Kılıçdaroğlu'nun Yersiz Endişesi

Yüzyılın konut projesinin detaylarının Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanmasının ardından dün ilk başvurular başladı. E- devlet ve bankalar aracılığıyla alınan sosyal konut başvurularına 2 günde 2 milyona yakın insan başvurdu.

Kılıçdaroğlu'nun Yersiz Endişesi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Başvuru koşulları ve proje detayları TOKİ'nin sitesinde açıklanırken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili bir açıklama yaptı. 

Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından "Konut meselesi gündemde. Defalarca ısıtılıp ısıtılıp insanımızın önüne konmuş bir proje. Yıllardır aynı hikâye. Erdoğan, biliyorum seçim öncesi para toplamak için yapıyorsun bunu. Ben sosyal devletin savunucusu olarak sosyal konutların yaygınlaşmasını canı gönülden istiyorum." ifadelerini kullandı.

CHP lideri açıklamalarına şöyle devam etti: "Sana inanalım istiyorsan, bu işe müteahhitlerin girmesi için hazineden gelir güvencesi ver. Beşli çeteleri semirttin, asıl fakir fukaranın konutu için garanti ver. Vermezsen, sen de biliyorsun ki bu proje bitmeyecek. Gerçi alışkınsın sen boş toprağa yalandan beton harcı dökmeye…”

Kılıçdaroğlu’nun sosyal konut projesini itibarsızlaştırmayı amaçlayan cümlelerine elbette katılmak mümkün değil. Devletin, vatandaşlar için hayata geçirdiği her projeyi eleştirmek ana muhalefet Partisi genel başkanına yakışmaz.

Sosyal konutlar TOKİ marifetiyle yapılacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı bir kamu kurumu olan TOKİ, hangi iktidar gelirse gelsin vatandaşa verdiği sözü tutmakla görevli bir devlet kurumudur.

Kılıçdaroğlu’nun müteahhitlere hazine güvencesi verilmesi talebi eminiz ki başta TOKİ’den iş alan müteahhit firma yetkililerini dahi güldürmüştür. Zira TOKİ’nin yüklenici firmalara ödeme yapamama gibi bir sorunu olmaz. Çünkü bu kurumda geçmişten bugüne devam eden ödemeler sebebiyle sıcak para sorunu asla yaşanmaz ve yaşanmadı.

Kılıçdaroğlu’nun TOKİ’yi kamu kurumu dışında farklı bir oluşummuş gibi göstermesi ülke gerçeklerini bilmemek gibi kamuyu da bilmemek anlamına gelir.

Kılıçdaroğlu, TOKİ’yi böyle suçlamak yerine ihalelerin davetiye usulüyle değil de açık ihale usulüyle ve şeffaf olarak yapılması yönünde bir teklifi olsaydı belki haklılık tarafı olurdu. 

TOKİ’nin “Bir an önce bitirilmesini” gerekçe göstererek ilimizde deprem sonrası süreçte yaptığı gibi davetiye usulü  bu konutları ihale ederse işte o zaman Kılıçdaroğlu’na eleştiri hakkı doğar. Yok, eğer ihaleler, şartları tutan tüm firmaların katılmalarına yönelik ve açık ihale yöntemiyle olursa söz konusu eleştirilere mahal kalmaz ve endişeler de giderilmiş olur.