettiği isimler halkın önüne gelir. 

İçim yanarak bir şeyin daha altını çizerek belirtmek istiyorum ki, Türk insanı duyarsız değil ama, olanları çaresiz izlemekle kalıyor bunun adı korkarım ki demokrasi değil başka bir şey oluyor. 

Kardeşin kardeşe silah çektiğini, iki müslümanın birbirlerine ağır sözler sarf ettiğini, dirliğin olmadığını, kara bulutların hiç gitmediğine tanıklık ediyorsak bunun sebebi hiç kuşkusuz sistemi belirleyen siyasetçilerden kaynaklandığını söylemek şüphesiz ki yalan olmaz. 

Türk siyasi tarihine bakıldığında geçmişten bu yana milletin vekillerini millet değil siyasi partilerin genel başkanları seçerek ülke insanının önüne getirip emir vaki yapıyor, sonrada parti içinde huzursuzluklar olup millete yansıyor. 

Ezcümle; Siyasetçi, dünyayı dünyalık için değil dünyadan hesaba çekileceğini bilerek yaşamalı. Çünkü mahşerde siyasetçilerin ve idarecilerin işi çok zor olacak.  

Unutmamak gerekir ki, bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, ol deyince olduran, öl deyince öldüren; kadere, rızga, ecele hükmeden bir Allah var. 

Selam Dua ve bilgi ile kalın. 

Yazarın Diğer Yazıları