Bir Eksiklik Var…

Oğuz Atay'ın 'İfade edemediğim bir eksiklik hissi var içimde, sanki her şey başka türlü olabilirdi...' cümlesini yaşıyoruz bugünlerde… 

Bir Eksiklik Var…

Çok şeyler söylemek istiyoruz, zihnimiz dolup dolup taşıyor, geceleri yastığa başımıza koyduğumuzda her konu ile ilgili binlerce düşünce hücum ediyor zihnimize… 

Ve tüm bunları yazıya döküp paylaşmak, dertleşmek, herkesi dinlemek ve çözüme odaklanmak istiyorsunuz lakin aynı fasitlik içinde uyanıyorsunuz sabahları..

Bu sarmaldan kurtulmak ve Atay’ın dediği gibi “başka türlü olabilir miydi?” gibi bir sorunun peşine takılıyorsunuz ve fakat günün sonuna varmadan yine başladığınız yere, daha doğrusu bulunduğunuz sıradanlığa mıhlanıp kalıyorsunuz…

Yeni şeyler söylemekle kalmayıp yeniden söylemek istiyorsunuz eski türkünüzü lakin onlar da eski ruhta ve eskide kalmış sanki.

Seni sana getiremiyor zaman… Sana güne ve gündeme dair yeni bir şeyler söyletemiyor mekân…

Her şeyden önemlisi de seni yenileyemiyor ve yükseltemiyor. Hülasa eksikliğin, tamir olamayışların devam ediyor.

Yeni şeyler söylemeyi, konuşmayı ve ufka bakmayı geçtik, hayattan hep alacaklıymışız gibi yaşıyoruz ki bu da bizi çok yoruyor, yıkıyor ve resmen debelendiriyor…

Yok yok!.. Hayat bu olmamalı.. Bu sıradanlık, bu durağanlık,  bu biteviyelik ve bu bikeslik, belki birileri için iç huzur kelimesiyle ifade edilebilir ama bize göre değil.

Güne ve geleceğe dair birkaç kelam edemeyecek, bunlara dair derin ve felsefi tahliller yapmayacak, toplumsal sorunların analiz ve tahlillerini irdelemeyeceksek ve günün sonunda “hoşçakal” diyecek birileri olmayacaksa dünyanızda, nedir bunun adı, yaşamak mı?

Çevreye, insanlara, olaylara, yaşananlara, sorunlara, sıkıntılara, tarihe, sanata, komşulara, gençlere, aileye ve çocuklara daha duyarlı olmak, bunlarla ilgili çalışmaların içinde olmak insana daha huzur getirmez mi? 

Bir işe yaramak, bir işin ucunda tutmak ve bunun huzurunu yaşamak varken bu uzlet, bu fetret ve atalet niye?

İsmet Özel’in “kendi sevdasına düşmüş biri olarak ölmek istemiyorum” cümlesi ne kadar da özetliyor söylemek istediklerimizi. 

Şairlerle farkımız bizim…