Vefalı bir şarkıdır, Anadolu
Şefkati dağdan dağa aşar gelir
Gönüllerde markadır, Anadolu
Ferhat’ça, dağları döşer de gelir
MALAZGİRT YOLUNDA
Malazgirt yolunda uhrevi hava
Gül Bahçesi’nin nahif esintisi
Dertlerinden azade eden deva!
Bulutlarda kalbimin çarpıntısı
İnmiş yeryüzüne cennet-i meva
Malazgirt’te mahşerin görüntüsü
Titretir âlemi, makam-ı neva
Vatandır insana en kutlu yuva
GURBET DOLU SANCI
Gurbet dolu sancı,
İçim yorgun be hancı
Gözlerim sürgün bakar
Yürek ağlar, vatan sızlar
Vatan ağlar, yürek sızlar
Yüreğim vatan çarpar
BİR OLSAK
Bir olsak, diri olsak; rahmet yağar!
Zahmeti gayretle hayata döner
Adil yüze, güneş huzurla doğar
Gün doğumuna esenlik, selâm
YAMALI BOHÇA
Yirmi birinci asrın yamalı bohçası!
Alın sizlere düğün hediyesi!
Keyfi harcanırsa, milletin akçesi
Zülfüne dokunur bu yürek, ha diyesi…
Yazılır sizlere, ‘el insaf’ mersiyesi!
MÜZELER HAFTASI
Maşeri vicdanına danış hele
Üzerinde yaşadığın toprağın,
Zemininden kat kat aşağı in!
Elbet geçmiş medeniyetler,
Lâl olma, kör olma, tarihe uzan…
Eserler bırakmış nice milletler,
Resmeder hayatı kendi içinde
AMELLER
Bedri, “ameller niyetlere göredir”
Dil kirlenirse, kalbe de kir düşer!
Salih amel, ecdattan sonra bize töredir
Töre; dine, akla, örfe uygun düşer
SİYASET
Siyasetin uzun sürmez sefası
İnsan kimyasını bozar havası
Sinir harbidir, her sıklet kaldırmaz
Çoğu zaman, gıybet kokar nefesi
Toz bulutuyla bulanır hevesi
SEVGİ İMANDAN
Sevgi imandan bir cüz bilmez misin?
Sevgiyle nazar, kalbi ve hasbidir
Aşksız bir ibadet bir yoz bilmez misin?
Haset ve kibir sevginin hasmıdır!
GÜVEN
Güven, uhrevi bir tılsımı taşır
Gönül gözüyle bakarsan görürsün!
Hangi renk, hangi ışıkla ulaşır?
Marifetle dokunursan görürsün!
İster sözünü Kaf Dağı’ndan aşır,
Süzülmüş bir bulut gibi görürsün
Niyetinle yüzün düşer aynaya…
NİYET NEDİR
Niyet nedir, en gizemli yakarış
Gözyaşı nedir, şükrün edasıdır
Niyet orucunda karış karış,
Salih amelle iftar sedasıdır
DUT MEVSİMİ
Sıcaklarla dut mevsimi geldi mi?
Vişne, kiraz, erik oldu, olacak
Toprak ana, gül yüzüyle geldi mi?
Günümüz neşeyle doldu, dolacak
Hızır, İlyas bir araya geldi mi?
Gönül selâmını aldı, alacak!
ŞEHİT HABERİNDE
İçim kanar her şehit haberinde
Şâhadet ederim, kanım sizinle;
Birlikte aksın vatan seferinde…
Kurtarır tevhidi alın yazınla!
“Vatan sevgisi imandan” denildi
SU GİBİ AKIYOR
Zaman su gibi akıyordu…
Şimdi günler kar gibi eriyor!
Ak düşen saçlar, ‘yangından farksız’
Ürkek ceylan gibi bakıyordu…
Mahzun nazarlar efkârını seriyor
Gözüm dalar ufuklara…
Ufuklar mı emzirir ışıkları!
Her batan güneşin kızıllığı
Belki, hayatında son nağmesi
BU NASIL MÜTTEFİK
Bu nasıl müttefik, nasıl ittifak?
Örtüsünü kaldır, özünde nifak
İşte Kırım, işte Kerkük nicedir?
Ta içine kadar sızmış münafık