Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bayram Sabahı...

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Abdurrahim Karakoç bir şiirinde, ‘Bayramı’ şöyle tarif eder;
“Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar, rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani”
Y. Kemal Beyatlı ise şiirinde şöyle der;
“Ulu mabette karıştım vatanın birliğine
Çok şükür Allah’a bu saatlerde yine
Yaşayanlarla beraber bulunan ervahı
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı”
A.H. Tanpınar ne diyor; “Bayram sabahı güneş bile, başka türlü adeta
ruhani doğar”
Çok doğru… Bayram sabahının, ‘ruhani bir hali…’ İnsanı kuşatışı var.
Bayram Sabahı…  Bir büyük, ‘kişilik eğitimi…’ Milyonlar, aynı safta
tanış oluyorlar!
İdealler, aynileşiyor! Orada, nokta büyüklüğünde; “Ne ayrım, ne de tefrika yok…”
Milyonlar, ‘bir akıl, bir yürek…’ ‘Birlik rüzgârları…’ ruhları okşuyor!
Bayramları,  “ medeniyet dersi” olarak okuyabilir, tanımlayabiliriz.
Elâzığ’da da, o ruhani atmosferi, hane olarak, mahalle olarak, bir
şehir olarak büyük bir coşkuyla idrak ediyoruz.
Bizler, bayram sabahına, uzun soluklu,  “sabır yürüyüşünden…” geldik.
Bayramlar, Cenabı Allah’ın bizlere ikramı… O kutlu yürüyüşte, hak
katından, “müjdeler…” var
“And olsun Allah yolunda koştukça koşanlara…” (Adiyat,1)
Kur’an okulunda, ‘dersler…’ aldık! Birlikte, “saf…” olduk, Saflarımızı
sıklaştırdık…
İftarlarda, sahurlarda, seherlerde; “Dualar, Yakarışlarla…” yerler ve
gökler inledi!
Gönüller besteledi, gözyaşlarını. Kur’an’ın boyasıyla, “boyandık…”
Bayram Sabahına, Oruç gibi kutlu bir cihattan; “nefis mücadelesinden…” geldik!
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!” emriyle, olmaya, Takva elbisesini
giymeye, hayırlarda yarışmaya, 72 millete, bir gözle bakmaya, gönüller
yapmaya geldik.
O sebepledir ki, bayram günlerinin sizleri de derinden etkileyen çok
farklı bir atmosferi var.
Her ailede, her çatı altında, “Bir cennet muştusu…”
Bayram Sabahı, bir büyük coşku, bir büyük heyecan, ‘şehir bir arı
kovanı misali’ gencinden yaşlısına bütün yüzler, en yakın camiye
yöneliyor. Kalbi bir yakınlık içerisinde,  “Bayram Namazına…” İlk
selam orada, İlk bayramlaşma orada… Ülkemdeki, bu güzelliğin tarifi
imkânsız gibi… Bayram barışın öznesidir… Bayram uzakları yakına taşır…
Gönüller bayram eder, bayramlaşır…
Bayramlar, “aile bağlarını, yakın ve uzak akrabalık bağlarını,
içerisinde yaşadığımız toplum bağlarını güçlendirir…” Daha diri, daha
canlı bir cemiyet dokusunu hazırlar…
Ruhumun derinliklerinden süzülerek gelen sözlerle; bayramı ifade etmek isterim!
Bayram,  ‘ayrıcalık…’ değil; Bayram, ‘Barıştır…’ 780 bin km2’de
yaşayan; 85 milyon insanımızın, “Barışıdır…” Şu bayram sabahında, en
müstesna dualarımız ve yakarışlarımız; “Filistin ve Doğu Türkistan’ın
huzura ve barışa kavuşmasıdır”
En büyük dualarımız ve yakarışlarımız;
Bayram,  ‘çağrıdır…’ Birliğe, beraberliğe çağrıdır!
Bayram, ‘davettir…’ Bütün güzelliklere, erdemliklere davettir!
Bayram,  ‘fedakârlıktır…’ İnsanın önce kendi nefsinden, sonra
sevdiklerinden fedakârlığıdır!
Bayram, ‘hediyedir…’ Oruç gibi faziletli bir ibadetin bizlere en güzel
hediyesidir!
Bayram bu bağlamda, Kalplerin yumuşadığı, şefkat ve merhametin zirve yaptığı,
Sevgi pınarlarının çağladığı günlerin; “en kutlu adı…”
Kur’an ne diyor;  “Birbirimizi sevmekle mükellefiz…”
Hadis, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, Birbirinizi sevmedikçe de
(gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız!”
Bayramlar bizlere, “kardeşlik hukukunu” hatırlatıyor.
Bayramlar, küslerin barıştığı, sıla-ı rahim…’ yapılan günlerdir.
Bayramlar,  insanların ‘selamlaştığı…’ günlerdir!
Bayram Sabahına; “Sabrı yudum, yudum içerek; Takva Elbisesini giyerek;
Şükür Sofrasına ererek geldik…
Bayram; birliğin, beraberliğin, barışın adı…
Bayram Sabahı, o sabahın coşkusunda; kâinatın tesbih halini tefekkür
etmeye çalıştım; “dağlar,  bu sevgiyle kıyamda… Vadiler, rükûda…
Ovalar, sükûtun manevi ihramında…” Yollarda, sevgi seli; bir tatlı
vuslata akıyor!

BAYRAM SOFRASI
“Baba, anne, kardeşler ve torunlar!”
En güzel elbiselerini giymişler
Sevgi saygı güven dolu bakışlar
Eller öpülür, gönüller tatlanır
Canlar sofra etrafında toplanır
Sofra, sohbet, gül ikramı gibidir
İkram bir hoş sedaya dönüşür
Babam, “Hacı Hayri’den bir gazel okur”
Anam, ‘manilerle bizlere dokunur’
Daha ilk bayramımda özledim sizi
Bayramın en güzel ikramı, ‘selâm’
Gönüllerin şefkat kokusu, ‘kelâm’
Genci, ihtiyarı ayrı bir âlem
Çocuklara, izzeti ikram olam!

Yazarın Diğer Yazıları