Aday Adayları Hazımsızlığı

14 Mayısta yapılması netleşen seçimler öncesi değişik partilerden milletvekili aday adayı olmayı düşünen isimler, saha çalışması yapmakla birlikte kendilerini daha görünür kılma adına zaman zaman medya kuruluşlarının konuğu olmakta ve kendilerini ifade etmeye çalışmakta.

Aday Adayları Hazımsızlığı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kamu çalışanı  olmayanlar bu konuda daha açık ve net konuşurken, YSK takvimi açıklanmadığı için memuriyet görevlerinden istifa etmeyen memurlar ise genelde kendi ilgi alanları, uzmanı oldukları konularda ya da STK temsilcisi sıfatıyla televizyon, gazete ya da YouTube mecralarında kendilerini ifade etmeye çalışıyorlar.

Bu durumdan kimler ya da hangi siyasiler rahatsız oldu bilinmez ama çarklar çalıştı ve Elazığ Valiliği 24 Ocak tarihinde tüm kurum ve kuruluşlara yazı göndererek 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Basına Bilgi veya Demeç verme başlıklı 15. Madde hatırlatmasında bulundu.

Oysa bu yasa ve yasanın 15. Maddesi yıllardan beri yürürlükte ve her zaman geçerli. Elazığ valiliğinin böyle bir hatırlatma ve üstü kapalı uyarma yapmasının zamanlamasının altında yatan gerçek ne?

Kulislerden sızan bilgi şu ki, kamu personeli olup da milletvekili aday adayı olmayı düşünen isimlerin medyada öne çıkmaları mevcut ya da eski siyasilerin tepkisine sebep olmuş ve bu durumdan rahatsızlıkları ilgili mercilere iletilmiş.

Bunun sonucu olarak da depremin üçüncü yıldönümü olan 24 Ocakta söz konusu yazı tüm resmi kurumlara iletilmiş.

Bu gelişme ile birlikte adaylık düşünen memurlar, kendi görevleri ile ilgili açıklama bile yapamayacak, kamu kurumlarının müdürleri ise bir gün öncesinden ne konuşacağına dair metinle birlikte valilikten izin alacak. 

Yazıya göre kendi alanı dışında konuşmak zaten yasak. Hele siyaset hepten yasak.

Her ne kadar 657 sayılı DMK’nın 15. Maddesi buna bir sınırlama getirse de Danıştay’ın 2016/2974 sayılı kararı memurların elini güçlendiriyor.

Bir memurun kendi çalıştığı kurumla ilgili olmayan bir televizyon kanalındaki açıklamasına birinci sicil amiri tarafından verilen “kınama” cezasının Danıştay’a taşınan dosya ile Danıştay’ın verdiği karar şu:

“Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile soruşturma raporunun değerlendirilmesinden, davacının özel bir televizyon kanalında yaptığı açıklamaların yürüttüğü kamu göreviyle ilgisinin bulunmadığı, bireysel görüşlerinin dile getirilmesine yönelik olduğu ve Anayasal ifade özgürlüğünün sınırlarının aşılmadığı, dolayısıyla söz konusu programa katılma konusunda kurumunu bilgilendirme ve izin alma yükümlülüğünün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” 

Danıştay’ın bu emsal kararı, memurların aday adaylığından korkan siyasilerimiz için kötü bir haber olsa da durum bu. Ve Türkiye bir hukuk devleti. Nokta.