İlhami BULUT

ATATÜRK VE MUSTAFA KEMAL

İlhami BULUT

Ve bağlacı gereksiz ve yanlış duruyor gibi, aslında hiç de öyle değil.

              Niye ATATÜRK ve Mustafa Kemal’in anlamları aynı değil mi?

              Değil;

               Nüans farkı çok mühim çok.

              Bunun ayrımına intikal etmek gerek; 1881’de dünyaya gelen Mustafa, öğretmeninin Kemal ismini ilave etmesiyle Mustafa Kemal hüviyetini taşımaya başlar.

              Öz adı Mustafa Kemal olan Cumhuriyetimizin kurucusuna TBMM. 24 Kasım 1934 tarihinde A  T  A  T  Ü  R  K soyadını vererek; 27 Kasım 1934 tarihinde resmi gazetede yayınlanır ilgili kanunun bir maddesi şöyledir.

              “Bu kanun, Büyük Türkiye Meclisi tarafından icra olunur.”

              ATATÜRK soy adı kurumsallaşmıştır, sadece bir soy isim değil; Türk Ulusu’nun ortak paydasıdır İstiklal Marşı gibi, Bayrak gibi ilkeleri olan, siyaset üstü bir değerdir.

              Mustafa Kemal, Gazi Mustafa Kemal her fani gibi; Rabbimizin verdiği ömrü tükenerek 10 Kasım 1938’de hakkın rahmetine kavuşmuştur, nur içinde uyusun, Mevla gani gani rahmet eylesin, inşallah bizlere hakkını helal eder Gazi Mustafa Kemal;

               Peki ATATÜRK öldü mü? Bu çok mühim işte,  ATATÜRK kurumsallaşmış, bir yönetim biçimi olmuş, bir ulusun diriliş destanının temelidir,  ilkelerle donatılmış Cumhuriyetin tezahürüdür.

               Bundan 50 yıl kadar önce ben on yaşlarındaydım; bizim bir akrabamız vardı, inşaatta işçi olarak çalışırdı, inşaata, işe giderken Elazığ’ı bilenler bilir Öğretmen Evi’nin önünde ATATÜRK’ün büstü bulunmaktadır. İş yerine kestirme olmamasına rağmen o yorgun argın haliyle; her gün oradan o büstün olduğu yoldan işe gider gelirdi.

               Sorarlardı sana ne faydası var ki; yolun uzatıp, oradan gidip geliyorsun diye, derdi ki; “ben her gidip gelişte ATATÜRK’ün resmini ve büstünü görüyorum bu Memlekette bunun kanunları geçerli diyorum. Bana öyle bir güç geliyor ki”  derdi. Milli inanca dönüşmüş sevda.

               Ölü gözüyle bakmıyor, yaşıyor diyor, kanunları yaşıyor; insan onuruna yakışır kurduğu düzen, Cumhuriyet yaşıyor diyor asıl olan bu.

               Aynı yıllardan hatırlıyorum gerek iş yerine gerek camiye giden olsun hemen herkes bu mülahaza ile bakar ATATÜRK ve Gazi Mustafa Kemal’a, bu halende aynı minval üzere sürmekte hepimizin nezdinde;

               Basit bir örnekleme; baştan beri ATATÜRK’ün Tekke ve Zaviyeler kanunu uygulansaydı bu FETO. İblisi bize bu denli musallat olabilir miydi? Hayır.           

               ATATÜRK inançlıya, inançsıza herkese eşit mesafede olan medenice birlikte yaşamanın Türkiye kodlarındaki adıdır.  Bir tüzel kişiliktir. İnsanlar somut olarak vefat eder. Soyut boylamı ameli, yaptıkları ile orantılı olarak yaşar. Yunus Emre öldü diye şiirlerini okumuyor muyuz, şiirleri öldü mü hayır. İşte bunun gibi.           

               Tabi ki; kasıtlı değil ama ATATÜRK’ün ruhuna Fatiha diyoruz,  Gazi Mustafa Kemal’ın ruhuna Fatiha okuyalım ve hatta hatim indirelim bana göre merhum Mustafa Kemal’ın bizdeki bir alacağıdır bu vecibe.

              Ama ATATÜRK’e Fatiha okuduğumuz gün Allah korusun sonumuzun resmidir. Harap oluruz harap, Arabistan’ı bu konuda menfi örnek vermek yeterli olur sanırım.

              Bu anlamda ATATÜRK yaşamalıdır ve yaşayacaktır da, Allahın izniyle.

             Bu gün 10 Kasım 2017 Gazi Mustafa Kemal’in hakka yürüyüş günü rahmet olsun, nur içinde uyusun, şükranlarımızı ifade ediyoruz dualarımızla.

            Ama ATATÜRK Türk Ulusu’nun müddet-i ömrü demektir ve hep payidar kalacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları