Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Elazığ Geven Balı

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Artık Elâzığ Şehrimizin, “Coğrafi İşaretli Geven Balı…” var.
Geçtiğimiz gün Elâzığ Valisi Dr. Ömer Toraman, Belediye Başkan Yrd. Nazif Bilginoğlu ve ilgili kurum ve kuruluşların katıldığı; ‘gönül alkışlarımızla…’ bizleri de sevindiren bir toplantı oldu. 
Geniş katılımlı bu toplantı, “Elâzığ’ın Geven Balı Tescil Belgesini Alışıydı!”
Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliğinin, ‘uzun soluklu çalışmalar neticesinde’ Türk Patent ve Marka Kurumuna yaptığı başvurusu semeresini vermiş ve Elâzığ Geven Balı Markası Coğrafi İşareti Ürünü olarak tescillenmiş oluyordu.
Katılımcıların, Bal üreticilerinin yüzleri gülüyordu! Nihayet bir büyük başarıya imza atılıyordu.
Elâzığ Valisi Sn. Toraman’ın; “Biz üretimi önemsiyoruz!” sözleri elbette, “Gıda, Tarım ve Hayvancılıkta ana fikirdir!”  Elâzığ Şehrinin Coğrafi işaretli ürün sayısı artık 7’ye yükseldi. Bu sayı inşallah önümüzdeki yıllarda, 40’ları aşacaktır.
Elâzığ İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fırat Canbay’ı da yürekten kutlarım. Babası, kadim dostumuz Kemal Canbay’ın açtığı yolda, ‘bilgi ve birikimiyle ideal bir yürüyüşte…’ olduğunu gösterdiler. 
1970’lerden bugünlere Elâzığ Basınının içerisindeyiz. 45-50 yıl içerisinde tabir yerinde ise, “bir Vakanüvis misali…” çalıştık, çabaladık. İl Tarım Müdürlüğünde bir, “Kemal Canbay…” tanıdık! 
Toprağa o kadar bağlıydı ki, bu şehre; bu şehrin insanına o kadar sevdalıydı ki, ‘hizmette zamanla yarışıyordu’ Elâzığ Şehrinde, ‘gitmediği köy kalmamıştır…’ Sadece gitmek mi, ‘hizmet şiarıyla dopdolu bir vefalı dost…’ 
O toprakla haşır neşir oldu… Aynı zamanda, ‘iyi bir üretici…’ oldular. Gönlü, gözü tok bir insandı. Hanedan bir mizaca sahipti… Hizmeti severdi… O yürekle birlikteliğimiz bir ömür boyu devam etti. 
Allah mekânlarını cennet kılsın. 
Şehir vurgusu yaparken her zaman için, “Erdemle insandan Erdemli Şehre…” derim. 
Elâzığ Belediyesi Bünyamin Eroğlu Kültür ve Kongre Merkezi benim şahsi nazarımda, “tarihi bir günü yaşadı…”  Bütün katılımcılar ve konuşmacılar, “şehrin zenginliğine…” vurgu yaptılar. Gerçekten bu şehir, öncelikle; ‘insan kaynakları…’ başta olmak üzere her bakımdan zengin bir şehrimiz…
Arıcılar Yetiştiriciler Birlik Başkanı Fırat Canbay’la, ‘sohbetlerimiz…’ oluyor.
Canbay bizlere, birliğin 2003 tarihinde faaliyete geçtiğini ifade ediyorlar. Yirmi yıla yakın süreç içerisinde; ‘disiplinli, ilkeli, üretime yönelik bir çalışma…’ Hâlihazır da irili-ufaklı olarak 1500 aktif üretici Birliğe kayıtlı bulunuyor. Resmi kayıtlarda, ‘yüz binin üzerinde kovan…’ Elâzığ Şehri için önemli bir rakamı ifade ediyor. 
Elâzığ Şehrinde, ortalama olarak; her kovandan, “10-12 kg. bal alınıyor” 
Elâzığ Şehrinin yıllık bal üretimi, “750 ila bin ton…” arasında değişiyor. 
Şunu ifade edebiliriz, “Doğal Gıda Ürünlerinde Elâzığ Şehri Bal Üretimiyle çok önemli bir Katma Değere Sahip bulunuyor!”
Tabi ki, sürekli ‘teknolojik olarak kendilerini yenileyen…’ bir ekip çalışmasına sahipler. 
Fırat Canbay her hafta Kanal 23 TV’de, “Dört Mevsim Tarım…” programını, ‘eğitimci ve tarım hizmetlerini bilgilendirici…’ bir muhtevayla hazırlayarak, ‘bu sektöre önemli katkılarda bulunuyorlar.’
Asrımız,  , “İletişim Asrı…” “Bilişim/ veya Bilgi Asrı…” kavramı ilk sıralarda yer alırlar.
Asrımızda,  “iletişim teknolojileri…” bütün duvarları yıkmıştır!
İnsanlık artık, “Bilgi Modülüyle…” hareket ediyor.
Şehirler artık,  “markalarıyla…” tanımlanacak! Artık bu coğrafya da,  “markalar…” yarışacak!
Ve artık İller, “ürettikleri patentlerle…” anılacaklar. 
Gıdadan Giyime… Mobilyadan Tekstile… Bütün sektörlerde,  “marka…” diyoruz! 
Şüphesi ki, “Eğitim, Teknik Bilgi, AR_GE Çalışmaları ve Araştırma Enstitüsü…” 
Pozitif düşünen bir insanım… Bu sektörde, yarınların daha iyi olacağına da inanıyorum.
“Coğrafi İşaretli Geven Balı!” şehrimize hayırlı olsu.

AYET VE HADİSLERDE ARILAR
Allah'ın Elçisi (sav.) şöyle buyurdu: "Şu şifalı iki şeye devam ediniz: Bal ve Kur'an." 
İbn-i Mace, C.9, Hno: 3452
Hadis, "Kim, her ay üç gün  sabahleyin, bir kaşık bal alırsa; O kimsenin başına, büyük bir hastalık gelmez." 
Nahl Suresi 68-69 ayette şöyle buyruluyor “Ve Rabbin Nahl’e(bal arısına) vahyetti (ilham etti) ki,
‘dağlardan, ağaçlardan ve (insanların) kurmakta oldukları çardaklardan evler edin”
“Sonra her çeşit meyvelerden ye de (bal yapmak için)
Rabbinin(sana) kolaylaştırdığı (ve ilham ettiği sanatın yayılım)  yollarına gir!’
Onların (o arıların ) karınlarından, renkleri muhtelif bir içecek çıkar ki,
Onda insanlar için bir şifa vardır.
Şüphesiz ki bunda, düşünecek bir topluluk için kesin bir delil vardır” 
Bilim adamları ne diyorlar; “Dünya genelinde insan gıdasının % 90'ını karşılayan 82 bitki türünün 63'ü (% 77), Arılar tarafından tozlanır; Arılar olmadan bu bitkilerin tohum bağlaması hemen hemen imkânsızdır.”
O sebepledir ki, Einstein; “Arıların ekosistemden yok olmaları ile kıyamet arasında kurduğu irtibat…” düşündürücüdür!
Arıların belki de en hayret ve dikkate şayan özelliklerinden birisi de, hiçbir kargaşaya meydan vermeden birlikte yaptıkları sanat harikası, ‘matematik hesaplarla’ örülen  ‘altıgen hücreler’ peteklerdir!

KÂĞIDIN MUCİDİ ARILAR
Bir önemli bilgi olarak aktarmak istiyorum;
“18. yüzyılın başlarında Fransız bilimci Reaumur ormanda ağaçların arasında yürürken bir yaban arısı kovanı görür.
Yaban arıları evlerinde olmadığı bir zaman diliminde kovanı incelemeye başladı.
Kovanın kâğıttan yapılmış olduğu hemen dikkatlerini üzerine çeker.
 Peki, onlar paçavra kullanmadan kovanı nasıl yapıyorlardı?
Sadece paçavra değil, kimyasallar, ateş ve karıştırma tanklarını da kullanmıyorlardı.
Arılar insanların bilmediği neyi, neleri biliyorlardı?
Aslında her şey çok basitti.
Kısa bir gözlem sonucunda gördü ki,
Yaban arıları ince dalları veya çürümüş kütükleri kemirir gibi ağızlarına alıyorlar,
Burada mide sıvıları ve salyaları ile karıştırıyorlar
Ve kovanlarını yapmada kullanıyorlardı.
Reaumur arıların sindirim sistemini de inceleyerek buluşunu,
 1719 yılında Fransız Kraliyet Akademisi’ne sundu”
 

Yazarın Diğer Yazıları