Özel İdare Siyasilerin Neyi Olur?

Genelde en siyasi kurum olarak belediyeler gösterilir. Seçilen belediye başkanının siyasi bir kimliği, mensup olduğu bir siyasi parti ve bu partinin teşkilatları olduğu için belediyelerin hem kadrolaşmasına hem de eleman alımlarına siyasetin gölgesinin düşmesini çok da yadırgamamak gerekir. 

Özel İdare Siyasilerin Neyi Olur?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Her ne kadar liyakat ve ehliyet daha önce olması gerekirse de belediyeler hem bu iki önemli özelliği hem de siyasi gerçekliği göz önünde bulundurarak idari ve personel kadrolaşmasını gerçekleştirirler ve bu hangi  parti için olursa olsun  çok da yadırganmaz.

Ancak İl Özel İdareleri farklıdır. Her ne kadar İl Özel İdaresi meclis üyeleri de seçimle gelse ve onların da siyasi bir kimliği olsa da İl özel idarelerinin birinci derece yöneticisi ve başkanı,  o ilin valisi, yürütme görevi ise devlet memuru olan İl özel İdaresi genel Sekreteridir.

Bu konumuyla siyasetten ari ve uzak, herkese eşit hizmet vermesi gereken bu kurumlar, ne yazık ki belediyelere rahmet okutur derecede siyasallaşmış, partizanlaşmış ve siyasilerin arpalığı haline gelmiştir.

Geçtiğimiz yıl bu zamanlar bir Enes Somyürek olayı ile şehrin çalkalandığını hatırlayınız. Bu vatandaş, Çemişgezek Ak Parti ilçe başkanlığı, Tunceli İl başkan yardımcılığı gibi siyasi görevlerde bulunmuş, ardından hiç işe gitmediği Mazgirt ilçe belediyesine muhasebe büro elemanı olarak işe başlamıştı. 

Bununla yetinmeyen ve tatmin olmayan  Somyürek,  Ak Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş’ın ısrarıyla dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından istisnai kadro olan Tunceli Valiliği özel Kalem Müdürlüğüne atanarak KPSS’siz devlet memuru yapılmak istenmiş, ancak dönemin Tunceli valisi dik bir devlet adamı duruşu sergileyerek bakandan dahi gelen bu teklifi reddetme dirayetini göstermişti.

Tunceli’den ret cevabı alan ancak pes etmeyen Somyürek, bakan tavassutunu ve torpilini  bu kez Elazığ Valiliğinde kullanmak istemiş ve ne yazık ki başarılı olmuştu. 

Enes Somyürek Elazığ Valiliği Özel Kalem Müdürlüğü kadrosuna atanmış ve bir imza ile devlet memuru olarak İl Özel İdare Genel sekreterliğinde görevlendirilmişti.

Gariban insanların bir ömür tüketip yıllarını vererek KPSS’ye çalıştıktan sonra ve ancak 90 ve üzeri puan alarak atanabildiği memuriyete bu vatandaş, siyasilerin ısrarı Elazığ Valisinin de bu emir ve talimata uyma zafiyeti dolayısıyla bir günde devlet memuru olup çıkmıştı.

Valinin yakın çevresine bu olay için, “karizmamı kötü çizdirdim” diyerek gönlünün ve vicdanının rıza göstermeyip el vermemesine rağmen Bakandan gelen emri yerine getirmek zorunda kaldığını itiraf etmesine rağmen,  Enes Somyürek’in maaş alıp göreve gidip gitmediği dahi belli olmayan Özel İdare Genel Sekreterliğine bir siyasetçi yakını ataması daha yapıldı.

İlimizde iki dönem milletvekili yapan ve bu suretle vekilin danışmanlığını yapan şahıs, önce yine istisnai kadro olan doğudaki sınır illerimizden birinde kayyumun yönettiği kurumda Özel Kalem Müdürlüğü kontenjanından bir günde devlet memuru oldu. Daha sonra bu ile  bir daha uğramayan vatandaş, bu süre içerisinde vekilin danışmanlığına devam etti.

Gün geldi sayın vekilin vekilliği bitti ve söz konusu danışman özel kalem müdürlüğü üzerinden istisnai kadro ile devlet memuru olduğu ildeki görevine davet edildi. Ancak ne vekilin ne de danışmanın Hakkari’ye gidilmesi ve orada görev yapılması gibi bir gündemleri yoktu.

Yine siyaset devreye girdi ve söz konusu danışman, zincir halkası en gevşek kurum olduğu için olacak ki Elazığ İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği’ne geçiş yapmak amacıyla harekete geçildi.

Söz konusu kadro açılmasına ilişkin İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nün teklifi mecliste okundu. Teklifte talebin aslının ne olduğu, somut gerekçe ve isim zikredilmeden personel kodları yazılmış ve müphem bir kapalılıkla meclisin oylarına sunulmuştu.

Duyarlı meclis üyeleri bu teklifin kodla ya da teknik terimle değil de açıkça ne yapılmak istendiğini sorunca konu ifşa oldu.

Alınan gurup kararına rağmen sağduyulu ve vicdanlı bazı Ak Parti üyelerinin de ret oyuna rağmen bir oy fazlayla söz konusu danışman Elazığ İl Özel İdaresi kadrosuna memur olarak atanmış oldu.

MHP ve CHP’nin karşı oylarıyla hem siyaset hem de kamu kurum yetkililerinin yanlışta ittifak edip İl Özel İdaresine memur olarak atanan eski danışmanımız yeni müdür ya da genel sekreter adayımız, aynı yöntemle atanan diğer vatandaşlar gibi kuruma gelmemezlik mi yapar yoksa görevine sadık bir memur olur mu onu ilerleyen günlerde göreceğiz.

Söz konusu danışmanın İl Özel İdaresine geçişinin görüşüldüğü meclis toplantısında da ilginç diyaloglar yaşandı. Bir meclis üyesi “bizim adamlarımızı almıyorlar, başka adamları alıyorlar” diyerek aslında hem bir gerçeği ortaya koyuyor hem de İl Genel Meclisi üyesi olmanın asıl amacını bilmeden de olsa ortaya koyuyordu. Demek ki İl Genel Meclisi üyeleri de birçok kendi adamını bu kuruma aldırmış ve belki de sus payı verilmişti.

İl Özel İdaresinde zaman zaman alım yapılmakta fakat bunların hemen hepsi siyasiler arasında pay edilmekte ve sistem böyle yürütülmekte. 

İl Özel İdare Genel Sekterliğinde yasa gereği ilk söz hakkı olan Vali ile yürütme konumundaki Genel Sekreteri başta siyasiler ve meclis üyelerinden gelen taleplere geçit vererek kimseyi kırmak istemeyen maslahatçı bir tutum sergileyip siyasileri karşılarına almama pahasına gelen teklifleri olduğu gibi kabul ettikleri biliniyor. Yani İl Özel İdaresinde “hayır” deme kültürü ve dirayeti olmadığı için bir dönem devletin tüm imkânlarının sünger gibi emen ve sonunda sembolik ücretlerle satılıp bu kamburdan kurtulan KİT’lerde yaşandığı gibi İl Özel İdaresi de siyasilerin arpalığı olmuş durumda.

Çok önemli gördüğümüz bir hakkı da teslim edelim istiyoruz.  Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz yıllarda yine özel idaresine özellikle iş makinası operatörleri ve kamyon şoförleri alım ilanı yapılmıştı. Yine siyasilere kontenjan iddialarının ayyuka çıktığı, hatta bir görevlinin dürüstçe vatandaşa “alınacak adamlar belli” ifadesinin ardından söz konusu yetkili görevinden alınmıştı.
Torpil ve siyasi tavassut iddiaları üzerine CHP Milletvekili Gürsel Erol konuyu TBMM’ye taşımış, bunun ardından alımlar iptal edilerek, uygulamalı sözlü sınav yapılacağı açıklanmıştı.
Yapılan uygulama sınavını CHP Milletvekili Gürsel Erol da izlemiş ve sınavın hakkaniyetle ve şeffaf yapıldığını açıklamış ve yöneticilere teşekkür etmişti. 

Buraya kadar her şey güzel. Ancak şeffaf sınavla iş makinesi operatörü ve kamyon şoförü olarak işe alınan tüm personel, zaman içerisinde siyasileri araya koyarak hepsi kurum içi ve masa başı görevlerine çekildi.
Köyler hizmet beklerken trilyonlar verilerek araç filosuna eklenen iş makinaları ve kamyonlar yine atıl konuma düştü ve garaja çekildi. 

Bu konuda belki de ilk kez doğru, adil ve şeffaf bir alım yapan İl Özel İdaresi, bir kez daha siyasilerin tasallutuna uğradı ve mesleğinin ehli gül gibi operatörler masa başına çekildi.

Söylememiz şu ki İl Özel İdaresi, kamu kurumu olma ciddiyet ve kurumsal yönetim anlayışından çok uzaklaşmış ve her siyasi ve meclis üyesinin hatta farklı sektörlerde iştigal ettiği halde yapılan yanlışları ifşa etme tehdidi ile sayısız doğrudan teminle susturulan, yeterli üst ve iç denetimin yapılmadığı bir kurum haline gelmiştir.

Olası bir vali ve genel sekreter değişiminde ciddi usulsüzlüklerin ortaya çıkacağı ve soruşturmalara konu olabilecek konularla ilgili duyarlı ve vicdanlı meclis üyelerinin kapsamlı bir rapor hazırlayıp İçişleri bakanlığına gönderme gibi bir hazırlıkları olduğu ifade ediliyor.

 Hakkaniyetli ve adil yönetimle birlikte devlet adamı ciddiyet ve vakarıyla yönetim sergilenmesi, bedeli ne olursa olsun Tunceli Valisinin gösterdiği devlet adamı tavrını gösterilmesi hem kendileri hem de şehrimiz hem de siyasi iktidarı koruma adına doğru olacaktır.

Bir siyasiyi memnun etme adına iktidarı yıpratacak ve o siyasi partiyi tartışmalı hale getirecek bu gibi bireysel tasarrufta bulunulmasının olumsuz yansıması Cumhurbaşkanı Erdoğan’a olur ki bu da haksızlıktır ve kendine emanet edilen görevi kötüye kullanmak olur.