Cemil TURGUT

Güzel Konuşmak Sanattır

Cemil TURGUT

Bilindiği gibi evrendeki varlıklar içinde konuşarak iletişim kuran ve anlaşan tek tür insandır. Bu özelliğinden dolayı da insan çevresiyle; duygularını, düşündüklerini, fikirlerini paylaşmak ister. Bu süreçte de doğru bir iletişim kurma, karşısındakiyle anlaşabilme gibi önemli bir nokta ortaya çıkmaktadır.

Peki bu nasıl olacak diye sorulursa verilecek en temel cevap insanın kendi ana dilini en iyi şekilde öğrenmesi gerektiği olacaktır. Yani anlaşmak için kurgulayacağı cümleleri kurallara uygun bir şekilde kurabilmelidir. Dilimizin en temel cümle kurgulaması özne-tümleç ve yüklem şeklinde olmalıdır. Bir başka ifadeyle insanın kendi meramını en iyi şekilde anlatabilmesi cümle kurgularken kelime ve kavramları yerli yerinde kullanmaktan geçer. Eğer kelime ve kavramlar tam olarak cümlede açık ve anlaşılır bir şekilde kullanılmazsa bir iletişimsizlik ve anlaşamama durumu ortaya çıkar ve buna bağlı olarak da birçok sorun yaşanır.

Şu cümleleri çevremizde çok sık duymuşuzdur. “sen beni yanlış anladın, ben onu söylemek istememiştim”. Ya da maksadını aşan bir cümle söyler, artık iş işten geçmiştir ve karşısındaki insan çok ciddi kırılmıştır. Konuşan kişi bir daha söyleyeceklerini toparlayamaz ve iş küslüklere, kırgınlıklara ve kavgalara kadar gider. Dünyadaki kavga ve gürültülerin de esas sebebinin bu anlamda iletişimsizlik olduğunu söylersek yanılmamış oluruz.

İşin bir başka yönü de, konuşmanın doğru anlaşılması için yeterli kelime tüketilmesidir. Ne yazık ki biz toplum olarak karşımızdakilerle çok az kelime ve kavramlarla iletişim kurmaya ve anlaşmaya çalışıyoruz.

Mesela bir Avrupalı ortalama üç bin kelimeyle iletişim kurmaya çalışırken biz tekrar etmeden ortalama beş yüz kelimeyle kurmaya çalışıyoruz. Çoğunlukla da toplum olarak jest ve mimiklerle konuşmaya çalışıyoruz.

Tabi ki çok fazla kitap okumayı sevmeyen bir toplum olduğumuz için ve dağarcığımızda kelime hazinemiz yeterli olmadığı için doğal olarak iletişimde de genel olarak problemler yaşamamız kaçınılmaz oluyor.

Konuşmanın ve sağlıklı iletişimin ne kadar önemli olduğunu bazı örneklerle aktarmaya devam edelim. “Adam gitmiş” diye bir cümle kurgulasak, adam eve mi gitmiş, yemek yemeye mi gitmiş, adam başka bir şehre mi gitmiş” gibi aklımıza birçok soru gelir. Oysa “adam yemek yemek için evine gitmiş” şeklinde cümle tam ve açık bir şekilde kurulmuş olsa bir iletişimsizlik yaşanmayacak.

İşte yanlış anlaşılmalara fırsat vermemek ve doğru bir iletişim kurmak; kişinin kelime hazinesine, kelime ve kavramların anlamlarını bilmeye ve öznesi, tümleci, yüklemi belli bir cümle kurgulamaya bağlı olduğu unutulmamalıdır. Bu sadece okulda alınacak eğitimle mümkün olmamaktadır. Eğitimle birlikte iyi bir kitap okuyucusu da olmak gerekir. Zira bir kelimenin doğru yazılışını ya da bir cümlenin doğru kurgulanışını en iyi okuduğumuz kitapta görebiliriz.

İyi bir cümle kurma alt yapısıyla birlikte konuşmanın bir de diksiyonla taçlandırılması durumunda hem kelime ve kavramlar doğru telaffuz edilmiş olacak hem de sağlıklı bir iletişim kurulmuş olacaktır.

Yukarıda bahsedilen konuşma serüveninin bizi getireceği nokta, muhakkak ki güzel konuşmanın sanat olduğu yönünde olacaktır. Bizler zaman zaman buna tanık oluruz. Bazı insanlar konuşmaya başlayınca büyük sabırla konuşmacıyı dinleriz. Öyle ki kendi aramızda yaptığımız değerlendirmede konuşmacının çok güzel konuştuğunu adeta konuşmasının bitmesini istemediğimizi ifade ederiz.

O halde konuşmayı “güzel konuşmak sanattır” noktasına getiren hususlar olarak; açık anlaşılır cümleler kurmak, kelime ve kavramları doğru telaffuz etmek, konuşmada yeterince kelime kullanmak olduğunu görürüz. 

Güzel konuşmayı sanat boyutuna çeken bir başka noktaysa kurulacak cümlelerin edebe, adaba uygun olması cihetidir. Yani konuşmada mümkün olduğunca argo ve küfür içeriği taşıyan ifadelerden kaçınılmalıdır. Konuşma bu yönüyle basit ve alelade olmamalıdır. Bir konuşmacının konuşmasında ne kadar düzgün cümle kurarsa kursun argo ve özellikle belden aşağı ifadeler kullanması karizmasını sarsacak ve onu dinleyicilerin gözünde değersizleştirecektir. Dolayısıyla iyi bir konuşmada nezaket, kibarlık ve hoşgörü konuşmacıyı daha da yüceltecektir.

Güzel konuşmak kadar iyi dinlemeyi de bilmek gerekir. Eğer bir konuşma dinleyenler tarafından ara ara sözlü müdahalelerle ya da bir takım hareketlerle kesilirse o konuşmadan lezzet almak mümkün olmayacaktır. Bu durum konuşmacının da insicamını bozacak ve konuşma akışı bozulacaktır. Bu bakımdan konuşma adabı ne kadar önemliyse dinleme adabı da o kadar önemlidir.

Hülasa doğru, güzel ve etkili konuşmak hem karşılıklı anlaşmanın hem de doğru iletişimin en önemli adımıdır. Yani kişinin ana dilini iyi derecede kullanması ile kelime ve kavramları doğru telaffuz etmesi sayesinde kin ve nefret gibi duygular en aza iner ve buna bağlı olarak hakaretler, kavgalar, dövüşler, ortadan kalkmış olur. Böylece insanlar daha güzel bir dünyada daha mutlu ve huzurlu yaşarlar. 

Yazarın Diğer Yazıları