'Ekin Kardeşim, Ekin'

Özellikle gıda ürünlerinde yaşanan aşırı fiyat artışları tarımsal üretimin artırılmasını gündeme getirmiş, ancak başta mazot, gübre, tohum ve zirai ilaç  girdilerine gelen yüklü zamlar sonucu çiftçilerin ürün ekmeme yönünde bir kanaati öne çıkmıştı.

'Ekin Kardeşim, Ekin'

Bu gerçeği kendisi de gören ve Türkiye'nin tarımla öne çıkacağını söyleyen AK Partili Binali Yıldırım, çiftçilere seslenerek maliyetler için devlet desteğinin sağlanacağını belirterek her zamanki rahat üslubuyla “Mazotu düşünmeyin, ekin kardeşim, ekebildiğiniz kadar ekin” demiş.

Binali Yıldırım, “ekin kardeşim, ekin” dese de çiftçinin bu söze güvenip tarlasını ekmesi için somut adımların atılması lazım. 

Siyasetçilerin sözlerinin çok da hükmünün geçmediği, ekonominin kendi kural ve kaidelerini kendi koyduğu bu zor dönemde çiftçilere verilecek desteklerin somutlaştırılması lazım.

Binali Yıldırım umarız çiftçiye halen ve zaten verilen gübre ve mazot desteğini biliyordur. Destek var ama çok düşük. Çiftçinin harcadığı mazotun yüzde ikisini karşılan bir destek, destekse çiftçiden ekmesi beklenemez. Hele de bu destek tapu kayıtlarına göre veriliyor ve ekip biçildiği sorgulanmıyorsa daha vahim.

Binali Yıldırım’ın yapması gereken şudur: Çiftçilere verilen destekler, gerçekten çiftçiyi ekip-biçmek için umutlandıracak ve heyecanlandıracak  bir düzey ve seviyede olmalıdır bir.. 

Verilen destekler tapu ve ÇKS kayıtlarına göre değil, ürünün teslim edildiği kantar başında ve kilogram bazında verilmelidir iki..

Bu yapılmazsa çiftçi komik rakamlar da olsa destek parasını alır ama ekmez. Kar- zarar dengesine göre bu şartlarda ekmesi de zaten beklenemez.

Tarım konusunda, gıda ve gıda ürünlerine ulaşma hususunda önümüzdeki yıllarda sorun yaşamak istemiyorsak, üretime verilecek destekler konusunda kesenin ağzını açması lazım devletin. Bugün kendi köylüsünden esirgenen paralar, ekilmediği için dışardan alınan ürünlere kat ve kat daha fazlasının verilmesi  tehlikesi ile karşı karşıyayız ki bu durumu her yetkili de biliyor. Bilinen ve beklenen bir son için de önlem almak, adım atmak da yöneticilerimizin görevi. Öyle “ek” deyince ekecek bir çiftçi de kalmadı zaten.