Ahmet KIZILKAYA

Elazığspor'a bir Mustafa Denizli gerek!

Ahmet KIZILKAYA

Elazığspor taraftarları için ızıdırapla geçen koca bir sezon nihayet bitti. 54 yaşındaki Kulüp 26 yıl sonra 3. Lige düştü.

Bugünlere gelineceği gün gibi belliyken maalesef Kulübü yaşatma adına ne doğru hamleler yapılabildi ne de ardı ardına yapılan yanlışlardan vazgeçildi.

Aslında bu yanlışlar süper ligden düştüğümüz 2014 yılından sonra başladı ve artarak devam etti. Bunları yeniden yazmanın alemi yok. Daha önceden defalarca yazdık çizdik, dilimizin döndüğü kadarınca uyarılarımızı da yaptık. Olmadı.  Halının altına süpürülen kirin pasın bir gün önümüze çıkacağı hesap edilemedi. Ya da günü kurtarma adına gelecek heba edildi.

2011-2012 sezonunda Elazığspor’u süper lige çıkaran bugünkü Başkan ve yönetimi, ne kurumsallaşmayı gerçekleştirebildi ne de kulübü süper ligin kalıcı ekiplerinden biri yapma noktasında bir başarı elde edebildi.

Başarı şöyle dursun Elazığspor’u süper ligden 3. Lige düşüren tarihin en başarısız yönetimi olarak kayıtlara geçtiler.

Oysa, özellikle şu son 5-6 yıl içinde sağlanan finansal yardımlar ve kamuoyu desteği doğru planlansa ve kullanılsa Elazığspor Kulübü bugün buralarda olmaz, en kötü ihtimalle PTT 1. Ligi’nde kalabilirdi. Gördük ki önemli olan, bir kulübü üst liglere çıkarmak değil, orada kalıcı olmak için doğru işler yapmakmış.

Hatırlayın Elazığspor’u yönetenler, süper lige çıkıldığında oradaki gelirlerle kulübün tüm borcunun kapanabileceğini, Elazığspor’un ayakları üzerinde durabileceğini söyleyip dururlardı.  Sonuç tam bir fıyasko oldu.  Bugün karşımızda büyük bir borç yüküyle 3. Lige düşen bir Elazığspor Kulübü var.

Demek ki finansal planlamayı yapamazsanız, vizyon projeler ortaya koyamazsanız, kendi mantığınızda diretmek yerine futbolun doğrularıyla hareket etmezseniz gün gelir sert bir kayaya çarpar ve ağır bir faturayla karşılaşırsınız.

Bir kulüp kişilerin kahramanlığıyla yaşayamaz, var olamaz dostlar. Kulüpleri yaşatan ve güçlendiren ilkeler, prensipler ve vizyoner bakıştır. Elazığspor yıllarca bu yanlışın kısır döngüsü içinde gitti geldi. Kongre salonlarında oluşturulan yönetim listeleri, bir gecede kendisine görev verilen başkan adayları bilerek ve ya bilmeyerek bu güzide kulübü ateşin ortasına attı.

Oysa bu yanlışlara daha önceden düşen birçok futbol kulübü bugün ya amatör kümelerde ya da kapısına kilit vurulmuş durumda. Bunlar biliniyorken aynı yanlışlar burada da yapıldı ve sonuç değişmedi.

Şiimdi önemli olan bundan sonrası. Şayet Elazığspor Kulübü yaşatılacaksa, hani hep dillerde dolaşan ‘marka’ değeri var olacaksa bu haftadan tezi yok ciddi adımlar atılmalı.  Geçen her gün Elazığspor’un aleyhine işliyor.

Yazının başlığında bahsettiğim Mustafa Denizli ruhu tam da bugünlerde ortaya çıkmalı. Büyük Mustafa adıyla Altay Kulübü’nün sembol isimlerinden olan Mustafa Denizli hoca, ilerlemiş yaşına rağmen süper lige çıkma uğraşı veren Altay Kulübü’nün teknik yönetiminin başına geçerek zor zamanda nasıl bir inisiyatif aldığını Türk spor kamuoyuna net cümlelerle ifade etti.

Bana ihtiyacı olan Altay Kulübü’ne benim de borcum var ve tüm motivasyonumla en üst performansımla hizmet edeceğim dedi Altay’ın Büyük Mustafa’sı.

Daha önce de söyledim kulüpler kişilerin kahramanlığıyla idare edilmez diye. Ancak Mustafa Denizli örneğinde bir camianın sembol bir isim altında buluşması ve hedefe kitlenmesi sözkonusu. Camia olmak biraz da böyle bir şey.

Şayet 54 yıl Türk futbol camiasında varlığını sürdüren Elazığspor Kulübü yaşatılmak isteniyorsa yapılacak şey belli. Daha önceden kulüp yönetiminde başarılı olan eski kulüp başkanlarımız ve futbolun içindeki sembol isimler, ki bunlara eski futbolcularımız da dahil, güçlü bir iradenin desteği ve koordinesinde bir araya getirilmeli ve bu şehir için, Elazığspor için bir adım atmalı. Bunu yapabilecek kurumlar da kişiler de belli. İdari ve finansal olarak belli bir kurumsal destek sağlanan Elazığspor, çok çabuk derlenip toparlanabilir. Yıllardır hüznün tam ortasında bu kulübün gidişatından endişe duyup çaresiz seyreden büyük halk kitlesi, adım gibi eminim ki kısa zamanda heyecan içinde kenetlenmeyi sağlayacak ve şehrin takımla olan duygusal kopuşu yeniden güçlü bağlarla ortaya çıkacaktır.

Deprem ve koronavirüs derken son yılları hep ızdırapla geçen bu şehrin bir hamleye ihtiyacı var. Ve bu şehir insanı yetki ve güç sahiplerinden bunu bekliyor.

İşler bir hale getirilecek olan Elazığspor, birkaç yıl bulunduğu ligde kalsa da doğruları onu kısa sürede üst liglere taşıyacak ve yeni stadyumunda eski güzel günlerinin heyecanını yaşatacaktır bu şehre.

Yok eğer herkes sorumluluktan uzak duracak kulübü kendi haline bırakacaksa yolun sonu bellidir. Bu anlamda çevre illerdeki bizimle aynı yıllarda kurulan kulüplere bakmak yeterli.

Tepeden tırnağa değişim şart. Yeni bir heyecan ve yapılanma lazım. En önemlisi yeni bir ruh gerek. Bu şehirde bu potansiyel var. Kulüp, bugün bir çıkmazın içinde. Bu yapıyla, bu bakış açısıyla yürümesi olanaksız.

Gelecek günler bu şehrin Elazığspor’a bakışının netleşeceği günler. Ya bir yol bulup hatalardan ders alarak sağlam bir şekilde yeni bir bir yapılanmayla yola devam edilecek ya da taraftarın ve şehrin sessiz çoğunluğunun  ızdırabı devam edecek.

Kimse polyannacılık oynamasın. Kulübün içinde bulunduğu durum belli.  Eğer ivedilikle bu kulübün önü açılmazsa ortada ne kaldırımda desteklenecek bir takım kalacak ne de yiğit düştüğü yerden kalkabilecek.

Beni okuyan, beni dinleyen, sözcüklerimin izini süren herkese teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.

Yorumlar 2
Mamos 12 Mayıs 2021 09:03

Dogru tespitler

Doğan 09 Mayıs 2021 14:51

Satın Kızılkaya Elazığspor 3 ligde oynadığı zaman süper lig yoktu. 3.2.1 vardı. Aslında Elazığspor 3. Ligden de aşağı düşmüştür. Saygılarımla

Yazarın Diğer Yazıları