Yenihayat: Elazığspor ayağa kalktı elbette yürüyecektir
Bordo Beyazlı Temsilcimiz Elazığspor'un teknik direktörü Bülent Yenihayat, Hakimiyet Gazetesi ve Hakimiyet Haber dijital platformlarına özel açıklamalarda bulundu.
Şehrimizin asırlık çınarı, en büyük markamız, hüzünlerimizin, neşemizin anılarımızın takımı Elazığspor’umuzun nabzını Hakimiyet Haber takipçi ve okuyucuları için tutmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda takımımızda göreve geldiği günden bugüne kadar önemli başarılara imza atmakla kalmayıp, şehir ve taraftarlarla bir gönül bağı kuran, kırk yıllık Gakgo gibi Elazığ’ın spor kültürünü yaşatan, yenilmezlik serisi ile “The Winner” unvanına layık görülerek adını tüm ülkeye duyuran Teknik Direktör Bülent Yenihayat ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Yenihayat, Elazığspor ile anlaşma hikayesini, bir önceki sezon yaşanılan başarının özetini, takımın güncel durumunu ve gelecekte yapılacak işlerle ilgili bilgileri detaylı olarak samimi bir dille takipçi ve okuyucularımız için anlattı. Yenihayat, taraftarlara bir müjde de vererek eksikliklerin giderilmesi için çalışmalara başlıklarını kaydetti. İşte Elazığspor adına tüm detaylar…
Sayın Hocam, Asırlık çınar, şehrin en büyük markası Elazığspor’un teknik direktörlük görevine getirildiğinizde, hedefi olan ancak başarısız sayılabilecek bir ivmeye sahip bir takımı devralmıştınız aslında. Ve bu hedeflerin ilk aşaması sizlerin de büyük katkısı olan bir şampiyonlukla taçlandırıldı. Bu konuda neler söylersiniz?
Geçen sezon ilk defa 6’ncı maça çıktık, Elazığspor kariyerim Silifke maçıyla başladı. Ondan önce de Batman maçının ardından bir görüşmemiz olmuştu.
"GELDİĞİMİZDE 1 GOLÜ OLAN VE GALİBİYETİ OLMAYAN BİR TAKIM VARDI”
Pazarspor ve Batman maçlarını görüntülerini izledikten sonra Velimeşespor maçını yerinde izleyip ondan sonra karar verildi. Sezon başında da bir görüşmemiz olmuştu o zaman anlaşamadık. Velimeşespor maçından sonra kararımızı verdik. 10 Ekim itibariyle Elazığ’a geldik. 3 gün takımla beraber çalışıp Silifke maçına çıktık. Geldiğimizde 1 golü olan, galibiyeti olmayan, sezona iddialı başlayıp iyi bir başlangıç yapamayan bir Elazığspor vardı.
Önceliğimiz kötü psikolojiden kurtulup maç kazanmaktı. Takım öncelikle kazanmanın hissini elde etmeliydi.
“ELAZIĞSPOR’UN DAHA DA YUKARIDA OLMASI GEREKİYOR”
Silifke maçı da istediğimiz gibi oldu 2-0 kazandık. Bay haftasına giriyorduk maçtan sonraki hafta. Bay haftasında biz oyuncuları tanıyacaktık onlar bizi tanıyacaktı. Kafamızdaki oyunu onlara geçirebilmek Karşıyaka maçına moralli gitmek için Silifke maçını kazanmak gerekiyordu. 26 Maç sonunda play off finalini oynayarak bir üst lige çıktık. Bizi mutlu etti. Peri masalı gibi bir sezon oldu bizim için. O sezona katkısı olan herkese teşekkür ederim. Elazığspor şehrin en değerli markası ben ilk geldiğimde de söyledim. Altın çamura da düşse değer kaybetmez. Elazığspor önceki dönemlerde zor günler geçirdi. Takımımız bir markadır eğer doğru idare edilip doğru yatırım yapılırsa, Elazığspor’la doğru bir şekilde ilgilenilirse geçen sezonki çıkışı yeniden sağlayacaktır. Şu anda da o yoldadır bence. Yeni bir temel oluşturuluyor. 2’nci ligde olması iyi ancak daha yukarıda olması gerekiyor.
Elazığspor Süper Lig’de oynadı ama bugüne bakılması gerekiyor, geriye değil. Elazığspor ayağa kalkmıştır, bundan sonra yürümeye başlayacaktır. Biraz sabır ve yatırım gerekiyor. Hatalar olmayacak mı, oluyor. Elazığspor doğru yatırım ve doğru ilgiyle, şehrin de bunu istemesiyle eski günlerine kavuşacaktır. Elazığspor için bir şeyler yapmamız gerekiyor.
Sayın Hocam, Göreve geldiğiniz günden bugüne kadar geçen süreçte sportif başarıların yanında şehir insanı ve taraftarıyla da bir gönül bağı kurdunuz. Spor kültürü olan, takımına aşık taraftarlar bulunan bir şehirde bu gönül bağını neye bağlıyorsunuz?
En başından beri epey samimi olduk ve taraftar da bunu yakaladı. Geldiğimizden beri doğal davranıyoruz. Aslında aramızda hiçbir statü yok, mesafe koymuyoruz herkesle konuşmaya çalışıyoruz. Herkesin talebine ilgi gösteriyoruz.
“FUTBOL ŞEHRİ OLMAK KOLAY DEĞİL”
Futbol şehri olmak kolay değildir. Bizi grupta da yatırım yapılan birkaç takım var ama istedikleri kadar yapsınlar, hiçbir zaman futbol şehri olamazlar çünkü bu bir kültürdür. Elazığ’ın da böyle bir kültürü var. Bizler en başından beri şeffaf olup doğal davranmaya çalıştık bu yüzden taraftarla aramızda bir bağ oluştu. Bu nedenle çok mutlu, çok keyifliyiz.
Hocam, geçen seneki başarılı gidişatı bu sene ligin başlangıcında devam ettirdik ancak özellikle Menemen yenilgisiyle daha farklı bir sürece girilmiş oldu. Özellikle son haftalarda son dakikalarda alınan- verilen puanlar hakkında neler söylersiniz?
Bizim grubun lideri Aksaray. Yanılmıyorsam Aksaray da son 3-4 maçı son dakikalarda kazandı. Futbol; sürekli kazanacaksın, her maçı alacaksın diye bir şey değil. Diyarbekirspor takımı geldi bize hiçbir şey yapmadan, maçta belki hiç şutları yok, Mücahit’e belki hiç top gelmedi, korner atmadılar ve maç 0-0 bitti. Futbolda böyle şeyler oluyor.
“DAHA İYİ OLMAK İÇİN ÇALIŞMALAR YAPACAĞIZ”
Son maç şu ana kadar gösterdiğimiz en kötü performanstı, bilhassa maçın ilk yarısı. Bu anlamda muhakkak birtakım çalışmalar yapacağız. Oyunculara da söylüyorum topu belirli bir noktaya kadar getiriyorsunuz ama ondan sonrası beceriye kalıyor. Antrenmanda her türlü çalışmaları yapıyorsun ama bazen kontrol etme şansın olmuyor. Oyuncu o gün formsuz olabiliyor, o an beceri anlamında yeterli olmuyor. Evet, antrenman çeşidini değiştirebiliriz, gol vuruşunu biraz daha arttırabiliriz ama o sırada bizim kontrolümüz olmuyor, tamamen oyuncunun becerisinde olan bir durum.
“SADECE 1 OYUNCU TAKIMIN BÜTÇESİNİN YARISINI İSTEDİ”
Takımın mali yapısını düzeltmek gerekiyor, ben buradan gittikten sonra Elazığspor’u ipotek altına aldırırsam, bu şehirde başarı olmuş sayılmam. İstediğim kadar şampiyon olayım bir miras bırakmaz lazım. Bu kulübü borçlandırmamalıyım, yönetim de bu çaba içerisinde. Hem borçları kapatıp hem de yarışmacı bir takım oluşturmak gerçekten zor bir iş. İnsanlar geçiyor ekranın başına, bir oyun var menajerlik oyunu. Sanaldan istediğini alıp satabiliyor. İşler kötü gittiği zaman ekranı kapatıp, açıp tekrardan başlıyorlar. Benim böyle bir imkanım yok, istediğim oyuncuyu alamam. Bir oyuncuyu almak istedim mesela, görüştüm de. Sadece bu oyuncu bizim bütçemizin yarısını istedi.
Bazı takımlar piyasadaki rakamları biraz şişirdiler, teklifler bir garip bir hal almaya başladı. Bir üst lige çıktığımız zaman işimiz biraz daha kolay maliyetler biraz daha düşecek. İşin içine yabancı giriyor. Birinci ligde yabancılar bu fiyatlara oynamıyorlar.
Sizin sezon başında takımın yeterli olduğuna dair söylemleriniz olduğuna dair de bazı eleştiriler var. Bunun yanında bir de sportif ve maddi gerçeklikler olduğunu biliyoruz. Daha önce transferler konusunda iddialara birçok kez yanıt verdiniz ancak bu konuya açıklık getirmek adına bu yöndeki eleştirilere neler söylersiniz?
“BURAK VE BURHAN SEZONU KAPATTILAR”
Taraftarlarımız şunu bilsin, eksik görülen yerler için bizim de hazırlamış olduğumuz bir rapor var. İki hafta önce hazırlığa başladık. Eksik gördüğümüz bölgelere muhakkak takviye yapacağız. Belirli bir mevkiye oyuncu alacağız diyemem, maçlarımız devam ediyor şu anda, kiminle görüştüğümüzü ve kimi düşündüğümüzü de söyleyemem. Çünkü buradaki oyuncuyu zora sokmak istemiyorum, bu kendi adımıza da doğru olmaz. Ama bu futbolun gerçeği. Burası profesyonel bir ortam. Muhakkak eksik görülen yerlere takviye yapacağız. 2 tane oyuncuyu kaybettik. Biliyorsunuz, Burak’la Burhan sezonu kapattılar. Bu durum da bizdeki transfer ihtiyacı sayısını artırdı. Bununla alakalı bir çalışma yapıyoruz. Taraftarlarımız endişe etmesinler. Beklentiyi karşılayacak oyuncular alacağız.
Sayın Hocam, taraftarlardan özellikle ligin 2. Yarısı için ciddi bir transfer beklentisi var. Ligdeki son haftaları değil ancak bugüne kadarki tabloyu değerlendirdiğimizde iskeleti sağlam, kaliteli isimlere de sahip, ruhu olan bir takımımız olduğunu biliyoruz. Hedefe doğru giden yolda tüm eksikliklerin giderilmesi adına taraftarlara müjdeleriniz olacak mı?
Futbolda şu da var: Sezon başında herkes bir isim söylüyor, teklif edilen bir santraforun gittiği takımda şu an 2 golü var, geçen senenin gol kralı olmasına rağmen. Aldığın futbolcu kötü çıksa “bunu nereden buldunuz?” denecek. Futbolun bir doğrusu yok. Oyuncu gelecek burada uyum sağlayamayacak, şehre, takıma, oyuna, arkadaşlarına alışamayacak. Futbolda bunlar da çok yaşanıyor. Devre arası transferde biraz daha titiz davranılması gerekiyor. biz de o anlamda titiz davranıp doğru bir bütçe çıkarmalıyız.
“OTURDUĞUN YERDEN DESTEK OLAMAZSIN”
Geçen biri bana belirli bölgelere transfer lazım dedi, isim de verdi. Ben de dedim ki vermiş olduğun isimlere böyle bir rakam lazım. “aa o kadar mı?” dedi. O kadar. Sanal parayla alınmıyor. Dediğim gibi yönetimin de bütçesi var, belirli bir bütçe çıkartılacak. O da önemli. Bu bütçe doğrultusunda hareket edeceğiz. Ben de isterim hemen gideyim en iyisini alayım. Ama bütçenin el vermesi lazım. Uzaktan atıp tutmak kolay, bir şey yapsınlar Elazığspor için. Katkı sadece oturduğun yerden nemalanmak değil, Elazığspor’u ne kadar yukarıya çekebilirim, diye düşünmektir. Gidip bir kombine satabilirsin ya da ürün alırsın, kulübe bağış yaparsın. Elazığspor’u çok seviyorsak eğer bunun için çabalamalıyız.
“BELKİ YOKLUĞUMUZDA HER ŞEY DAHA İYİ ANLAŞILACAK”
Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum, Elazığspor’u korumaya çalışıyorum. Belki yanlış anlaşılıyorum ama bunu 2-3 yıl sonra, kulüp sıfır borçla girdiği zaman bir şeylerin daha rahat olabileceğini biz burada yokken daha iyi anlayacaklar.
Biz kolaylık sağlıyoruz. Ben de derim kardeşim. “Bana iki yüz bin iki yüz elli milyonluk bütçe hazırlayın, bu oyuncuları alın” derim ardından çeker giderim.
Bir sene sonra ne olacağı arkamdan neler sallayacakları umurumda olmaz. Benden önceki hocalara şu an sallıyorlar, ben böyle bir şey istemiyorum. En başından beri söyledim bu kadar sevildiğim ve böyle bir bağın oluştuğu bir yerde bu kadar kötü bir miras bırakamam.
Hocam, sizlerin geçen yıl yaptığınız birlik ve beraberlik çağrıları kenetlenme duyurusu şehirde ciddi bir karşılık bulmuştu. Bu doğrultuda son olarak neler söylersiniz?
“TARAFYAR İYİ GÜN KÖTÜ GÜN AYRIMI YAPMAMALI”
Taraftarlarımız bizi her zaman destekliyorlar ancak son haftalarda bu biraz düştü. Skora bağlı bir destek olmamalı. Boşuna söyleniyorum, burası futbol şehri. O tribün ne olursa olsun doldurulmalı. Şehrin de aynı şekilde geçen seneki gibi sadece işin final kısmında olmaması gerekli. Sadece halk için söylemiyorum şehrin ileri gelenleri de Play-Off döneminde buradaydı. Baktığımız zaman yine bazıları burada ama birçoğunu da aramızda göremiyoruz. Bunun devam etmesi lazım, ortak payda yine Elazığspor. Biz burada gelip geçiciyiz, aslolan Elazığspor’dur. Hem siyaset üstü hem de en şehrin en önemli markasıdır. Bu yüzden sadece işin final kısmında, işler iyi gittiğinde, seri yakaladığımızda ve sürekli kazandığımızda yanımızda olmasınlar. Bizi her zaman desteklesinler. Beni değil, Elazığspor’u desteklesinler, oyuncuyu desteklesinler. Geçen sene büyük bir kenetlenme örneği vardı ve bu yüzden çok güzel geçti. Bu sene o kadar çok muhalefet var ki, biz aynı kişiyiz, kulüp aynı yerde. Ne oldu da ne değişti? Sorun eğer serinin bozulmasıysa, ben hiçbir zaman biz seriye bakıyoruz demedim. Hiçbir zaman ben demedim, biz dedim.
Geçen seneki ruhu tekrardan yakalamamız lazım. Ama birbirimizi baltalarsak, sadece eleştirirsek, bahane bulursak yavaşlarız, bu bize bir şey kazandırmaz. Rakiplerimizde bütün şehir işin içerisinde ve iyi bir hava yakaladılar. Bizim geçen sene yakaladığımız havayı bu sene Bursaspor ve Aksaray yakaladı ve devam ediyorlar. Bizim tekrardan o havaya bürünmemiz lazım. O destek ve enerji bizim için çok önemli. Biz elimizden geleni yapıyoruz, bazen oluyor bazen olmuyor ama niyetimiz halis. Elimizden geldiğince katkı yapmaya çalışıyoruz ve buna devam edeceğiz.
Geçen sene çok söyledim, “arkamıza bakmıyoruz” diye. Arkamızda öyle bir duvar vardı ki hep önümüze bakmamızı sağlıyordu. Ama bu sene çok arkaya yaslanamıyoruz. O havayı tekrar yakalamamız gerekiyor.